Özgürüz ikimiz de

04:0017/08/2024, Cumartesi
G: 17/08/2024, Cumartesi
Özgür Bayram Soylu

Özgürlük, bir kuşun gökyüzünde süzüldüğü an gibidir; kanatlarının gücünü hissettiği, rüzgarın rehberliğinde sonsuz mavi boşlukta sınır tanımadığı, her bir kanat çırpışında yeni ufuklar keşfettiği o an. Özgürlük, tıpkı kuşun gökyüzünde özgürce uçması gibi, insanın kendi iradesiyle hayallerini gerçekleştirme arzusudur. Kafesler ne kadar altınla kaplı olursa olsun, özgürlük ruhun huzur bulduğu açık gökyüzüdür. Areda Survey’in Sosyometre Temmuz 2024 raporu toplumun farklı kesimlerinin özgürlük algısını


Özgürlük, bir kuşun gökyüzünde süzüldüğü an gibidir; kanatlarının gücünü hissettiği, rüzgarın rehberliğinde sonsuz mavi boşlukta sınır tanımadığı, her bir kanat çırpışında yeni ufuklar keşfettiği o an. Özgürlük, tıpkı kuşun gökyüzünde özgürce uçması gibi, insanın kendi iradesiyle hayallerini gerçekleştirme arzusudur. Kafesler ne kadar altınla kaplı olursa olsun, özgürlük ruhun huzur bulduğu açık gökyüzüdür. Areda Survey’in Sosyometre Temmuz 2024 raporu toplumun farklı kesimlerinin özgürlük algısını ve demografik faktörlere göre nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor.


GENEL OLARAK ÖZGÜR HİSSEDİYORUZ
Rapor sonuçlarına göre toplumun % 38’i kendisini her konuda özgür hissederken, % 19,3 ‘ü hiçbir alanda özgür hissetmiyor. 2002 yılından itibaren gerek Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin bir parçası olarak gerekse ekonomik, siyasi ve sosyal evrende uluslararası standardı yakalama çabaları toplumdaki özgürlük algısının pekişmesine yardımcı olan unsurlar olarak dikkat çekiyor. Ne var ki son 10 yılda ekonomik ve siyasi darbe girişimleri Türkiye’nin güvenlik ve özgürlük dengesi konusunda yeni bir paradigma geliştirmesine neden oldu. İç ve dış tehditlerin ağırlık kazandığı dönemleri çok yoğun yaşayan biz, daha özgür bir gelecek için güvenlik politikalarını özgürlükçü politikaların önüne geçirmek zorunda kaldık. Tüm bu güvenlikçi politikaların toplum nazarında kabul gördüğünü ancak özgürlük algısının toplumun tüm kesimlerinde homojen bir şekilde dağılmadığı gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Araştırma sonuçlarına göre bugün iktidarı destekleyenler kendilerini daha özgür hissederken muhalefet partilerini destekleyenler arasındaki özgürlük algısının düşük olduğu dikkat çekiyor. Özellikle sosyal medya platformlarında iktidara muhalif hesapların sesinin görece yüksek çıkıyor olması da sosyal medyada Türkiye’de özgürlük algısının giderek kötüleştiği yönlendirmesini beraberinde getiriyor.

ÖZGÜRLÜK SORUNU HANGİ ALANDA
Topluma düşünce ve ifade, inanç ve vicdan, ekonomik girişim alanlarının hangisinde özgürlük sorunu var sorusunu yönelttiğinizde ilk sırayı kaçınılmaz olarak düşünce ve ifade özgürlüğü sorunu alıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 38,7’si özgürlükle ilgili sorunların bu alanda yoğunlaştığını belirtirken, bu oranın yıllar içinde artış gösterdiği görülüyor.
Bu veriyi son dönemde yaşanan ve sosyal medya platformu Instagram’ın toplumun belirli bir kesiminin hem düşünce ve ifade özgürlüğüne hem de inanç ve vicdan özgürlüğüne ipotek koyma girişiminden bağımsız düşünmemek gerekiyor.
Ak Parti seçmeni ile CHP seçmenin aynı kesişim kümesinde buluşuyor olması meseleye farklı açılardan baksalar da aynı hissi yaşadığı gerçeğini ortaya koyuyor. Konuşmak bedava ama bedelini ödersin metaforu toplumun farklı kesimlerini esir almayı sürdürüyor. Son 20 yılda Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü alanlarında reformlar yapması, Türkiye’nin özgürlük sorunlarıyla mücadelede kaydettiği ilerlemeleri de gözler önüne seriyor.
Jeopolitik buhran ve sosyal medya platformlarının aleyhte propaganda aracına dönüştüğünü düşündüğümüzde bir kez daha güvenlik refleksi geleneksel özgürlük algısının önüne geçmek zorunda kalıyor. Toplumun tüm kesimlerinin farklı özgürlük anlayışının olması da güvenlik politikalarının etki alanını genişletiyor.

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI
Sosyal medyanın politik arenada artan rolü ve dijital aktivizmin yükselişi, günümüzde dikkat çekici bir dönüşümün göstergesi olarak varlığını artan oranda koruyor.
Ancak, sosyal medyanın bu yeni rolü, beraberinde ciddi tartışmaları da getirmiyor değil. İsrail›in Gazze›ye yönelik saldırıları sırasında, birçok dijital platformun taraflı tutumu, zulmü görmezden gelme çabaları, ciddi filtreleme uygulamaları bu
mecraların itibarını her geçen gün zedeliyor. Filistin yanlısı içeriklere uygulanan sansür, sosyal medya platformlarının özgür ve tarafsız bir kamusal alan olma iddiasını giderek sorgulatıyor.
Türkiye’nin Instagram’a yönelik getirdiği kısıtlama, sosyal medya platformlarının tek taraflı politikaların bir sonucu olmakla birlikte, sosyal medya platformlarının denetlenmesi gerekliliğine de bir kez daha dikkat çekiyor.
Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların büyük bir kısmı (%63,2) sosyal medya paylaşımlarında çekinceler yaşadığını belirtiyor. Bu durum, sadece devletin sosyal medya üzerindeki kontrol çabalarından değil, aynı zamanda sosyal medya sağlayıcılarının uyguladığı sansür ve filtreleme politikalarından da kaynaklanıyor.
Türkiye’de en özgürlükçü olarak algılanan parti ise AK Parti olarak öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 36,6’sı AK Parti’yi en özgürlükçü parti olarak değerlendirirken, CHP’nin bu konudaki oranı yüzde 29,6 ile sınırlı kalıyor.
Toplumun tüm kesimlerinin özgürlük konusundaki heterojen yaklaşımı eski model bir radyo düşüncesini pekiştiriyor. İstasyonu doğru ayarlayabilirsek o tatlı cızırtılar arasında favori şarkımızı yakalayabiliriz. Ama ayarı biraz kaydırdık mı sadece cızırtıya maruz kalabiliriz.
Sosyometre Temmuz 2024 raporu, bu ayarı bulmanın ne kadar zor olduğunu, özgürlüğün her birey için farklı bir melodiye karşılık geldiğini gösteriyor. Özgürlüğün yalnızca yasal düzenlemelerle değil, toplumsal kültür ve değerlerle de şekillendiği gerçeği, bu alanda atılacak adımların ne kadar karmaşık ve çok boyutlu olduğunu bir kez daha araştırma sonuçları ile gözler önüne seriyor.
Bizde “kimse kimseyi kaybetmez, giden başkasını bulur, kalan ise kendini.”
#Toplum
#Siyaset
#Özgür Bayram Soylu