Enflasyonun kasvetli gölgesinin altında hem geceyi hem gündüzü aynı anda yaşamayı sürdürüyoruz. Faizlerin ve kurun arttığı, ücret-enflasyon sarmalından kur faiz sarmalına doğru yolculuğun başladığı, son günlerde dolarizasyona doğru bir eğilimin olduğu, hane halkının yalnız yolculuğuna reel sektörün de rezervasyon yaptırdığı bir döneme giriyoruz. Merkez'in ifadesi ile sıkılaştırma politikalarının gecikmeli etkilerini evinizin her köşesinde sokağınızın Arnavut kaldırımlarında hisseder hale geliyoruz.
Sadece cüzdanımızı değil aynı zamanda psikolojimizi derinden etkileyen bir durumdan bahsediyoruz TÜİK verilerine göre 75 seviyelerine sıkışmış tüketici güven endeksi içerisinde bulunduğumuz eğilimi en net gösteren gösterge olarak varlığını koruyor. Temmuz Gıda enflasyonu OECD ortalaması % 4,7 iken bizde % 68,1 olduğu gerçeği de kendisini her alanda göstermeye devam ediyor. Merkez ve reel sektör tarafında enflasyon beklentileri buluşma eğilimi gösterirken hane halkı tarafında halen daha %70’lerin üzerinde durması da beklentilerin bir süre daha katı kalabileceğine işaret ediyor.
Sosyal medya platformları üzerinden fiyatları paylaşarak, tüketiciler arasında farkındalık oluşturmak, bu konuda bir toplumsal bilinç oluşturabilir. Böylece, aşırı fiyatlar belirleyen işletmelere karşı toplu bir tepki oluşabilir. Tabii burada da her daim toplumun duyguları ile oynamak için tetikte olan sözde aktivist grupların manipülasyonuna gelmemek de ayrı bir yetenek istiyor. Gerçi manipülatif olmak için aktivist olmaya gerek olmayabiliyor. Bugünkü faiz politikasını savunanlar ile gelinen noktada enflasyonun halen daha varlığını koruması nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanı istifa etti enformasyon ya da dezenformasyonunu yayanların, izlenen politikaları bir anda eleştirmeye başlayanların aynı toprağın ürünü olması da manipülasyon potansiyelini gösteriyor.