Nasıl bilirdiniz?

04:001/01/2025, Çarşamba
G: 1/01/2025, Çarşamba
Özgür Bayram Soylu

Kelimeler musalla taşına yatırılmış birer ömürdür; kimi günahıyla ağır gelir omuzlara, kimi sevabıyla hafif bir nefes bırakır geride. İşte öyle bir yılı geride bıraktık; her harfi, her noktasıyla birer anlam küfesi taşıyarak... Her zaman yeniden başlamanın gücüne tutunduğumuz bugün, ardımızda ne sadece hüzün ne de yalnızca mutluluk bıraktık. Belki dağların ötesinde, gözlerinde birleşti gökyüzü; her sabah yeniden onu bekledik. Bazen, bir Gassalin soğukkanlılığıyla, “Her zaman sonuç değildir önemli


Kelimeler musalla taşına yatırılmış birer ömürdür; kimi günahıyla ağır gelir omuzlara, kimi sevabıyla hafif bir nefes bırakır geride. İşte öyle bir yılı geride bıraktık; her harfi, her noktasıyla birer anlam küfesi taşıyarak... Her zaman yeniden başlamanın gücüne tutunduğumuz bugün, ardımızda ne sadece hüzün ne de yalnızca mutluluk bıraktık. Belki dağların ötesinde, gözlerinde birleşti gökyüzü; her sabah yeniden onu bekledik. Bazen, bir Gassalin soğukkanlılığıyla, “Her zaman sonuç değildir önemli olan, yaşadığım şey kötüydü,” dediğimiz anlara tanık olduk. Ve yine de, her defasında umutla yol almaya devam ettik.

2024 size ne bıraktı deseler; kimimiz için bir yağmur damlası, kimimiz için yere düşerken bir umut. Bir rüzgar, bir ses, eksik dizelerle yazılmış her mısrasında hayat kokan bir şiirdi belki. Belki bir mevsim, bir deniz belki de bir yıldız kaymasıydı.
Ekonomiden siyasete, toplumsal gerilimlerden doğal afetlere kadar soruları çoğaltan bir bilmecede 2024’ü nasıl bilirdiniz? Bir gün gelir, herkes kendi yalnızlığında ölür derken, yalnızlıklarımızla yüzleştiğimiz anlardan, umutların gölgede kaldığı zamanlara kadar 2024’ü nasıl bilirdiniz?

2024’ÜN YANKILARI: TÜRKİYE’NİN HİKÂYESİ, SORULAR VE CEVAPLAR

2024 yılı, Türkiye’nin her köşesine farklı bir hikâye bıraktı; kimine umut, kimine dert, kimine ise belirsizlik. Borç yükü altında ama dirençli bir yolcu misali ekonomiden, seçim zaferlerinin gölgesinde mücadele eden partilere; yükselen umutların göklere taşındığı teknoloji projelerinden, kadın hakları mücadelesinin hâlâ sürdüğü bir zemine kadar, her olay kendi yankısını bıraktı. Bu yılın aynasında, sorular ve cevaplar birbirine karışırken, Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi manzarası, tarihe not düşülecek bir yolculuk sundu bir bakıma. Herkesin farklı bir şekilde hatırlayacağı bu yıl, yerel seçimlerin sonucundan doğanın sessiz ama etkili çığlıklarına, bilimin ufuklarında yükselen kahramanlara ve bölgesel krizlerde şekillenen diplomasiye kadar derin bir iz bıraktı. Şimdi, bu izlerin bıraktığı soruları tekrar sorma ve geriye dönüp bir değerlendirme yapma zamanı: Türkiye 2024’ü nasıl yaşadı ve biz onu nasıl bildik?

Borçla imtihan olan, ama ayakta kalmaya çalışan bir yolcu olan ekonomiyi nasıl bilirdiniz?

Kendi kazandığı zaferlerin altında kalmayı başaran CHP’yi nasıl bilirdiniz?
Seçmenine zafer mi kazandık, yoksa sadece yeni bir dert mi edindik sorusunu sorduran müzmin muhalefet anlayışını 2024 yılında nasıl bilirdiniz?

Sessiz ama etkili çığlıklar atan bir bilge olan doğayı nasıl bilirdiniz?

Göklere çıkan umut verici bir kahraman olan Kızılelma’yı, Akıncıyı nasıl bilirdiniz?

2024’te Türkiye ekonomisini nasıl bilirdiniz? Yerel seçimlerle şekillenen bir dönemeç mi, yoksa turizm rekorlarıyla parlayan bir yıl mı?

2024’te Türkiye’de ücret ve enflasyonu nasıl bilirdiniz? Gerçek gelir kaybını gizleyen bir denge oyunu mu, yoksa alım gücünü yeniden inşa etmeye çalışan bir mücadele mi?

Türkiye’nin ilk astronotunun dönüşünü nasıl bilirdiniz? Bilimde bir dönüm noktası mı, yoksa geç kalınmış bir başlangıç mı?

2024 yılında Türkiye’de kadın haklarını nasıl bilirdiniz? Gelişmekte olan bir alan mı, yoksa hâlâ mücadele gerektiren bir zemin mi?

2024 yerel seçimlerinin sonuçlarını nasıl bilirdiniz? Türkiye’de siyasi dengeleri değiştiren bir dönemeç mi, yoksa kısa vadeli bir değişim mi?

2024’te muhalefetin kendi içindeki çatışmalarını nasıl bilirdiniz? Yapısal reformlara odaklanan bir yeniden yapılanma mı, yoksa iç çekişmelerle zayıflayan bir yapı mı?

2024 yerel seçimlerinde CHP’yi birinci parti olarak nasıl bilirdiniz? Uzun yılların ardından gelen bir zafer mi, yoksa kırılgan bir başarı mı?

Orman yangınlarını nasıl bilirdiniz? İklim kriziyle yüzleşemeyen bir politika mı, yoksa önlenebilir bir felaket mi?

Suriye’de Esad sonrası dönemde Türkiye’nin rolünü nasıl bilirdiniz? Bölgesel istikrarın garantörü mü, yoksa yeni güç dengelerine ayak uydurmaya çalışan bir oyuncu mu?

Türkiye’nin NATO ve AB ile ilişkilerini nasıl bilirdiniz? Yeniden şekillenen ortaklıklar mı, yoksa çözülmeyen uzlaşmazlıklar mı?

Türkiye’nin enerji politikalarını nasıl bilirdiniz? Yenilenebilir enerjiye odaklanan bir vizyon mu, yoksa fosil yakıtların gölgesinde kalan bir gelecek mi?

Türkiye’nin Mısır ile yeniden yakınlaşmasını nasıl bilirdiniz? Bölgesel barışa yönelik tarihi bir adım mı, yoksa stratejik bir zorunluluk mu?

2024 yılında muhalefetin Cumhur İttifakı karşısındaki pozisyonunu nasıl bilirdiniz? Alternatif politikalar geliştiren bir yapı mı, yoksa liderlik krizinden çıkamayan bir hareket mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uluslararası diplomatik liderlerle temaslarını nasıl bilirdiniz? Bölgesel krizlerde çözüm arayan bir vizyoner mi, yoksa pragmatik bir lider mi?

2024’te Türkiye’nin sosyal huzurunu nasıl bilirdiniz? Umut ve dayanışma içinde bir toplum mu, yoksa bölünmüşlükle sınanan bir yıl mı?

2025, yalnızca bir devam yılı değil, belki de bu sorulara yanıtların aranmayı sürdürdüğü bir dönüm noktası olacak. Gelecek, sadece ekonomik ve siyasi hamlelerle değil, toplumun dayanışması, bilimin yükselişi ve doğayla uyum içinde ilerlenmesiyle şekillenecek. Gökyüzünde parlayan Kızılelma ve Akıncı projeleri, bu umudun bir sembolü olmaya devam ederken, Türkiye’nin ufkunda daha büyük hedefler belirecek.
Şimdi, eskiden yeniye, karanlıktan aydınlığa, belirsizlikten umuda bir yolculuğa merhaba derken, ardımızda hüzünle uğurlayıp kısa sürede unuttuğumuz bir yılı geride bırakıyoruz. Ve bu yolculuğun sonunda, dinginliğe, içten bir “nasılsın?” sorusuna mazhar olmayı arzuladığımız bir yarına merhaba diyoruz.

Gassal’dan bir notla;

Bizde
“Ölenin vakti bol olur. Zaman diriyken kıymetli”
#Özgür Bayram Soylu
#CHP
#Siyaset