Türkiye ekonomik, jeopolitik ve sportif gelişmeler ekseninde yine yoğun bir gündemi iliklerine kadar yaşıyor. Bir yanda Temmuz enflasyonu, bir yanda Suriye ile normalleşme çabaları, bir yanda Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısı ve bir yanda içimizdeki Avusturyalılar. Arda Güler’in Avusturya maçında manşetlere taşınan markaj altındaki görüntüsü gibi Türkiye’de bu hafta inanılmaz baskı ve markaj altında. Arda Güler’in sahip olduğu esneklik ve kıvraklık damarlarındaki asil kanda mevcut olduğuna göre,
Türkiye ekonomik, jeopolitik ve sportif gelişmeler ekseninde yine yoğun bir gündemi iliklerine kadar yaşıyor. Bir yanda Temmuz enflasyonu, bir yanda Suriye ile normalleşme çabaları, bir yanda Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısı ve bir yanda içimizdeki Avusturyalılar. Arda Güler’in Avusturya maçında manşetlere taşınan markaj altındaki görüntüsü gibi Türkiye’de bu hafta inanılmaz baskı ve markaj altında. Arda Güler’in sahip olduğu esneklik ve kıvraklık damarlarındaki asil kanda mevcut olduğuna göre, ülke olarak bu cendereden çıkma kapasitesine ve liderline sahip olduğumuzu da aşırı hissediyoruz.
Bugün Merih Demiral üzerinden Avrupa’daki Türklere mesaj vermeye çalışan, yeşil sahadaki başarımızı hazmedemeyen, her platformda güçlü bir Türkiye görme alerjisi olan uluslararası basın her alanda topyekün saldırmaktan vazgeçmiyor. Milli kimlik ve benliğini kaybetmeyen, kutsallarına ve sembollerine bağlı millet evlatlarının ülkeleri söz konusu olunca geri adım dahi atmayacağının bilincinde olan “stratejik ortaklarımız”ın söz konusu Türkiye olunca göstermiş oldukları hassasiyet gerçekten gözlerimizi yaşartıyor. Hollanda maçı öncesinde psikolojik bir baskı oluşturmaya çalışan dahili ve harici dekor oyuncuları korkmasınlar Orange-Nassau Hanedanı’nın mirasını ellerinden almaya gitmiyoruz.