Kırmızı kart

04:0011/01/2025, Cumartesi
G: 11/01/2025, Cumartesi
Özgür Bayram Soylu

Gün geçmiyor ki Türkiye ve dünya meselelerine yenilikçi çözümler üreten muhalefet, kamuoyunun karşısına olağan dışı sürprizlerle çıkmasın. Aslında gündemden uzak olmakla suçladığımız muhalefetin bu seferki sürprizi en azından spor gündemi ile ilişkili. Bu noktada orta hakem Özgür Özel’in kırmızı kart sürprizinin hakkını verelim. Futbol ve hakem kararlarının bu denli tartışıldığı bir ortamda asgari ücret, gelir eşitsizliği, enflasyon meselelerinde iktidara sürpriz yaparak kırmızı kart çıkaran Özel’in

Gün geçmiyor ki Türkiye ve dünya meselelerine yenilikçi çözümler üreten muhalefet, kamuoyunun karşısına olağan dışı sürprizlerle çıkmasın. Aslında gündemden uzak olmakla suçladığımız muhalefetin bu seferki sürprizi en azından spor gündemi ile ilişkili. Bu noktada orta hakem Özgür Özel’in kırmızı kart sürprizinin hakkını verelim. Futbol ve hakem kararlarının bu denli tartışıldığı bir ortamda asgari ücret, gelir eşitsizliği, enflasyon meselelerinde iktidara sürpriz yaparak kırmızı kart çıkaran Özel’in en azından futbol gündemini takip ediyor olması ana muhalefetin halen daha kara parçamızda ve hava sahamızda olduğuna işaret ediyor. Özel, bu minnak sürprizi ile yan hakemler İmamoğlu ile Yavaş’a ve dördüncü hakem Kılıçdaroğlu’na maçın hakemi benim ve kararları ben veririm mesajı veriyor. Biraz zorlama bir çıkarım oldu farkındayım ama “Güneydoğu’nun incisi Mersin’den” verilen bu mesajın başka derinlikleri var mıdır bilmiyorum. Ama görünen o ki Mersin ana muhalefet partisi liderlerinin gaflarına ve inanılmaz sürprizlerine ev sahipliği yapmayı bir süre daha sürdüreceğe benziyor. Gerçek şu ki,
muhalefetin kendi iç ve dış dinamikleri içerisinde bulundukları siyaset karmaşasını çözecek bir VAR hakemine olan ihtiyacı her geçen gün artırıyor.

SAHADA KAYBOLAN HAKEMLER

Ipsos’un Ekim 2024’te yayımladığı rapor dünya hızla değişirken toplumların taşımış oldukları endişelerin ve var olan belirsizliklerin benzer sorunlardan kaynaklandığına işaret ediyor. Enflasyon, sosyal eşitsizlik, işsizlik gibi meseleler dün olduğu gibi bugün de bireylerin ve toplumların gündemlerindeki en önemli meseleler olarak öne çıkıyor. Dünya genelinde alım gücünün zayıflaması toplumsal huzursuzlukları tetikliyor, sosyal eşitsizlikler çatışma kaynağı haline geliyor, işsizlik meselesi ise toplumsal güveni zedeliyor. Durum böyle olunca, bu kaygılar bireysel huzursuzluğun ötesine geçerek hükümetlerin ve siyasi hareketlerin meşruiyetlerini sorgulayan birer kırmızı kart haline geliyor. Vatandaş, kendisinden somut çözüm önerileri ve net reaksiyonlar beklerken sergilediği popülist söylemlerle gerçekçi politikalara duyulan ihtiyacı her geçen gün artırdığını fark etmeyen Özel, bu durum nedeniyle bir anlamda kırmızı kartı kendine göstermiş oluyor. Hakem triosunun hayatın gerçekliğinden uzaklaşması kırmızı kartın hangi siyasi hareketin varlığını sorgulayan bir kırmızı kart olduğu sorusunun yanıtını da kendi kendine vermiş oluyor.


KIRMIZI KART KİMİN ELINDE?
Araştırmacılar 2025 yılı için yeni teknolojilerle harmanlanacak ekonomik dalgalanmaların siyasetçilere yeni fırsat ve meydan okuma alanı oluşturacağı tahmininde bulunuyor. Örneğin tüketici davranışlarının bilinçli bir zemine oturması dahi siyaset mekanizmasından daha fazla hesap verebilirlik talebinin artacağı anlamına geliyor. Teknolojik yeniliklere uyum sağlayanların toplumsal dönüşümü yönlendirme fırsatını elde edeceği bir dönemde sadece popülist söylem ve eylemlere saplananların kırmızı kart görme sıklığı artma riski ana muhalefet genel başkanı şehir şehir gezdikçe artıyor.
Özel’in kırmızı kartı sembolik bir anlam taşısa da hakem üçlüsünün içine düştüğü çıkmazı net bir şekilde gözler önüne seriyor. Siyasi üretim krizi ve liderlik belirsizliği içinde bulunan muhalefetin kendi sahasında tökezlemesi toplumsal güven ve kaygıyı enflasyondan daha çok derinleştiriyor. Ortak bir muhalefet anlayışı yerine bireysel stratejilerin hakim olması “bu hakemler adalet dağıtabilir mi” sorusunu gündemde tutuyor.
İnsanlık ekonomik ve toplumsal sorunlarla mücadele ederken yeni yıla yönelik öngörü ve umutlar yeni stratejilerin geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Türkiye’de muhalefetin içinde bulunduğu siyasi üretim krizi bu sorunların çözüm adresinin AK Parti iktidarı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Toplumun mevcut kaygıları karşısında muhalefetin çözüm önerisi getirmedeki eksikliği ve çaresizliği her şeye rağmen AK Parti kadrolarının sorumluluğunu artırırken vatandaş ile AK Parti arasındaki kırılgan ilişkiyi onarma fırsatı da sunuyor.
Muhalefetin yıllardır içinde bulunduğu uyum sorunun ve iç bölünme riskinin bu denli açığa çıktığı, halktan kopukluğun zirve yaptığı bir dönemde siyasal iktidar anlayışının bir süre havaya çevirdiği yüzünü vatandaşa çevirmesi vatandaşa karşı duyarlılığın var olduğunu gösterme fırsatı sunuyor.
Bizde
“Aynalar iki türlüdür. Yüzünü görmek isteyen cama bakar, özünü görmek isteyen cana bakar.”
#politika
#CHP
#Özgür Özel
#Özgür Bayram Soylu