Doç.Dr. Özgür Bayram SOYLU, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalında doktora derecesini aldı. Halen Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İktisat Bölümü öğretim üyesidir. Benim Markam, Kuşakların Markası, Gençlik Araştırması, E-Ticaret Tüketici Davranışları Araştırması, Tatil Alışkanlıkları Araştırması, Sektörel Beklenti Araştırması ve Türkiye’de Ailenin Değişen yapısı projelerinde yürütücülük ve koordinatörlük yapmıştır. “Türkiye’de Pandemi Dönemi Tüketici Davranışları: Covid-19”, Türkiye’de Finansal Okuryazarlık”, “ÇALIŞAN KADIN” başlıklı araştırma kitapları bulunmaktadır. Yenilenebilir enerji tüketimi,ticari açıklık, rekabetçilik, turizm, işsizliik, cari açığın finansmanı, metaverse: Tarımın dönüşmü ve geleceği konuları başta olmak üzere çok sayıda makroekonomik araştırma alanında makale ve kitap bölümü bulunmaktadır.
Asgari ücret artışı, reel sektörün faizle mücadelesi, hane halkının ne olduğuna anlam veremediği alım gücünün sahnelendiği Muhteşem Aralık’ta sona doğru gidiyoruz. Özellikle asgari ücret artış oranı ve merkez bankasının aylardır beklenen faiz kararı sadece yaşam standartlarını değil aynı zamanda piyasa dengelerini ve enflasyon beklentilerini de doğrudan etkiliyor. Faiz seviyesinin halen daha yüksek bir seviyeye konuşlanmış olması ve enflasyonun varlığını sürdürüyor olması parası olanların elini daha da güçlendirirken, parası olmayanların sorunlarının daha ne kadar derinleşeceği sorularını beraberinde getiriyor. Bir yanda cebindeki üç kuruş ve kredi kartı ile minyatür kaleye rövaşata atmaya çalışan vatandaş diğer yanda ise yüksek faizlerle döviz bazında kazançlarına kazanç katan kanarya sevenler derneğinden hallice ithal sermaye sevenler derneği. Ekonomideki belirgin hale gelen bu “Kiminin parası, kiminin yine parası!” hikayesi kazanan ve kaybedenin kim olacağına dair önemli sinyaller veriyor. Merkez her ne kadar beklentilere paralel bu ay bir indirim resitali sunsa da altın tavuklayan yumurtanın ithal tavuk olduğu gerçeği değişmiyor. Lafın kısası Muhteşem Aralık’ın ayazında bir yanda net asgari ücretin 22.104 liraya yükselmesi ile tünelin ucunda görünen refah, diğer yanda market raflarındaki etiketleri olimpiyat rekoru kırmak istercesine değiştirme hızı. Faiz tarafında ise yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisini “altın yumurtlayan tavuk” gibi görmeye devam ederken, vatandaş için tavuğun yem parasının soru işareti olmaya devam etmesi.
Merkez Bankası’nın son sekiz aylık faiz politikası, özellikle yabancı yatırımcılar için cazip bir ortam sunmaya devam ediyor. Yüksek faiz oranları, Türkiye’yi carry trade adı verilen finansal işlemler için çekici hale getiriyor. Bu faiz politikaları yalnızca yabancılara kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda bütçe üzerindeki yükü de artırıyor. Yüksek faiz oranları, kredi maliyetlerini artırarak reel sektör üzerinde baskı oluşturuyor. Üreticiler ve işletmeler, yüksek finansman maliyetleri nedeniyle yatırımlarını ertelemek veya küçültmek zorunda kalıyor. Yatırımcılar, Türkiye’ye döviz getirerek TL bazında faizden yararlanıyor ve yıl sonunda dövizlerini artırarak ülkelerine geri dönüyor. Türkiye’ye gelen bu sermayenin, kalıcı yatırımlar yerine spekülatif kazanç peşinde olduğu gerçeğini hepimizi görüyoruz.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Kim ne derse desin, devlet kendi açıkladığı 2024 yılı enflasyonu (%45) kadar bile asgari ücrete zam yapmadığı için, yakan top çalışanın, ücretlinin elinde kaldı. Enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz kelimeleri hep boş laf. İşverenler ve yüksek faizden kazanan rantçılar kazandı yine.
Her sene aynı seyler deniliyor fakat aslı öyle değil.Gecrn sene de %49asgari ücret açıklandığında hemen fiyatlar fahiş arttırıldığı söylendi fakat asıl zamlar son aylarda hiçbir maliyet artışı olmadığı zamanlarda yapıldı.Secim sonrası beklentilerini bozup fiyatları ona göre yaptırdılar.
İşçilik maliyetlerini makul ölçüde fiyatlara yansitanlari değil de asiri yapıldığıni ve bunların heryerde baskın oldugunu peşin hükümle dile getirmek fayda değil daha fazla zarar oluşturuyor. Fiyat mekanizmasını bozuyor. Hanehalki enflasyon verisi gibi gerçeklikten uzak verilerle algı yapıp zamlara bahane bulunuyor ve halkın da kanmasi bunu kabullenmesi sağlanıyor. Birileri de kârlarini azami ölçülerde tutabiliyor.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.