Yeni Şafak gazetesi, 30 yıldır Türkiye’nin vicdanı, cesareti ve milli direnişinin sesi olarak varlığını sürdürüyor. Her sayfasında kalemiyle mücadele eden, gerçeği savunan, dünya mazlumlarının yanında duran bir gazetecilik örneği sergiliyor. Türkiye’nin en kritik ve karanlık zamanlarında demokrasiye olan inancının kaybetmeden hakikat ışığını yansıtmaktan geri durmayan gazete, en çalkantılı dönemlerde bile vatandaşın doğru bilgiye erişmesi adına sorumluluğunu yerine getiriyor. Karadenizli olan aile
Yeni Şafak gazetesi, 30 yıldır Türkiye’nin vicdanı, cesareti ve milli direnişinin sesi olarak varlığını sürdürüyor. Her sayfasında kalemiyle mücadele eden, gerçeği savunan, dünya mazlumlarının yanında duran bir gazetecilik örneği sergiliyor. Türkiye’nin en kritik ve karanlık zamanlarında demokrasiye olan inancının kaybetmeden hakikat ışığını yansıtmaktan geri durmayan gazete, en çalkantılı dönemlerde bile vatandaşın doğru bilgiye erişmesi adına sorumluluğunu yerine getiriyor. Karadenizli olan aile dalgaların büyüklüğünden korkmadan dümeni her zaman doğruluk ve adalet yönüne çevirmeyi başarıyor. Yeni Şafak gazetesinin 30 yıllık serüvenine baktığınız zaman aslında bir direniş hikayesinin izlerini de görüyorsunuz. Pek çok kez baskı altında kalmalara, tehditlere rağmen her defasında Zümrüdüanka kuşu gibi küllerinden yeniden doğarak, her defasında daha da cesur bir şekilde yoluna devam ettiğinin izleri günümüze taşınıyor. İzlemiş olduğu yayın politikası, sergilemiş olduğu duruş sadece bir gazetenin değil çoğu kez bir milletin mücadelesini de temsil ediyor. Gazetenin her haberi her köşe yazısı, halkının vicdanına hitap ediyor, milletin sesi olmaya, onların taleplerini, isteklerini ve endişelerini sayfalarına taşımaya devam ediyor. İşin özü her satırında her başlığında sonu nereye giderse gitsin milletin duygularına tercüman oluyor. Her sayfası, Türkiye’nin toplumsal ve siyasi rüzgarlarında dimdik duran bir direk misali, okuyucularına güven veren bir sığınak sunuyor. Yeni Şafak sanki Karadenizli bir balıkçı teknesi; zaman zaman fırtınalı denizlerde mücadele etmiş, bazen de sakin sularda huzurla süzülmüş. 28 Şubat’ta o hırçın ve zalim dalgalara meydan okumuş, 15 Temmuz’da ise dalgaları yararak milletle birlikte limana sağ salim varan bir gemi olmuş. Sahip olmuş olduğu maddi ve manevi tüm donatılar Yeni Şafak gazetesini sadece bir gazete olmanın ötesine geçiriyor. Gazetenin havasını soluyan herkes için farklı duyguları barındırıyor. Kimisi için bir aile, kimisi için bir okul, kimisi için bir meydan kimisi için ise bir sahneyi simgeliyor. Milli değerlerle beslenen cesur duruşuyla öne çıkan Yeni Şafak ailesi nice gazetecilere gelecek olmaya, nice fikirlere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki insanların sesinin yankılandığı bir ortamı teneffüs etme şansını yakalayabiliyorsunuz. Türkiye’de yaşanan siyasi, ekonomik ve toplumsal değişimlerin hepsinin izlerini gazetenin manşetlerinde de satır aralarında da koridorlarında da görebiliyorsunuz. Bu 30 yıllık serüvende “Rüzgar nereden eserse oraya dön” medya anlayışının aksine kendi rotasında ilerlemesi ise hem çalışanlarının hem okurlarının hem de milletin gönlünde iz bırakan bir gazete olmasının önünü açmışa benziyor. Bugün Yeni Şafak, 30 yıllık birikimiyle ve tecrübesiyle, Türkiye’nin yarınlarına da ışık tutmaya devam ediyor. Bu gazetenin sayfalarında yazılan her satır, yarının tarihine not düşüyor, Türkiye’nin milli mücadelesine bir tuğla daha ekliyor. Yeni Şafak gazetesinin 30. yılı, Türkiye’nin milli direnişinin, cesaretinin ve bağımsızlık arzusunun bir yansımasıdır bir bakıma. Yeni Şafak, basit bir haber kaynağı olmanın ötesine geçerek, milletin sesi, vicdanı ve kalemi olmayı sürdürüyor. Bundan sonra da aynı cesaret ve kararlılıkla yoluna devam edecek olması hem okuyucularına hem takipçilerine hem sokağın kalbine umut veriyor.
Bizde bir gazeteyi büyük yapan, onun tirajı değil, taşıdığı milli ve manevi ruh ve cesaretidir.
#Yeni Şafak
#30. yıl
#Özgür Bayram Soylu
