Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) her ne kadar enflasyon rakamları ile dikkatleri üzerine çekse de hayatın içinden açıkladığı verilerle de istatistikleri konuşturabiliyor. TÜİK’in 2021-2023 yıllarını kapsayan hayat tabloları dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren önümüzde yaklaşık kaç yılımız var sorusunun yanıtını arıyor. Türkiye’nin Hayat Tabloları, ülkedeki yaşam beklentisi, sağlık politikaları, bölgesel farklılıklar ve cinsiyetler arası farklar gibi birçok önemli unsuru gözler önüne seriyor. Aslında ömrümüzün sezon finalini ya da lig maratonunda final haftasını vatandaşın gözünden verilerle dile getiriyor.
Bugün, teknoloji, sağlık hizmetleri ve yaşam kalitesindeki artışlar derken insan ömrü her geçen yıl uzuyor. "Ne kadar yaşıyoruz?" Cevap: 77,3 yıl! Yani, dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren önümüzde yaklaşık 77,3 yıllık bir ömür beklentisi var. Tabi bu sürenin büyük bir kısmını uykuda, sosyal medyada, köy kahvesinde, trafik çilesinde ve bitmek bilmeyen hayat mücadelelerinde geçirdiğimizi hesaba katarsak, ortalama yaşam süresinin ne kadar uzun olduğu tartışılabilir. Bulgaristan, Letonya ve Romanya gibi ülkeler en düşük yaşam beklentilerine sahipken (74.2-75.1 yıl), Liechtenstein, İsviçre ve İspanya gibi ülkelerde bu beklenti oldukça yüksek (83+ yıl). Türkiye'nin ortalama yaşam beklentisi ise 77,3 yıl ile Avrupa ortalamasının (80,6) biraz altında yer alıyor. Genel olarak daha gelişmiş refah düzeyine sahip, jeopolitik buhrandan uzak ülkelerde yaşam beklentisinin yüksek olduğu görülüyor. Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler, sosyal politikaların güçlendirilmesi ve bireylerin yaşam tarzlarına daha fazla dikkat etmesiyle Türkiye’deki beklentinin iyileştirilmesi mümkün görünüyor.
Pandemi döneminin yaşam süresi beklentisi üzerindeki etkisi tartışılmaz. Hem dünya hem Türkiye genelinde artan ölüm oranlarının getirdiği endişe yaşam beklentilerini de olumsuz etkilemişti. Salgın sonrası iyileşme süreciyle birlikte, yaşam beklentisinin yeniden yükselme eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Elbette sağlık hizmetlerine erişim bireylerin yaşam beklentisi üzerindeki en doğrudan faktörlerden birisi olarak öne çıkıyor. Erişimin yaygınlığı arttıkça yaşam süresini beklentisi de artıyor. Dolayısıyla bölgeler arası sağlık hizmetlerine erişim farkı ortadan kalktıkça şehirler arasındaki yaşam beklentisi farkı da ortadan kalkıyor. Coğrafi ve çevresel koşullar, sosyal ve ekonomik faktörler, fiziksel aktivite ve yaşam tarzı, eğitim ve stres düzeyi gibi unsurlar ve daha fazlası bölgeler arası yaşam süresi beklentilerindeki farklıkları açıklıyor. En önemli açıklayıcı unsurlardan birisi de beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları. Son yıllarda fastfood tüketiminin artması, hareketsiz yaşam biçimi ve obeziteye yatkınlık genç nesillerin ilerleyen yıllarda sağlık sorunları ile karşılaşma riskini giderek artırıyor. TÜİK’in hayat tablolarına baktığımızda, yaşam beklentisi adeta bir nehir gibi; bazen sakin ve durgun, bazen ise coşkun bir akıntıyla ilerleyerek, sonunda denize ulaşan bir yolculuğu andırıyor. Sağlıklı bir yaşam tarzı, bölgesel ve toplumsal eşitlikler, daha iyi sağlık hizmetleri… Bütün bunlar, ömrümüzün süresini ve kalitesini etkileyen unsurlar. Ama unutmamak gerekir ki, mesele sadece ne kadar yaşadığımız değil, neler yaşadığımızdır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.