Gazoz olma…

04:0015/01/2025, Çarşamba
G: 15/01/2025, Çarşamba
Özgür Bayram Soylu

Bazı tüketim araştırmaları vardır ki sadece tüketicilerin alışkanlıklarını ortaya koymakla kalmaz aynı zamanda toplumun sosyolojik ve politik kodlarına dair alt metinler barındırır. Areda Piar tarafından gazlı içecek tüketim alışkanlıkları araştırması da onlardan bir tanesi. Ayılana gazoz bayılana limon veren bu araştırma kiminle karşılıklı gazoz içmek istersiniz sorusundan gazoz kapağının tüketicide bıraktığı duyguya pek çok çarpıcı sonucu barındırıyor. Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından

Bazı tüketim araştırmaları vardır ki sadece tüketicilerin alışkanlıklarını ortaya koymakla kalmaz aynı zamanda toplumun sosyolojik ve politik kodlarına dair alt metinler barındırır. Areda Piar tarafından gazlı içecek tüketim alışkanlıkları araştırması da onlardan bir tanesi. Ayılana gazoz bayılana limon veren bu araştırma kiminle karşılıklı gazoz içmek istersiniz sorusundan gazoz kapağının tüketicide bıraktığı duyguya pek çok çarpıcı sonucu barındırıyor. Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından birisi Türk halkının kiminle gazoz içmek istediğine dair. Katılımcıların %31,3’ü Leyla dizisinin karakteri “Nur” ile dertleşmek istiyor. Entrikanın genlerimize işlediği “Öyle Bir Geçer Zamanki” dizisinin Caroline’si ikinci sırada yer alırken, üçüncü sırayı gazoz denince ilaçlı gazozun mucidi Nuri Alçı alıyor. Bir yandan ekonomik belirsizlikler bir yandan travmatik muhalefet iklimi arada kalmış vatandaşı bir liman arayışına itiyor. Araştırmada sorulmamış ama Şam’da Hakan Fidan ile Bağlar Gazozu içmek de efsaneler arasında yerini alma potansiyelini taşıyor. Gerçi
“İsmet İnönü demek memleketin o kadar derdi varken Almanca satranç dergisine abone olmak demektir” deyişinin gölgesinde Özgür Özel ile Karamürsel Gazozu içmek de fena deneyim sayılmayabilir.
Dertleşme ikliminde bir gazoz festivalinde ana muhalefetin üçlüsü ile “psst sesine” hayat vermek buz gibi özgürlüğün sesi olmaz belki ama karmaşaya küçük bir mola vermenin sembolü olabilir.

EFSANE OL!
Yerel seçim matematiği sonrası efsane olmanın kıyısına yanaşan muhalefetin “psst” sesiyle özgürlük mesajını veremiyor olması vatandaş cephesinde kapağı açıldıktan sonra gazı kaçmış gazoz fikrinin yaygınlaşmasına yol açıyor. Uzun uzun gazoz şişesine bakıp umut arayan vatandaşa gelecek vaat edemeyen muhalefet anlayışının vatandaşın en az tercih ettiği 1,5 litrelik şişeler halinde raftan kaldırılma ihtimali giderek artıyor.
Muhalefet cephesindeki mesajların eksikliği, şişeyi açınca gelen mutluluğun sesini taşıyabilecek dinamik lider ve eylem eksikliği vatandaşın hem sofrada hem de siyasette “doğru tat” arayışını sürdürmesine yol açıyor.

YENİ BİR TAT İÇİN HAZIR MIYIZ

Katılımcıların yüzde 38,6’sı “belki” diyor. Bu bir anlamda yeniliklere açık ama geleneklerinden, genetik kodlarından kopamayan bir kitlenin varlığına işaret ediyor. Aslında bu oran seçim ateşinin söndüğü hayatın gerçekleri ile yüz yüze gelindiği dönemlerde ekonomik koşullar gereği iktidara tam manasıyla umut bağlayamayanların ve muhalefeti güçlü bir alternatif göremeyenlerin davranışını yansıtıyor. Ne çıkarsa içenler ve klasiklerden şaşmayanlar ise tam anlamıyla kutuplaşmayı temsil ediyor. Gazoz gibi eğlencenin başlangıcı bir iletişim sesi yerine “Abi sesin çok detone” görmezliği gerçeklerden kopup hayal dünyasında yaşayanları net bir şekilde yansıtıyor.

Araştırmaya göre gazlı içecek bir yer olsaydı en çok tercih edilen yer özgürlüğün simgesi Kapadokya’nın balonlarla dolu gökyüzü. Uçup bir yerlere varma veya özgürleşme arzusu bir manada ekonomik sıkışmışlık duygusunun bir sonucunu yansıtıyor. Buz gibi ve heyecanlı Everest Dağı’nın zirvesi mücadele azmini temsil ediyor. Gizemli ve büyüleyici Norveç’in Kuzey Işıkları ile egzotik ve sürprizlerle dolu Amazon Ormanları’nın daha az tercih ediliyor olması Türk halkının gerçeklerden uzak hayallere mesafeli olduğunu, macera aramak için henüz genç olduğunu gösteriyor. Kimimiz için Kapadokya da bir hayal ama aynı zamanda Türkiye’nin bir gerçeği.
Halkın içindeki sıkışmışlığın bir anlık patlamasının temsilcisi gazozla hayal ve gerçek arasındaki ince çizgide yolculuk etmek önemli olanın yol değil yoldaş olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Yalnızca bir tat değil aynı zamanda duyusal deneyimin adresi gazlı içecekler bir nevi sessiz devrimlerin birer simgesini taşıyor.

SENİN OLAN SENİ BULUR
Araştırma sonuçlarına göre yemeklerin yanında kola tercih edilmeye devam ediyor. Boykotun etkisi ile marka tercihi etkilenmiş olsa da alışkanlıklarımızdan kolay kolay vazgeçmediğimizi gösteriyor. Ne tüketicinin ne de seçmenin kısa vadede alışkanlığını değiştirmesi kolay olmuyor bunun için ayakları yere basan uzun vadeli stratejiler önem kazanıyor. Gazoz ve maden suyu her ne kadar geleneksel ve yerel tatları temsil etse de kolanın popülaritesine ulaşması için yeniden bir markalaşma ve pazarlama adımı atmanın zamanının geldiğine dair sinyaller veriyor. Yerli markaların özellikle fiyatlama davranışları nedeniyle boykot sonrası yerli ya da alternatif ürün tercihinin arzu edilen seviyeye gelmemiş olması markaların neden hala büyük bir sıçramama yapamamasını açıklıyor.
Gazoz şişesi gibi basınç altında olan vatandaşın, yeni tatlara yönelmesi için daha güçlü bir “psst” anına ihtiyacı var gibi görünüyor. Bunun için yeni bir yüze ya da yeni bir markaya değil hayal ve gerçekleri bir arada yaşatmayı vaat eden bir anlayışa ihtiyaç duyuyor
. Geldiğimiz noktada gazoz olma yolunda ilerleyen muhalefetin varlığında iktidarın kendi içerisinde gerçekleştireceği değişim zor ama imkânsız değil. Bir gazoz şişesinde dahi olabilecek bir değişim hikayesini vatandaşın lezzetine sunmak buz gibi özgürlüğün habercisi olma özelliğini şişede bulunduruyor.
Bizde
“boğulduğunu sandığın yer belki de sana yüzmeyi öğretiyordur.”
#Suriye
#Politika
#Toplum
#Özgür Bayram Soylu