Çıkmaz sokak

04:0031/07/2024, Çarşamba
G: 31/07/2024, Çarşamba
Özgür Bayram Soylu

Yaşam yolculuğunda zaman zaman umutsuzluğun, çaresizliğin ve çıkış yolu bulamama durumunun vücut bulmuş hali. İnsanın içsel yolculuğa çıkmaya zorlandığı, yeniden değerlendirip farklı bir yol arayışının başlangıç noktası. Bazen bir kör düğüm, bazen sakin bir liman, bazen sessiz bir yansıma. Her ne kadar hayatımızın farklı zaman dilimlerinde karşımıza çıkan engelleri temsil etse de biraz durup düşünme, daha güçlü ve daha bilinçli adım atmanın da güçlü bir sembolüdür aslında çıkmaz sokak. Türkiye


Yaşam yolculuğunda zaman zaman umutsuzluğun, çaresizliğin ve çıkış yolu bulamama durumunun vücut bulmuş hali. İnsanın içsel yolculuğa çıkmaya zorlandığı, yeniden değerlendirip farklı bir yol arayışının başlangıç noktası. Bazen bir kör düğüm, bazen sakin bir liman, bazen sessiz bir yansıma. Her ne kadar hayatımızın farklı zaman dilimlerinde karşımıza çıkan engelleri temsil etse de biraz durup düşünme, daha güçlü ve daha bilinçli adım atmanın da güçlü bir sembolüdür aslında çıkmaz sokak.

Türkiye ekonomisinin çıkmaz sokağının adı da son yıllarda enflasyondan başkası değil. Gizemli bir labirent olduğu da oldu hayatımızda, zaman yolculuğunda kâşifin not defterindeki sır olduğu da. Yolunu bildiğimiz ama bir türlü sonunu getiremediğimiz bir yolculuk. Halk otobüsünde hedefi görüp de bir türlü varamamanın vermiş olduğu çaresizlik gibi bir şeydi bir bakıma.


BEKLENTİLER İYİLEŞMEYİ BEKLİYOR
Enflasyonla mücadelede bir süredir kararlılıkla uygulanan faiz oranlarının artırılmasına ve sıkılaştırıcı adımlara yönelik duruş sürüyor. Kısa vadede enflasyonu frenleme adına atılan adımlar orta ve uzun vadede reel piyasaların hareketliliğini yavaş yavaş kısıtlıyor. İmalat sanayi üretim hacminin daralma sinyalleri veriyor olması, iç ve dış sipariş öngörülerindeki karamsarlık, istihdam konusunda cesur adımlar yerine temkinli bekleyiş reel kesim üzerindeki baskıyı artırıyor.
Faiz çıkmazına yakalanan konut sektöründe reel olarak gerileyen satış fiyatlarına rağmen artan maliyet baskısı, enerji fiyatlarının seyrine dair risklerin her an canlı olması, gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimlerine dair temkinli tutumları, iç talebin hızını kesmesine rağmen dirençli duruşu, hizmet fiyatlarındaki katılık uygulanan politikanın vatandaş nezdinde de havayı olumluya çevirmesine engel olmuşa benziyor
. Merkez bankasının sektörel enflasyon raporu da bu durumu doğruluyor. Temmuz ayı sektörel enflasyon beklentisine göre hane halkının 12 ay sonraki beklentisinin % 72 olması merkez bankasının sesinin vatandaşa ulaşamadığını gösteriyor. Gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hane halkı oranı bir önceki aya göre 4,2 puan azalarak yüzde 29,3 seviyesinde gerçekleşmiş olması da sessiz çığlığın yansıması olarak dikkat çekiyor.
Israrla beklenti unsurunun göz ardı edilip maliyet unsurunun tolere edilebilir olduğu yanılgısı ile talebe yüklenen mevcut ekonomik yaklaşımın sonunda, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Reuters’a hane halkı karamsar diyorsa bu karamsarlığı giderici politik argümanları devreye sokma zamanı geçiyor.
Elbette mevsimsel geçişe rağmen gıda fiyatları tarafında beklediği esnekliği göremeyen hane halkı çekimser kalmayı sürdürecek.
Günün sonunda muhtelif fiyatlarla karşılaştığı meyve sebzeden süt ürünlerine, kahvaltılıktan et balık tavuğa, çıkmaz sokağın çıkışını aramayı sürdüren tüketici karamsarlık rüzgarının tersine dönüşü için sabırsızlıkla bekliyor.
Merkez bankasının aylık enflasyon hedefinde sürdürülebilir eşiği yakalaması ikna sürecinin başlangıç noktasını temsil edebilir. Bunun için de vergilerin ve ücretlerin etkin olduğu Temmuz ayı, eğitim ve ulaştırma masraflarının yoğun olduğu Eylül ayı enflasyon oranlarını öngörülenin sınırında yakalamak beklentilere yön vermek adına etkili olabilir.

İSTER YAPISAL REFORM İSTER STRATEJİK DÖNÜŞÜM ADINI SEN KOY
Yapısal reform kavramı duydukça kendisinden uzaklaştığımız, hayata geçme olasılığını Fenerin şampiyonluğu ile eş tuttuğumuz nadide kavramlardan birisi son yıllarda. Aslında bir ekonomiyi hayata tutundurabilmek için yapılması gereken önemli müdahalelerden. Nasıl ki sağlıklı bir vücut için organların ve sistemlerin düzgün çalışması gerekir, bir ekonomi için de sektörlerin ve kurumların için benzer durumu yansıtması beklenir. Doktorun vücudun zayıf ve sorunlu bölgelerini tespit ederek tedavi planı oluşturması gibi reformlar da ekonominin savunmasız noktalarını güçlendirmek, sürdürülebilir bir stratejik dönüşüme ön ayak olmak için yapılan dokunuşlar. Ama önemli olan cerrahi müdahale gerektiren noktada ağrı kesicide ısrarcı olmamak.
Bugün kaynakların adil ve etkin dağılımı, verimlilik ve istikrar hedefi, ekonomiyi güçlü ve dirençli yapıya kavuşturmak cerrahi bir müdahaleyi zorunlu kılıyor.
Tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde verimliliğin artırılması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması giderek önem kazanıyor.
Ekonomi politikalarının öngörülebilir ve tutarlı olması, nasıl ki yabancı yatırımcıların geleceğe güvenle bakmasına ön ayak oluyor aynı güven tesisinin tüketici ile de kurulması hayati bir önem taşıyor.
Bizde çıkmaz sokak kendimizi ve hayallerimizi yeniden tanımladığımız anların sessiz tanığıdır.
#Ekonomi
#Enflasyonla Mücadele
#Özgür Bayram Soylu