istiklâl marşı, 10. yıl marşı, izmir marşı gibi milli marşların söylenmesinden, dernek ve okul müdürlerinin konuşmalarından sonra eski mezunlar, dalga dalga gezinmeye ve birbirlerini, eski sınıf arkadaşlarını aramaya koyulmuşlardır.. aradan yıllar geçmiş, saçlar sakallar ağarmış, birbirlerini bazıları zor tanımış, bazıları da görür görmez boyunlarına sarılmış şapır şupur öpüşmüşlerdir..
değerli okuyucularım, beni sorarsanız eğer, sadece iki meslektaşımı görebildim.. birisi ingilizce öğ.
diğeri de edebiyatçı
yaşını soranlara 70-71 diyor.. doğumu sanıyorum: 1928'dir.. nükte mi yapıyor.. yoksa nazar değmesinden mi korkuyor.. bir orijinal adamdır bu
1950-53'te cereyan eden kore harbine iştirak etmiştir.. tercüman olarak o kurşun yağmuru ve bomba sesleri içinde, bir ara morali fena halde bozulmuş, ortalık sükunet bulunca aklı başına gelmiştir.. o günleri şimdi gülerek anlatıyor..
ciddi bir adamdır.. hoş adamdır..
'yı tanıyamadım saçları dökülmemiş ama bembeyaz olmuş, yahu ne oldu sana, dedim.. saçlarımı boyattım, dedi.. yüzü de değişmiş.. gözlerinde de arıza olduğunu söyledi.. kitap okuyamıyormuş.. torunu okuyor o dinliyormuş.. görelelidir..
de oralıdır.. talebeliğimizde ikimiz de sıra ile (yüksek okul talebe cemiyeti başkanlığı) yaptık.. hem haydarpaşa'da edebiyat dersleri veriyordum hem de babıâli'de yazarlık yapıyordum..
ise haydarpaşa'ya benden sonra gelmiş.. orada çalıştığını bu sefer öğrendim..
bu arada birçok talebemle karşılaştım.. sarmaşdolaş olduk.. ellerimi öptüler.. eski günlerden konuştuk.. biriyle konuşurken öbürküler geldi.. kır saçlı kır sakallı birer âdem olmuşlar.. beraberce yemekhaneye girdik.. hârika bir kavurma, nefis bir pilâv yedik.. o düzen, o güzellik.. temiz giyinmiş bayanların hizmeti.. sıra var.. kuyruk var.. beni kolumdan tuttular kalabalığı yararak en önden yemekhaneye soktular.. herkes sıra veriyor.. yer veriyor.. hocam buyur.. hocam hoş geldin.. aynı komisyonda çalıştığımız
, ikide bir “muallimlik bir tanrı mesleğidir” der dururdu.. talebe hoca arasındaki saygı ve bağlılığın ömür boyu devam ettiğini bir kere daha anladım.. emeklerimiz boşa gitmemiş.. bu pilâv gününde.. kaderin değişmez kanununun yüreğimde bıraktığı hüzün ve acılardan bahsetmesem daha doğru olurdu ama.. haydarpaşa'da beraber çalıştığımız aziz meslektaşlarımın büyük bölümünü kaybettiğimizi öğrenince acımızı dile getirmemek, hatıralarımızı anmamak mümkün değil.. hepsini yazmak kabil değil.. hiç olmazsa bir kısmını birer fatiha okumaları için öğrencilerine hatırlatmaktan vazgeçemedim:
kimya hocası bir
vardı.. çekmecelerimiz yan yanaydı.. hiç konuşmazdı..
“osman bey, yeşilada'yı güldürdün, konuşmayan adamı konuşturdun” demişti.. asil bir insandı.. bir gün “hocam” dedim.. “öğretmenlere verilen maaş çok az…” verdiği cevap: “osman bey bu meslek para kazanmak için seçilmez.. para peşinde koşan bakkal dükkanı açsın, ticaret yapsın.. bizim meslek gönül işidir, ideal işidir.. ben hâlâ kaç para aldığımı bilmem.. muhasebeden maaşı alır almaz saymadan hanıma teslim ederim..” olmuştu.. hocalarımızın hepsi de benim çalıştığım 1960-1967 arası bilgili, seviyeli, ciddi idealist insanlardı.. onun için haydarpaşa lisesinden mezun olan gençler sağlam ruhlu, sağlam bilgili insanlar haline gelmiştir.. cemiyette büyük mevkilere, büyük hizmetlere vasıta olmuşlardır.. benim zamanımda hizmet eden arkadaşlarımdan ebediyete göçenlerin bir kısmının isimlerini ancak kaydedebiliyorum:
bu eğitim işçilerinin ruhları şâdolsun.. hepsine rahmet olsun.. âmin..
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.