Haluk Dursun"un kelamıyla Ayasofya

00:0025/04/2009, Cumartesi
G: 3/09/2019, Salı
Osman Tanburacı - Cumartesi

Sana binlerce teşekkür sevgili kardeşim Haluk Dursun.Size de Galatasaraylılar Derneğim. Başkan Volkan Karsan ve de organizasyonları büyük bir başarıyla sürdüren Mine Baş kardeşim. "Bilinmeyen Ayasofya" gezinizle öyle güzel bir gün yaşadım ki anlatamam!One minute ama…Haluk Dursun gibi olmasa bile, belki ben de anlatırım…* * *Haluk Dursun, Ayasofya Müze Başkanı. Onun katkılarıyla bu muhteşem yapıtı, müzelerin kapalı olduğu pazartesi günü özel izinle gezdik… Engin bir bilgelik ama bir o kadar da yetiştiği

Sana binlerce teşekkür sevgili kardeşim Haluk Dursun.

Size de Galatasaraylılar Derneğim. Başkan Volkan Karsan ve de organizasyonları büyük bir başarıyla sürdüren Mine Baş kardeşim. "Bilinmeyen Ayasofya" gezinizle öyle güzel bir gün yaşadım ki anlatamam!

One minute ama…

Haluk Dursun gibi olmasa bile, belki ben de anlatırım…

* * *

Haluk Dursun, Ayasofya Müze Başkanı. Onun katkılarıyla bu muhteşem yapıtı, müzelerin kapalı olduğu pazartesi günü özel izinle gezdik… Engin bir bilgelik ama bir o kadar da yetiştiği okulun bilgi birikimiyle donanımlı cümleleri arasına yerleştirdiği ince esprilerle tarihi gözlerimiz önüne serdi Müze Başkanı Dursun. O, yanıbaşımızda durup karşımızdaki Ayasofya''yı mükemmel bir şekilde anlataDursun… Meğer biz hiç bir şey bilmiyormuşuz Ayasofya hakkında…

Naklediyorum işte;

Ayasofya Camii, aslında Sultanahmet semtini kapsayan bir külliye…Ayasofya komleksi de diyebilirsiniz ona. Muhteşem cami sadece çevrelediği duvarları içinde kalmayan etrafa geniş anlam veren ve de yörenin ve orada yaşayanın yaşam felsefesini analtan bir şaheser.

Rahmetli Çelik Gülersoy''un üstün gayret ve tarihi canlandıran mimarisiyle virane oluştan kurtararak bugünlere taşıdığı Soğukçeşme sokağında ise, o zamanlar padişahlığa yakınlığı ile bilinenlerr otururmuş…

Demek; surun içi devlet, hemen dışı asalet…

Ayasofya, daha önceleri kilise olarak iki sefer yapılmış ama yangınla yok olmuş. 27 Aralık 527''de İmparator Justinianus devrinde tekrar yapılan ve 1453''te Fatih Sultan Mehmet''in İstanbul''u alışından sonra Osmanlı tarzıyla bezenen ve 1935 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından müze yapılan Ayasofya yaklaşık 1500 yılı omuzlarında taşıyor. Belki de temelinde yatan harcında ya da camiin altındaki su sarnıçlarında taşıyor bu tarihsel zenginliği...

İç mekanı 700 metrekarelik bir alanı kaplayan ve büyük bir orta mekâna sahip Ayasofya Camii, iki yan mekân nef, iç ve dış nartekslerden oluşmuş. İç mekân, dört büyük ayağın taşıdığı 55 m. yüksekliğinde, 30 m. çapında kubbe ile örtülmüş… İki katlı olan camiin üst katı devlet ricalinin mekanları olarak ayrılmış… Haluk Dursun bunları anlatırken gözlerimiz önünde sanki tarihin ışıkları parladı, sanki o devrin insanları büyük bir ihtişam ve derin imanla salınıyorlardı cami içinde… Bir büyük imparatorluğun günümüze ulaşan manevi değerleriyle oldukça etkilendik…

Ayasofya, mimarisinin ötesinde mozaikleriyle de büyük önem taşıyor. İç narteks, yan neflerde altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaikler, insanı iç dünyasından alıp başka alemlere götürüyor. İmparator kapısı ve mihrap çevresindeki Türk çini sanatı ve Türk yazı sanatı en güzel şekilde Ayasofya''da gözler önüne seriliyor.

Kapı tokmaklarında yazılı ''El Fettah'' sözcüğü bütün diğer camilerdeki ''Bismillahirrahmanirrahim'' olarak bilinen besmele sözcüğü yerine geçiyor.

Ayasofya Külliyesi mütemmim cüzlerden oluşuyor. O sadece bir cami değil; etrfata onlarca tarihi eserle bu ibadethanenin sıbyandan başlayan taa yetişkinlere kadar uzayan bir hayat öğretisinin mekanı. Sultan II. Selim, Sultan III. Mehmet, Sultan III. Murat ve şehzadelerin türbeleri, Sultan I. Mahmut''un şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti, kütüphanesi, Sultan Abdülmecid''in hünkar mahfeli, muvakkıthanesi hakkında bilgi edinmek ve sadece görsel zenginlikte kalmamak bunları da Barack Hüseyin Obama''ya anlatmış Müze Müdürü Haluk Dursun''dan dinlenmek zamanı Ayasofya''da tüketmeğe değer bir olay…

Ayasofya Camii çıkışındaki;

''Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var'' ibaresini, bilhassa altını çizerek Obama''ya tercüme eden Dursun, bu olayı da anlatırkenki mutluluğu sesinin tonundan ve gözlerinden okunuyordu…

Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmadan ''Muvakkıthane''nin önüne geldiğimizde de Ziya Paşa''nın şu beytini hatırladım;

''Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkıt ne bilir

Hastaya sor ol kim kaç saat''

Yani;

En uzun geceyi müneccimle, zamanı ayarlayan saatçıbaşı ne bilir, onu hastaya sor.

Malum hastaya gece bitmek bilmez!

Osmanlı''dan bu güne ne güzel öğretilerle gelmişiz…

Cağaloğlu Hamamı bile Ayasofya''nın bir uzantısı… Hamamın masrafı bile o zamanlar Ayasofya Camii Külliyesi''nden karşılanıyor.

Galatasaraylı kardeşim Haluk Dursun''un anlattıklarıyla bir kez daha Ayasofya''yı tanıma fırsatı buldum…

Size de tavsiye ederim…

Ayasofya''yı sadece, kiliseden dönme turkuaz çinili iki minareli cami olarak değil, lütfen zaman ayırın ve derinlemesine de öğrenin…

Hem de fırsat bulursanız Haluk Dursun''un kelamından…

Kelamla ilgili bir dörtlük de Nazım Hikmet''ten;

Boşlukta çürür kelam

Topraktan gelmemişse

Toprağa dalmamışsa

Kökünü salmamışsa…