Şunu peşin söyleyeyim. Bizim gazete haberlere güzel başlıklar atıyor. Diğer gazetelerdeki aynı haber başlıklarına bakıyorum ya taraf, ya Türkçe''yi katleden, ya da mizahı çok argosu bol, ifadeler…Şimdilerde bir de kelimeleri bölüp heceleri renklendirerek absurd anlamlar çıkartmaya çalışıyorlar. Uyarsa güzel uymazsa feci… Bunları pek sevmiyorum. Toplum da bunları kerhen okuyor zaten çünkü başlıkta ifade bozuksa o yazının tümünü okumak da azaptır.Yeni Şafak bunlardan çok farklı. Genel Yayın Yönetmeni
Şunu peşin söyleyeyim. Bizim gazete haberlere güzel başlıklar atıyor. Diğer gazetelerdeki aynı haber başlıklarına bakıyorum ya taraf, ya Türkçe''yi katleden, ya da mizahı çok argosu bol, ifadeler…
Şimdilerde bir de kelimeleri bölüp heceleri renklendirerek absurd anlamlar çıkartmaya çalışıyorlar. Uyarsa güzel uymazsa feci… Bunları pek sevmiyorum. Toplum da bunları kerhen okuyor zaten çünkü başlıkta ifade bozuksa o yazının tümünü okumak da azaptır.
Yeni Şafak bunlardan çok farklı. Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert''i kutluyorum. Esprili, az kelimeyle çok şey ifade eden, anlamlı ve de haberin özünü tak diye veren başlıklarıyla gazetemiz, tiryakilerine okuma zevki aşılıyor.
Geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kültür Bakanlığı''nın ''2011 Yılı Kültür Sanat Büyük Ödülü'' töreninde ödül alan ''deklanşörün babası'' ünlü fotoğraf sanatçımız Ara Güler''i fotoğrafladı. Haberin başlığı beni mest etti.
Ara Güler misin?
Bayıldım…
Düşünebiliyor musunuz, Başbakan ''one minute'' demiş, atmış kendini sahneye elinde makine Ara''nın fotoğrafını çekiyor. Tam o sırada Ara Güler de; ''Bir şey alacağımı zannederken 3 ödül birden aldım. Hayatta hep çektim, derdim de şuydu. Ben yaşadığım devri diğer asırlara yetiştirmek istiyorum ve bunun çok mühim olduğunu zannediyorum" diyor.
Başbakan da tarihe öyle bir fotoğraf bırakıyor ki başka eşi yok. O fotoğraf bir gün bir yere asılacak ve altında şu yazacak;
Ara Güler misin biraz…
İmza Başbakan RTE
Hayatı, objektifle kırpılmış bir göz arasında geçen Ara Güler İstanbul''un da en güzel fotoğraflarını çeken sanatçıdır. Siyah beyaz fotoğraflarla İstanbul''u tarihe armağan edendir Ara Güler.
Allah biliyor ya… Oldum olası hep bir Türk fotoğrafçının İstanbul''unu görmek istemişimdir fotoğraflarda. Çünkü İstanbul''u yaşayan odur. İstanbul''un seher vaktini, gece karanlığını, ışıl ışıl yerlerini bilen odur. Bu duyguyu içimden atamamıştım hiç…
Ne zaman bir eski İstanbul fotoğrafı alsam altındaki yabancı imzalar beni kahrederdi. Arkasında da şu açıklama yazardı genelde; Constantinopolis.
Hep kızardım. Kızarken de içimi tatlı bir mutluluk sarardı. Elin adamı İstanbul''u çekmiş tarihe bırakmış. Şimdi o İstanbul''un üstünde kim bilir kaç açıkgözün gözü var!...
Ara Güler''i bu bakımdan da severim. İstanbulumu fotoğraflayan adam olarak…
Başbakan''ı da doğal hallerinden ötürü çok takdir ederim. Bizde başbakanlar ve devlet ricali hep erişilmez insanlar gibi davranmışlardır. Oysa onlar da bizlerden biri. Canayakın, esprili ve de iki elli, iki gözlü, tek burunlu…
Recep Tayyip Bey de öyle. Halkın arasına karışmaktan, halk dilini konuşmaktan, nerede olursa olsun vekarını bozmadan espri yapmaktan, şakalaşmaktan çekinmiyor. O gün de fotoğraf çekmiş… Mükemmel.
Çok da güzel konuşuyor başbakan, irticalen ve taşı gediğine koyaraktan…. Onu dinlerken sözcüklerin anlamına varıyorum. Ben ifade özgürlüğüne tavım… Sözcüklerin kıvamına da bayılırım. Türkçemi çok severim. Türkçeyi güzel konuşanı da alkışlarım.
Türkçem zengindir benim.
İstanbulum zengidir benim.
Ara Gülerim
Başbakanım
Yusuf Ziya Cömertim,
Gönlüm zengindir benim.
Varolun…
İstanbul var oldukça da bir köşede adınız hep geçecektir
