Kültür mirası ve Dicle’nin kuzuları: Haluk Dursun

Ahmet Haluk Dursun, 1957 yılında Kocaeli’nin Hereke beldesinde dünyaya geldi ve zeytin bağları içinde bir evde büyüdü. İlkokulu memleketinde okudu. Küçük yaşlardan itibaren aile bütçesine katkı sağlamak üzere çalıştı. Beyaz eşya ticareti yapan bir dükkanda ve Hereke’nin meşhur halıcılık atölyelerinde çıraklık yaptı. Bağlarda çapacılık, bahçelerde fındık toplama ameleliği de diğer çalışma alanlarıydı. Doğayla iç içe yaşantısı Galatasaray Lisesi’nde eğitim almak üzere İstanbul’a yerleşmesine kadar devam etti.

Lise yıllarında başarılı bir öğrenciyken sporla da ilgilendi. Hereke’de iyi bir güreşçi olması sebebiyle güreş severlerden bir grup oluşturdu. Amacı Galatasaray Lisesi’nde bir güreş kulübü kurmaktı. Hatıratında belirttiği üzere bu girişimi beden eğitimi öğretmeninin kendisini çağırıp, “Bu okulda güreş hariç her spor yapılır, özellikle futbol ve atletizm. Güreş, köylü sporudur, aptal adam pehlivan olur” demesi ve güreşi yasaklamasıyla gerçekleşemedi.

Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Son Çağ ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bölümü’nde tamamladı. Akademik kariyerini 1987 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak sürdürdü. Yüksek lisansını ve doktorasını aynı üniversitede tamamlayarak tarih bölümünde öğretim üyesi oldu.

“Bürokraside danışman oldum, müdür oldum, başkan oldum ama hiçbiri hoca sıfatı kadar bana keyif vermedi” sözleriyle hocalığa verdiği önemi vurgulayan ve gençlere tarih ve kültür alanında çok yönlü rehberlik etmeyi şiar edinen Haluk Dursun, Türk Kültür Tarihi, Yeni ve Yakınçağda Avrupa Tarihi, Türk Siyasi Tarihi, Osmanlı Coğrafyası Kültür ve Siyasi Tarihi, Bizans ve Batı Avrupa Tarihi, Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi gibi birçok başlıkta dersler verdi.

Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yakınçağ Tarihi Ana Bilim Dalı’nda profesör olan ve akademik çalışmalarının haricinde kamusal görevlerde hizmet veren Prof. Dr. Haluk Dursun, ilk olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ Danışmanı olarak Miniatürk Projesi’nin hayata geçirilmesinde görev aldı. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdür Vekilliği yaptı. 2006 yılından itibaren yürüttüğü Ayasofya Müzesi Başkanlığı, 2012 yılında Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü görevine getirilmesiyle boyut değiştirdi. İstanbul sevgisiyle tanınan Haluk Dursun için bu görev diğer görevlerden oldukça farklıydı. Görevi sırasında İstanbul Topkapı Sarayını Sevenler Derneği’nin başkanlığını da yürütmesi bunun göstergesiydi. Ayasofya’da restorasyon faaliyetlerine, Osmanlı eserlerini koruma ve onarma çalışmalarına titizlikle ağırlık verdi. Topkapı Sarayı’nda ‘Saray Dersleri’ organize etti ve Kutsal Emanetler Dairesi’nde özellikle ramazan aylarında geleneğe uygun programlar tertip etti.

2014 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atansa da emekliliğini isteyerek görevinden ayrıldı. 2017’de Bakanlar Kurulu kararıyla Kamu Görevlileri Etik Kurulu üyeliğine atandıktan bir yıl sonra Cumhurbaşkanı kararıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevine getirildi.

Tüm görev aldığı alanlarda “Coğrafyana ve tarihine dost olursan medeniyetine, kültürüne yakın durursan uzaklar da sana yakın olur. Sınırlar, ülkeler, pasaportlar, vizeler, hepsi kalkar. Gönül coğrafyasının her köşesine, her bucağına, her yerine izinsiz, vizesiz, destursuz girebilirsin. Yeter ki, ufkumuz ve gönül kapımız açık olsun” hassasiyetiyle hizmet eden Haluk Dursun, Osmanlı Coğrafyası, Osmanlı Kültürü, İstanbul Kültürü üzerine birçok eser kaleme aldı, konferanslar verdi ve gençlerle olan iletişimine verdiği büyük değeri özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da verdiği ‘Gençlerle Baş Başa’ seminerleriyle taçlandırdı.

“Dicle’nin kuzularını çakallara kaptırmayacağız” şiarıyla çıktığı yolda gençlerin ilgisini Malazgirt ve Ahlat’a çekmek için çalışmalar yapmak üzere bölgeye hareket eden Prof. Dr. Haluk Dursun, Van’ın Erciş ilçesinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle 19 Ağustos 2019 günü vefat etti. Sultanahmet Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Hereke’de toprağa verildi.