2000 yılında Bakırköy İmam Hatip Lisesi`nden mezun oldu. 2014 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne girdi ve lisans eğitimi aldı. 15 yıl süreyle serbest zamanlı makale yazarlığı, metin yazarlığı, dergi, site, kitap editörlüğü yaptı. Birçok sivil toplum kuruşunda özellikle mültecilere yönelik projelerde gönüllü olarak görev aldı. ÖNDER İmam Hatipliler Derneği bünyesinde 54. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Komisyonu Üyesi olarak çalıştı. 2013 yılından 2016 yılına dek Yeni Şafak İnternet Yayınları’nda Özel Haber Editörlüğü görevini yürüttü. Aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Başkan Müşaviri olarak görev aldı. 2018 yılında TRT Haber Web bölümünde İçerik Geliştirme Uzmanlığı ve Özel İçerik Editörü görevlerini üstlendi. Gzt.com sitesinde Doğduğum Ev röportaj serisini hazırladı. İlk kitabı 2021 yılında Doğduğum Ev ismiyle Ketebe Yayınlarından çıktı. Birçok akademi ve medya okulunda Röportaj Teknikleri, Temel Gazetecilik, İnternet Editörlüğü ve Sosyal Medya dersleri verdi. Albayrak Medya bünyesinde oluşturulan Medya Akademisinin koordinatörlüğünü yürüttü. Yeni Şafak gazetesinde her pazar biyografiler kaleme alıyor ve Doğduğum Ev röportaj serisine devam ediyor.
Kırımlı Aziz İdris Bey, 1840’ta İstanbul’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra 15 yaşında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye girdi. 1866’da kolağası rütbesiyle mezun oldu ve aynı okulda emraz-ı dâhiliye muavini olarak çalışmaya başladı.
Aziz Bey’in ilk hedefi tıp dilinin Türkçeleşmesiydi. Çünkü o dönemde tıp fakülteleri Fransızca eğitim veriyor, dönemin kimi aydınları ‘Türkçenin bir bilim dili olamayacağını’ yazıp çiziyordu. Tıphane-i Amire’nin kurucusu II. Mahmud’un amacı Fransızcayı dil olarak tahsil ettirmek değil, tıp bilimini yavaş yavaş kendi dilimize aktarmak, modern tıp eğitimi almış yeterli Türk hekim olmadığı için ülkedeki yabancı hocaların kendi dilleriyle eğitim vermesinin ardından onların yetiştirdiği Türk hekimlerinin Türkçe devam etmesini sağlamaktı.
Aynı amaç için yoğun çaba sarf eden Aziz Bey, Türk gençlerinin tıp eğitimi almasında bir engel olarak gördüğü dil konusunda önemli adımlar attı ve Mehmed Nuri Bey ve Doktor İbrahim Vahid Bey’in de destekleriyle Fransızca ders kitaplarını Türkçeye tercüme ederek çalışmaya başladı. Ardından iki ciltlik ilk Türkçe kimya kitabını yazdı ve ismini Kimya-yı Tıbbî (Tıbbi Kimya) koydu. Kitabında kimya sembollerini Osmanlıca harflerle karşılayarak yine bir ilke imza atan Aziz Bey, ikinci kitabı olan İlm-i Emraz-ı Umumiyye ile iç hastalıklarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler vermiş ve bu kaynak kitapların Türkçe tıp eğitimi veren kurumlarda ders kitabı olarak okutulmasını sağlamıştı.
Kırımlı Dr. Aziz Bey’in tıp alanında attığı önemli adımlardan diğeri 1862’de Beşir Ağa Medresesi’nde Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye’nin kurulmasına öncülük etmesi oldu. Cemiyetin çalışmaları sonucunda Türkçe tıp eğitimi veren ilk sivil tıp mektebi Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye kuruldu. Mektep kurulduğunda binbaşı rütbesinde yükselmiş olan Aziz Bey, okulun hem ilk reislik vazifesini hem de birçok dersin hocalığını üstlendi. Derslerin Türkçe verildiği mektepte emraz-ı umumiye, emraz-ı dâhiliye, kimya-yı tıbbî, hikmet-i tabiîye muallimi olarak görev yaptı.
Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye’nin üç dönem başkanlığını yapan Dr. Aziz Bey; Dr. Abdullah Bey, Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa, Mekteb-i Tıbbiye Nazırı Marko Paşa başta olmak üzere 66 üyenin çabalarıyla kurulan ‘Mecruhin ve Marda-yı Askerîye İmdad ve Muavenet Cemiyeti’nin de kurucuları arasında yer aldı. Hasta ve Yaralı Askerlere İmdat ve Yardım Derneği olarak kurulan cemiyet, Türk Kızılayı’n temelini oluşturuyordu.
Osmanlı Devleti’nin 1865’te imzaladığı Cenevre Sözleşmesi uyarınca 1868’de kurduğu Mecruhin ve Marda-yı Askerîye İmdad ve Muavenet Cemiyeti amblem olarak cemiyetin bağlı olduğu Uluslararası Kızılhaç Örgütü’nün ayırıcı amblem kabul ettiği İsviçre bayrağının tersi olan beyaz zemin üzerine kızılhaçı siyasi ve sosyal gerekçelerle kullanamazdı. Bu sorun Dr. Kırımlı Aziz Bey’in sembol olarak haç yerine hilal kullanılması önerisiyle aşıldı. Sürecin sonunda beyaz zemin üzerine kırmızı hilal amblemini kendisi çizerek milletine armağan etti. Dernek, 14 Nisan 1877 tarihinde ‘Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ adını aldı.
1877’de miralay rütbesine yükselen Kırımlı Aziz İdris Bey, hayatının en verimli ve yoğun döneminde, henüz 38 yaşındayken vereme yakalandı. 11 Haziran 1878 tarihinde vefat etti ve naaşı Edirnekapı’da toprağa verildi. Ancak ilerleyen yıllarda yapılan yol çalışmaları dolayısıyla mezar yeri kaybedildi. 2012’de Kızılay tarafından Eyüp Defterdar Camii avlusunda kendisi için sembolik bir anıt mezar yapıldı.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.