İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecine takiben ortaya çıkan en kalıplı soru, Londra’nın veya resmi şekliyle söyleyelim; majestelerinin Birleşik Krallığı’nın yeni dış politikasının nasıl olacağına ilişkindi...Şimdi bu sırlı soruya takviye olarak ABD’nin Suriye’den çekilmesinin ardından İngiltere’nin Ortadoğu politikasının nasıl olacağı merakı eklendi...Ana kabuller şunlardır...Bir, İngiltere-Rusya arasında kan davası devam etmektedir ve Londra’nın Moskova’yı hâlâ bir kaşık suda boğası
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecine takiben ortaya çıkan en kalıplı soru, Londra’nın veya resmi şekliyle söyleyelim; majestelerinin Birleşik Krallığı’nın yeni dış politikasının nasıl olacağına ilişkindi...
Şimdi bu sırlı soruya takviye olarak ABD’nin Suriye’den çekilmesinin ardından İngiltere’nin Ortadoğu politikasının nasıl olacağı merakı eklendi...
Ana kabuller şunlardır...
Söz konusu ‘reel politik’ ise hele ‘İngiliz dış politikası’ ise, mıhlanmış görünen bu maddeler (bir dahil) hızla akışkan hale gelebilir...
İngiltere; AB, ABD, Çin, Rusya ve Ortadoğu’nun birbirleriyle bağlantılı bir dönüşüm süreci geçirdiğini anlıyor ve buna verdiği dış politika yanıtının istediği kıvamda olmadığını da görüyor.
Adanın bu türden küresel girdaplarla karşılaştığında verdiği yanıt genellikle ‘toptancı’ bir plan oluyor. Bu geçmişinde mevcut referans noktalarına dönmesine sebep oluyor. Bir tür ‘cenin pozisyonu’ sayabilirsiniz ama o kadar masum değil!
Bir çok değerlendirme, İngiltere’nin “geçmişteki güzel, ‘güneşli’ günlere” dönerek yeni dünyayı kucaklayabilmesi için imkân ve kabiliyetlerinin yeterli olmadığını söylemekte. Muhtemelen doğru da. (‘İngiltere’nin yeni ve en büyük uçak gemisi su alıyor’, BBC, 19 Aralık 07.) Ama ne kadar?.. (‘İngiltere Karadeniz’e savaş gemisi gönderdi, Savunma Bakanı gemide, ‘burası Rusya’nın denizi değil’ dedi’, 21/12, VOA.)
Londra’nın bütünlüklü ve kararlı bir yeni küresel dış politikasının olup olmadığını anlayabiliyor muyuz? Emareleri var mı?..
İki resimden bahsetmek istiyorum size...
Anımsanacaktır, ABD Suriye’den çekilme kararını duyurduğunda en sert reaksiyonlandan biri İngiltere Savunma Bakanlığı’ndan gelmişti. Diplomaside sessizliğiyle bilinen bir ülkenin, “ABD Başkanı Donald Trump’ın DAEŞ yenildi açıklamasına şiddetle karşı çıkıyoruz” ifadesi “çığlık” sayılır. ‘Çekilemezsiniz’ demektir...
İşte o bakanlığın bakanı, ayın 30’unda ülkenin önemli gazetelerinden The Daily Telegraph’a uzun bir röportaj verdi...
Başlığı şuydu; ‘İngiltere, Brexit sonrası gerçek küresel oyuncu olabilir’. Nasılını anlatıyordu ve dayanakları İngiltere’nin küresel ve müstakbel askeri üslerine atıf yapıyordu. İngiltere hem Akdeniz havzasında hem de Ortadoğu’da yeni ve ‘uygun’ üsler arıyor, hali hazırdakileri büyütüyor, yeniliyor ama burada anlatılan, AB sonrası İngiltere’nin dünya sahnesinde boyunu göstermek arzusuydu... (“Britain to become ‘true global player’ post-Brexit with military bases in South East Asia and Caribbean, says Defence Secretary”, 30/12.)
Bakanın sözleri elbette önemli. Ama benim ilgimi resim çekti. (İlişikte.) İlk bakışta karedeki ögeler bir bakan ofisinde normal sayılabilir. Bayrak, özellikle küre, Churchill.
Ama aynı gün yayınlanan bir başka şöhretli İngiliz gazetesi The Times’da da bir resim vardı ve “eski küre”sel mesajları ortaktı. İngiliz kabinesinin çekirdeğinde yeralan bakanlardan bir diğeri, Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox’un açıklamalarına yer veriyordu. O da Brexit sonrasına atıf yapıyor, dahası Savunma Bakanı’nın “üs bölgelerini”, gösteren dünyaya “elim üzerinde” yapıyordu.
Aynı günün gazetelerinde aynı bayraklı-eski küreli fotoğraflarıyla yapılan açıklamalar ve zamanlamaları sırada dışişleri bakanı olduğunu gösteriyor...
Ne demişti MI6’in Başkanı daha bir ay önce: ‘Güç, para ve politika Doğu’ya kayıyor. Yeni politik gerçek bu’...