9 Kasım’da yani ABD seçimlerinden sadece 3 gün sonra, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı James Mattis, Çin Politbüro üyesi Yang Jiechi ve Savunma Bakanı General Wei Fenghe ile bir araya geldiler...Bu üst düzey görüşmelerin resmi amacı, Başkan Trump ile Başkan Jinping Arjantin zirvesinin ajandasını oluşturmaktı.Dünyayı ilgilendiren; Kuzey Kore, İran, petrol, Ortadoğu, (Suriye?) ve iki ülke ilişkilerinin üzerinden geçtiler. (‘China, US highlight cooperation at new rounda of diplomatic,
9 Kasım’da yani ABD seçimlerinden sadece 3 gün sonra, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı James Mattis, Çin Politbüro üyesi Yang Jiechi ve Savunma Bakanı General Wei Fenghe ile bir araya geldiler...
Bu üst düzey görüşmelerin resmi amacı, Başkan Trump ile Başkan Jinping Arjantin zirvesinin ajandasını oluşturmaktı.
Dünyayı ilgilendiren; Kuzey Kore, İran, petrol, Ortadoğu, (Suriye?) ve iki ülke ilişkilerinin üzerinden geçtiler. (‘China, US highlight cooperation at new rounda of diplomatic, security dialogue’, 11/10, Xinhua.) Ve beklentilerin aksine, Arjantin-G20 toplantısındaki buluşmadan ‘sürpriz’ sonuçlar çıkabileceğini ima ettiler...
Wei: “İki ülke; stratejik güvenin daha ileri götürülmesi, farklılıkların doğru şekilde ele alınması, işbirliğinin ilerletilmesi noktasında mutabıktır”...
Pompeo: “Son derece verimli bir görüşme olduğunu belirtmek isterim. ABD, Çin’e yönelik Soğuk Savaş veya bir korumlacılık politikası izlemiyor. Daha çok Çin’in her iki ülke güvenliği ve refahı için sorumlu ve adil hareket etmesini istiyoruz”...
Yüksek diplomatik temasların vitrin şartlarının tamamının yerine getirildiği bir şablon önümüzde duruyor.
Ancak..
Herşey bu kadar basit değil.
Bir seri eş zamanlı gelişme ile birlikte okunduğunda, hele buluşmanın içeriğine ilişkin somut ve garip bir bilgiye ulaştığımızda renk değişecek. Üstelik belki 3’üncü ülkeler aleyhine...
Girişte söylemiştik, ilk ipucu oradaydı, ABD seçimlerinin ardından olması, gelişen bir sürecin ayağıdır bakanlar buluşması, sadece zirve organizasyonu ile ilgili değildir.
Paris’te gerçekleşen I. Dünya Savaşı’nın sona erdiren ateşkes anlaşmasının 100. yıldönümü vesilesiyle ikili görüşme yapacakları söylenen Trump ve Putin’in buluşmasının iptal edilmesi akışa kavrayış mühimmatı olarak eklenmeli. Seçimlere giderken Rusya ile ilişkilerden suçlanan Trump’ın bir iç politika hamlesi olarak da algılanmasında sakınca yoktur.
İki, ABD-Çin Dışişleri ve Savunma Bakanları Washington’da görüşmeler yaparken, aynı sırada Çin başkenti Pekin de bir misafir ağırlıyordu...
Henry Kissinger!..
Kissinger; Başkan Xi Jinping, Başkan Yardımcısı Wang Qishan, Dışişleri Bakanı Wang Yi ile buluştu ve neredeyse devlet töreniyle kabul edildi. Ancak bu ünvanlardan birine sahip ziyaretçiler Çin yönetiminin üç tepe ismiyle buluşabilirdi.
Başkan Jinping Kissinger’e şöyle seslendi: “Çin halkının dostu”.
Kissinger şöyle cevap verdi: “Çin-ABD ilişkilerinin yeni bir aşamaya girdiği kritik bir zamanda Başkan Xi ile yeniden görüşmekten mutluyum”...
Kissinger’ın tarihi önemi malum ama Trump yönetimindeki rolü de az değil. Washington’daki nizam ile Kissinger’ın özellikle Rusya ile ilişkiler ve Çin’le rekabet konularındaki anlayışları farklı. Trump yönetiminin ilk aylarında Moskova-Pekin-Washington arasındaki molasız uçuşlarını ağzı açık yazmıştık.
Trump’ın o güzel günlerinde Kissinger, iki süper güçten Rusya’yı ABD’nin yanında tutarak diğerini geriletmenin -bu yazıdan sonra “tersi” mi demeliyiz- yollarını arıyordu.
Dışişleri ve Savunma Bakanları Amerika’da buluşurken Kissinger’ın Çin’de ne yapıyordu? (‘Ahead of Xi-Trump G20 meeting, Xi meets Foreign Policy guru Kissinger’, 09/11, The Diplomat.)
Paralel temaslar dünya için ne hazılıyor?
Washington’daki dörtlü toplantının ardından hep birlikte basın toplantısı yapıldı ama bu tür görüşmelerin şartı mahiyetindeki bir resmi bildiri de yayınlandı. (‘US-China Diplomatic and Security Dialogue’, 09/11, ABD Dışişleri Bakanlığı resmi web sayfası.)
Bu bildiri de toplantıda ele alınan konular başlıklar altında değerlendirilirken, pek dikkat çekmeyen satırların yazılmış olduğu fark edildi...
“Amerika Birleşik Devletleri ve Çin, siber güvenlik, uzay güvenliği ile ilgili bir araya gelmeyi, nükleer ve stratejik konularda temasları derinleştirmeye karar verdiler”. (“The United States an China comitted to convene consultations on cyber ant space security and deepen communication on nuclear and strategic issues”.)
Alış-verişte görsünler niyetiyle bu satırlar yazılmaz. Basın toplantısına dönelim...
Wei: “Askeri ilişkiler genel ikili ilişkiler için istikrar kaynağı olacaktır. Anlaşmazlık noktalarından iki ülkeye gelen gerilimlerin askeri alana yayılmasını önlememiz gerekiyor ve bir yolu budur”...
İlginç.
Arjantin’den çıkacak sürprizler muhtemelen Trump dönemine ait “önce ez, sonra parayı kap” aklının ürünü olacaktır. G20’nin niteliği de buna uygun.
Ancak ‘sonrasını’ takip etmek gerekiyor. Hem bu askeri işbirliği dosyasında hem de İran konusunda!