ABD/CIA, Moskova’nın Putin’den başkasının, hele paramiliter örgütün eline geçme ihtimali üzerine ne düşünmüştür?
İsyan sırasında iki ülke diplomatik/istihbarat temaslarında önce, “nükleer silahların güvenliğinin sağlanması” dileği ipucu sayılabilir mi…
ABD istihbaratı dahi Prigojin’deki hareketliliği günler öncesinden fark ettiği halde, Wagner içinde varlığı tartışılmaz
Rus istihbaratı durumu fark etmiyor, öyle mi!
Hem de savaş zamanı?
Hadi mucize oldu Rus istihbaratı atladı. Prigojin’in aylardır yaptığı açıklamalar? Ukrayna harekâtının saçmalık ve yalan olduğunu, hatta, Kiev ve NATO’nun Rusya’ya karşı planları olmadığını bile söyledi. Dünya duydu, Rusya duymadı?
Prigojin dışındaki Wagner komutanlarının durumu ne?
Prigojin’e göre isyan kararı ‘Wagner komuta konseyinin’ kararı ile alındı. İyi. ‘Konsey’ nerede?
CEVAPSIZ ÇOK SORU VARSA, CEVAP SORULARDIR…
Prigojin’in sürgüne gönderilmesi, “lider-‘ordu’ arasındaki bağın” koparılması olarak tahlil ediliyor. Çıktılarından biridir. Artı, Wagner’in kalanına Savunma Bakanlığı ile iş kurabilecek imkânların sağlanması da aynı bağlamda, yani “
sakinleştirerek izole etme
” operasyonu olarak görülebilir.
Bir gerçek de şudur/doğaldır; İsyan’a kerhen katılan, “yanlış olduğunu” düşünen Wagner komutanları ve askerleri de vardı…
Nitekim Putin’in Pazartesi akşamı yaptığı ‘Ulusa Sesleniş’ konuşmasında, “Wagner askerlerinin çoğu vatanseverdir, onlar da ayaklanma sırasında kullanıldılar” ifadesi her iki tahlil için uygundur; hem krizi soğukkanlı yönetmek/ayrışmayı kalınlaştırmak hem de Wagner gerçeğini vurgulamak.
Kremlin bu askerlere “çıkış yolu” açacak. Ancak tövbe eden, nedamet getirenlere!
Ülkeye ve sınır dışına ‘dağıtılacaklar’.
Aynı baptan Prigojin üzerine de şunlar söylenmelidir; “paçayı kurtardı” yorumları biraz ileri gitmiş görünüyor.
Lukoşenko’nun elinde olmak Putin’in
Dünyaya hedef olmayı göze alarak Rusya’dan nükleer silah transfer eden ülkenin, Prigojin’i Putin’e karşı koruyacağı veya ‘
’ düşünülemez…
İNGİLİZ ve AMERİKAN İSTİHBARATININ İSYANDAKİ ROLÜ…
Hiç kuşkusuz en merak edilen soru, Batı’nın, özellikle de ABD ve İngiliz istihbaratının isyandaki rolüdür…
İlk saatlerinde Putin’in yaptığı açıklama böyle bir katkıyı doğrulamıyor. Tersine, Prigojin’in hırslarına atıf yaparak çözümlemeyi tercih ediyor. İsyandan sonra ise Dışışleri Bakanı Lavrov’un, “bu ihtimalin soruşturulmaya başlandığı” açıklamaları ortaya çıkıyor.
İlginç bulunması gereken, ABD’nin, Başkan Biden ve Dışişleri Blinken başta, ilgili her seviyedeki yetkilisinin, ‘
ne isyanın gelişmesinde ne sonuçlanmasında hiçbir rolleri olmadığına’ ilişkin üst üste ve güçlü vurgularıdır.
Tarafı ve hamisi oldukları savaş düşünüldüğünde teşvik etmeleri normal sayılabilecekken, hızla uzaklaşma arzusunun anlamı nedir? Yalan mı söylüyorlar yoksa “
” mi demek istiyorlar?
Bilgileri olduğunu zaten söylüyorlar. Bir şey yapmadıklarını da söylüyorlar. İkisi aynı anda doğru ise,
varacağı yeri görmek istedikleri de
gerçektir.
Bu da bizi
Rusya içinde ve/veya ‘çevresinde’
isyana katılımların beklendiği çıkarımına götürür. Muhtemelen bu
olasılığı Washington’a Londra söylemiştir!
İLGİNÇ TELEFON GÖRÜŞMELERİ!..
İsyan sırasında Kremlin’le farklı ülkelerin liderleri arasında yapılan görüşmeler daha alıcı gözle izlenmeliydi…
Resmi duyurulara bakıldığında çok fazla liderle görüşme yapılmadı.
ve
liderleri ile yapılan görüşmelere mim koymalıyız. Hele bizim matbuatta yüzüne bile bakılmayan, Türk Devletleri Teşkilatı Onursal Başkanı
Nursultan Nazarbayev-Putin
görüşmesinin anlamı ne olmak lazımdır?..
Adı geçen ülkeler
Doğu-Batı istihbarat ve nüfuz savaşlarının bölgedeki cepheleridir.
Kaldı ki Nazarbayev’in iktidardan nasıl gittiğini de-Wagner vakası ışığında-hatırlayalım! Keza, Kazakistan’da sonradan gelişen olaylara Rus müdehalesini de…
da bilinmelidir; görüşmelerin çizdiği haritaya-isyan süresince-nasıl vaziyet aldığı takip edilmelidir. Nitekim, Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı ile Çin Dışişleri Bakanı’nın Pekin buluşması aynı sayfanın dipnotudur.
Wagner ayaklanmasında Batı etkisi var mı yok mu kadar,
bölgede bir dalganın ayarlanmaya çalışıldığına
ilişkin şüphe kurulmalıdır. Asıl iş odur…
PUTİN’İN İMAJI GERÇEKTEN ÇİZİLDİ Mİ?
İsyanın başarısız olmasına rağmen Putin’in imajını çizildiği, muhalefete yol yaptığı, 25 bin kişiyle bile Moskova üzerine yüründüğünde Kremlin’in
çaresiz kaldığı mesajının verildiği yorumlarına gelince…
, bu tür toptan indirgemecilikleri, “Putin’e geçmiş olsun” türünden aşırı yorumları ciddi bulamayız.
, Rusya’da Putin’e karşı devlet içi bir yapılanmanın bulunduğuna kalıbını basanları da soğuk kanlı yaklaşımlara davet gerekiyor.
,
ABD dahil her ülkede benzer “mahfiller” var.
Bizde yok mu sanıyorsunuz?
, ‘Putin bitti’ türünden ağır iddialar, aynı mantıkla ama zıt önermelerle ifade edilebilir; isyan sırasında Rus çarkını döndüren mekaniklerde herhangi tıkanma gördünüz mü? Ordu/İstihbarat/güvenlik/ulusal bürokrasi camialarında kaymalar izlediniz mi? Hepsinin üzerinde ve dışında halk kıpırdadı mı?
, savaşın başından bu yana sayısız, bir iç kırılmanın/suikastın Putin’i götüreceği iddia ve beklentilerinden sonra isyanın da işe yaramadığı ortaya çıkmadı mı?
, pekâla bir çok kimse de bunlara bakarak Putin’in siyasi bekasının eskisinden daha sağlam olduğunu savunabilir.
, bunu da ölçülü biçimde kabul ederek yorum getirmek en doğrusudur…
Putin’in, “
zaten ezilecekti, kan dökülmemesi emirlerini ben verdim” mealindeki açıklaması bu değil mi?
Son ve kıymetlisi, Kremlin’in göçmesi Türkiye’nin stratejik menfaatlerini nasıl etkileyecektir?
Bayramınız mübarek olsun…