AB tipi yerli medyanın heyecan ve haberleri artsa da, “Avrupa Birliği’nin 5 yıl sonra bizi Brüksel’de yapılacak ‘gayr-ı resmi’ Dışişleri Bakanları toplantısına davet etmesini” geçen hafta sonu gömdüğümüz için, (‘Doğu Türkiye’ye gelirken, Türkiye AB’ye gidiyorsa’, 24/08) en azından 40’ı çıkana kadar bir daha el açmaya gerek yok. Şimdi ‘diyalogdan memnunuz’ başlıklarıyla kutsanıyor ama bu temize çekmeler yine menzile varmadığı zaman ‘ne oldu o kadar yazdıklarınız’ diye hatırlatırız… İlla önemsenecek
AB tipi yerli medyanın heyecan ve haberleri artsa da, “Avrupa Birliği’nin 5 yıl sonra bizi Brüksel’de yapılacak ‘gayr-ı resmi’ Dışişleri Bakanları toplantısına davet etmesini” geçen hafta sonu gömdüğümüz için, (‘Doğu Türkiye’ye gelirken, Türkiye AB’ye gidiyorsa’, 24/08) en azından 40’ı çıkana kadar bir daha el açmaya gerek yok. Şimdi ‘diyalogdan memnunuz’ başlıklarıyla kutsanıyor ama bu temize çekmeler yine menzile varmadığı zaman ‘ne oldu o kadar yazdıklarınız’ diye hatırlatırız…
İlla önemsenecek bir şey aranıyorsa-belli ki yaz vesilesiyle ‘yazacak’ bulunamıyor. Ki, bizim matbuatın elinden ‘aktüeli’ alın, ne yazacaklarını hemen şaşırırlar-ben size tüyo vereyim…
Perşembe günü İstanbul’da gerçekleşen, ‘Kalkınma Yolu Bakanlar Zirvesi’ni yazın…
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun ev sahipliğini yaptığı toplantıya, Türkiye ile birlikte Irak, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ilgili bakanları (ulaştırma ve enerji) katıldı. Bu Bakanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Nisan ayında gerçekleşen Bağdat ziyaretinde projenin mutabakat zaptını imzalayan isimler…
***
Üzerine Kremlin’in açıklaması var; “(Ukrayna ve Avrupa’ya) Alternatif güzergâhlar var. Biliyorsunuz Türkiye’de bir merkez oluşturma planları var ve bu konudaki çalışmalar devam ediyor”. Moskova’nın, Hindistan-Basra-İran-Rusya yolu da var, o da dirsektir…
Tabii bu Rusya ve Türkiye’nin ‘güzergâh çalışmaları’ için pek sınırlı bir tarif. Altı daha dolu…
Yoksa yıllar sonra gelen diyalog toplantısı boştur…
Gelelim aynı haritanın bir diğer parçasına…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek ve samimi tondan Suriye ile normalleşme çağrılarını takiben ortaya çıkan uzlaşı arayışı, başta Rusya olmak üzere kimi Arap ülkelerinin hatta İran’ın da teşvikini alarak ilerliyordu ama Şam’dan aynı genişlikte kucaklayıcı açıklamalar gelmedi…
Sonra, Türk ‘Dışişleri kaynakları’nın açıklaması geldi; dört şart içeriyordu bu ve ‘Suriye’nin terörden temizlenmesi, BMGK (2254) kararının uygulanması, yani siyasi uzlaşı, sığınmacıların dönüşü için uygun ortamın sağlanması ve insani yardımların kesintisiz sürmesi’…
Cümlelere bakarak ilk intibaın, ‘Ankara’nın ayak sürüyor’ olması normal. Açıklama bu algıyı veriyor…
Ancak mesele ‘tam’ böyle değil…
Dışişleri yetkililerinin açıklamalarına bakarak, “Suriye ile uzlaşmak niyetinde olmadığımız” sonucunu varmak
sadece aşırı değil, konunun da anlaşılmadığı anlamına gelir.