‘BESA Center’a göre, -ki pek bilindik/etkili İsrail Think-Tank’ıdır-Şam’ın el değiştirmesinin ardından Ankara-Tel Aviv ilişkilerinin bir boyutu da şöyle…
‘Türkiye neden bütün enerji yollarını istiyor’ (04/01) başlığı altında kabaca bir açılış yapmıştık bu konuya…
Körfez, Irak-Suriye, Azerbaycan-Kafkasya, Balkanlar-Doğu Avrupa, Ukrayna ve Kıbrıs-Akdeniz-hatta Kuzey Afrika miğferini birleştiren, buradan ‘enerji toplayıp, taşıyacak’, ‘bölgesel’ tarifinin en hacimli şebekelerini birleştiren bir ‘Türk Havzası’…
***
Tabii hayli karışık, binbir hesap/dengeyi kollamayı/yönetmeyi gerektiren, orta vadeli (5-10 yıl), kademeli bir süreçtir. İsrail-Gazze-Şam konjonktürü ile Rusya-Ukrayna savaşının bugün içinde bulunduğu şartlar da bu gelişmeye etki etti…
Irak’ta Barzani yönetiminin Kerkük de dahil petrol gelirlerine ortaklık için Bağdat yönetimine bir tür ültimatom vermesi de, Suriye’de Amerika korumasındaki terör örgütlerinin elindeki petrol kaynaklarının akıbeti de, ta ‘Kuzey Akım Doğalgaz Boru Hattı’na yapılan Batı tipi sabotaj da, Türkiye-Irak arasındaki ‘Refah Hattı Projesi’ de, Azerbaycan-Ermenistan savaşı, Zengezur açmazları, İran çıkışlı enerji problematikleri de, hepsi dahildir…
Nihayet, savaş sürerken bile Avrupa’ya enerji taşımaya devam eden Avrupa’ya giden Rus hattının, Kiev yönetiminin anlaşmayı uzatmamasıyla 1 Ocak sabahı kesilmesi yeni kriz değilse de, yeni şartlar yarattı. Kriz yaratmadı çünkü Avrupa zaten bu kanaldan bağımlılığını yaklaşık yüzde 20’ye kadar azaltmıştı. Bugün ihtiyacın büyük kısmını ABD karşılıyor!
***
Enerji dosyası, küresel çekişme ve savaşların sebep-sonuç ilişkilerini açıklayan en stratejik başlıklardan birisi…
***
Türkiye’nin refahını etkileyen büyük kalemlerden ikisi enerji ve terördü. Hâlâ da ciddi etkileri bulunuyor. Ancak Ankara’nın bu iki kalemdeki temel kabulü, başlangıçta kendisinde bulunmayan “savunma” ve “enerji kaynaklarında” bağımsız kalma planıdır…
Savunma ihtiyaçlarında “neredeyse tamamen” diyebileceğimiz kadar, birincil enerji ihtiyaçlarında da “tamamen” dışarıya bağlı, bağımlıydık. Bu da ülkenin tüm “bağımsızlık” arayışlarına ağır tehdit oluşturuyor, politik gücü kırıyordu…
Savunma sanayindeki gelişmeler büyük oranda bu mecburiyeti savuşturdu. Bitmedi ama en azından “düşünce biçimimizi” değiştirdi. Yerlilik oranı arttığı kadar ihraç ürünleri ortaya çıktı…
Enerjide ise dışarı bağımlılık o kadar yüksek ve sınırlıydı ki, üretim arayışları yerine alımlarımızı farklı ülkelere dağıtarak riski azaltmaya çalışıyorduk. Bu politika da doğrudur ama özünde sadece yamadır. Sonuçta yeraltı kaynağımız yoktu veya bulamıyorduk. Ama petrol ve doğalgaz aramalarında elde ettiklerimiz merhem olmaya başladı…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.