‘Maymuncuk’ kıran…

04:0028/08/2024, Çarşamba
G: 28/08/2024, Çarşamba
Nedret Ersanel

Nasıl Irak’la geliştirilen ilişkilerin terörle mücadele boyutu olduğu kadar jeopolitik aksamları varsa, Suriye’yle normalleşme girişimlerinin sadece terör veya göçmen sorunu yok; uluslararası ve büyük bir ayağı var… ‘Harita yerleştirme’ diyebiliriz… İsrail, Ukrayna, İran, Filistin krizlerinde yaşanan gelişmeler tek miğfer altında ve ABD Başkanlık seçimleriyle bitişik kulvarda yüzüyorlar. Hız ve ritimleri buna göre ayarlanıyor… Yani Rusya çıkıp, ‘Türkiye-Suriye arasında artık sorunların çözülmesi


Nasıl Irak’la geliştirilen ilişkilerin terörle mücadele boyutu olduğu kadar jeopolitik aksamları varsa, Suriye’yle normalleşme girişimlerinin sadece terör veya göçmen sorunu yok; uluslararası ve büyük bir ayağı var…

‘Harita yerleştirme’ diyebiliriz…

İsrail, Ukrayna, İran, Filistin krizlerinde yaşanan gelişmeler tek miğfer altında ve ABD Başkanlık seçimleriyle bitişik kulvarda yüzüyorlar.
Hız ve ritimleri buna göre ayarlanıyor…
Yani Rusya çıkıp, ‘Türkiye-Suriye arasında artık sorunların çözülmesi lazım’ diye vaziyet ettiğinde,
Kursk
saldırısını ortaya çıkaran motivasyonlarından birinin de bu olduğunu bilmek lazım…
Kahire’de
İsrail soykırımında en azından ateşkes sağlanması için müzakereler sürerken, Devlet Başkanı Sisi’nin 3 Eylül’de Türkiye’ye geliyor olmasını da, Suriye-İsrail-Afrika bağlamlarına ayrı ayrı oturtabilirsiniz…
Yine de son haftaların en ilginç gelişmeleri
Kafkasya’da
yaşanıyor. Devlet Başkanı Putin’in Bakü ve Hazar kıyısı ziyaretlerini takiben
Azerbaycan’ın BRICS’e
tam üyelik için resmi başvuruda bulunacağını açıklaması, Ankara için de güçlü bir vakum oluşturacak!..
Takiben,
Gürcistan’da
Batı beslemeli bir renkli devrim gerçekleşeceği haberlerinin yükselmesi de ortak kümeye ilave edilebilir. Hatta
Filistin’in de BRICS’e
üyelik başvurusunda bulunacağının ilanı da zamanlamaya muhakkak eklenmeli. Hem Azerbaycan hem Filistin adımlarının arka planında Çin’in olduğu da açıktır…
Nitekim Esad’ın ilgi çekici ve ılımlı açıklamasının, “ilişkilerin normale dönmesi için Türk güçlerinin Suriye topraklarından çekilmesi ve terör gruplarına verilen desteğin son bulması gibi mevcut duruma neden olan politikaların tersine dönmesi gerekiyor. Görüşmelere başlamak için ise bu bir ön şart değil. Türkiye güçlerini geri çekmezse görüşmelere başlamayacağımız doğru değil”, tamam, çok önemli, bir de önü-arkası var;
“Mevcut durum küresel bir krizdir. Bunun üzerimize yansımaları bizi düzeltilebilecek şeyleri düzeltmek için daha hızlı çalışmaya itti.
Böylelikle, Türkiye ile ilişkilerde birden fazla tarafın, Rusya, İran ve Irak’ın ortaya koyduğu girişimleri ele aldık”…

ZAMANIN RUHUNU ‘DÜZENLEMEK’…

Görüyoruz, Şam da ‘harita yerleştiriyor’ ve beşlidir; Suriye-Türkiye-Irak-İran artı Rusya. Kesişme noktaları ise ABD…

Kümeler ve kesişme noktalarına gelmeden Trump’ın 26 Ağustos’taki kampanya konuşmasından parça koparmak istiyorum;

“ABD’nin Afganistan’dan çekildiği gün Amerikan tarihinin en utanç verici günüydü. Bu gelişme dünyanın dört bir yanında çatışmaları tetikledi. Afganistan’dan çekilme utancı, ABD’ye duyulan güveni yerle bir etti.
Bu yüzden Rusya, Ukrayna’ya girdi. İsrail’deki 7 Ekim saldırısı da bu yüzden oldu.
Bize saygı duyulmaması bu yüzden. Onurlu ve güçlü bir şekilde çekilmemiz gerekiyordu. Bagram Hava Üssü’nün asla bırakılmaması gerekiyordu. Burası dünyanın en büyük hava üslerinden biri. Çin’in nükleer silah ürettiği yerden bir saat uzaklıkta. Burayı bıraktık, Çin devraldı. Şimdi Çin kontrolünde, bunu hayal edebiliyor musunuz?”
Trump ölçüsünde bir analiz tabii bu, kaba-saba ve sebep-sonuç örüntüleri zayıf. Fakat Afganistan örneği doğru. Yanlış olan “çekilme”.
ABD çekilmedi, atıldı!

Şimdi atılması gereken bir yerde işte “burası”. Bu yüzden açılıştaki bir seri olayı peşi-sıra dizdik ki, akış anlaşılsın; adı geçen beş ülkenin, tıpkı Kafkaslar’da süren 3+3 denemesi gibi, Ankara-Şam normalleşmesini başarmaları da yeni jeopolitik yaratacak…

14 Temmuz, Dışişleri Bakanı Fidan; ‘Zamanın ruhu bizi barışı, istikrarı aramaya zorluyor’. Konjonktür öyledir, zorlayıcıdır ama sadece Türkiye için barış yetmez, bölge de huzur bulmalı.


MECBURİ ORTAK: TÜRKİYE…
Benzer örneği
Afrika’da
da görebiliriz; Türkiye’nin bölgede yükselen varlığına ilişkin çok şey söyleniyor ama Batı’nın/ABD’nin nasıl anladığını da tespit lazım. Bu neden önemli derseniz, iş sadece Türkiye’den duydukları rahatsızlıkla ilgili değil. Avrupa’nın bu kıtadaki utanç verici sicili, geri çekilmeleri/kayıpları sonunda, Rusya ve özellikle Çin’in varlığıyla birleşip, bölge ülkeleriyle yeni kümeler kurması tedirginlik yaratıyor. (Buna ilişkin taze bir haber/analiz için; “Turkey’s expanding leverage in Africa’, 27/08, Financial Times.)
Bu tahliller, Ankara’nın yumuşak güç eliyle, gelişen ekonomik ilişkileriyle, kurduğu güvenlik ittifaklarıyla bölge ülkeleri arasında
“arabuluculuğa” kadar yükseldiğini
söylüyor. Ama kimi uzmanları, aynı zamanda ABD için bunun normal karşılanması gerektiğini, Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak ABD ile diplomaside, ticarette/ekonomide rekabet edebileceğini söylüyor…
Elbette samimi yaklaşımları bu değil. Ama yapabilecekleri fazla bir şey de yok; Çin ve Rusya varlığıyla Türkiye’nin Afrika’da buluşması yerine,
“ilişkileri olan bir parçanın içeride bulunmasını”
yeğ tutuyorlar. Aynı durum kimi Avrupa ülkeleri, örneğin İtalya ve İspanya için de geçerli. Fransa’dan daha akıllı oldukları için “
Yeni Afrika
” da Türkiye’nin oyunculuğunu sindirip, kendi kümelerini kurmak istiyorlar. Fakat Afrika ülkeleri Avrupa özelinde pek o havada görünmüyorlar…

***

Sonuç olarak şöyle de düşünebiliriz;
Kafkasya’da sorunlu parça olarak Ermenistan, güneyde ise Suriye kaldı.
Eğer arzu edildiği biçimde ve biraz da hızlı biçimde normalleşmeler tamamlanırsa-ki hiçbir zaman pürüzsüz olmayacaktır ama asgari müşterek kâfidir-Türkiye’nin alt çizgisine oturup, sırtını dik çizgiye verdiği bir “L ekseni”, daha doğrusu “kapı” oluşacak…

Kapıların açılıp-kapanması sadece fonksiyonlarıdır. Olmazsa olmazı kilittir. Kilit kurcalayan hep ABD/Batı’dır. Türkiye anahtar yapıyor, maymuncuk kırıyor…

#Politika
#Filistin
#Ortadoğu
#Nedret Ersanel