‘Salgın’ yavaşlayacak gibi görünmüyor. Ölüm oranının kıyasla düşük olmasından teselli bulunsa da, ‘bulaşma hızı’ diğer ‘tehditlerle’ birleşiyor...
Virüs bu anlamıyla öldürmüyor, süründürüyor. Konvansiyonel savaşlarda askerlere sorarsanız, bir düşman askerini öldürmek yerine yaralamak daha faydalıdır; ilkinde bir eksilir, ikincisinde en az üç. Artı para tüketir.
Daha ilk kalemde Çin’in 33 ülke için ihracat, 65 ülke için ithalat kaynağı olduğunu bilmek kafi. Ülke şimdi hem ev sahipliği yaptığı yüzlerce küresel şirketi hem de iç ekonominin yüzde 60’ını tutan, istihdamın yüzde 80’ini barındıran KOBİ’lerini korumaya çalışıyor.
Bu türden okumalar, dijital virüslerle biyolojik olanların hibrit türler üretebileceğine ilişkin akıl uçurmalara kadar yükselebilir. Bakış açısından çok, gözü değiştiren tartışmalara karşı değilim. Yeter ki, sebep-sonuç ilişkisi doğru kurulabilsin...
2019 Aralık ayında yapılan son NATO zirvesinde -ki virüs Pazartesi günü Brüksel’deki karargâha da bulaştı- ve Şubat ortasında Almanya’da gerçekleşen Münih zirvesinde ilk konu/hedef Çin’di. İkinci konu ise ABD-Avrupa arasındaki bağların zayıflaması. Çin ve Rusya’ya nasıl yaklaşılması gerektiği meselesinde yolun çatallaştığı görülüyordu...
Pekin virüs yüzünden düşecek değil. Ancak iki noktadan yaralanabileceği açık; bir, alternatif kutuplar için hayati kabul edilen küresel siyasi imajı her gün rendeleniyor. İki, iç politikasında dalgalanmalar yaratıyor. Kimi uzmanlara göre bugüne değin ülkeyi yöneten en güçlü lider olan Xi Jinping’in devrilmesi zor. Ama hedef bu değil zaten. Uygur Türkleri’ne uyguladığı insanlık dışı eziyetlerin Batı tarafından umursanmadığı halde istismar edilerek dünyaya pazarlanması, Hong Kong kalkışmaları, ticaret savaşları, İpek Yolu, Avrupa üzerinde rekabet gibi aşındırıcı konularla birleştiğinde bir tür ‘poli(virü)tik’ ortaya çıkıyor.
Rusya-Çin ilişkileri, İran-Rusya-Çin ittifakı hatta Türkiye ve İngiltere, Afganistan-Pakistan, Körfez ülkeleri, Afrika’da etkileri görülecek.
Aramco hisseleri yuvarlanırken, petrol fiyatlarının Batı aksına rakip Rusya ve İran’a yıkıcı etkileri ya da salgının Tahran üst yönetimini nasıl olup da bu kadar kırdığına şaşırılıyor.
Apple/iPhone gibi Çin’de yatırım ve üretim mekanizmaları bulunan yine küresel Batı/ABD şirketlerinin akıbeti, tıpış tıpış evlerine dönüp dönmeyecekleri konuşuluyor. Metaforik olarak Aramco ve Apple’ın ‘kriz evliliği’ gerçekleşiyor. Riyad’daki taht kavgaları, kral kardeşlerinin ve prenslerin tutuklanması aynı senaryonun replikleri gibi. Veliaht Prens’in G20 zirvesinde önce tahta oturmak istediği söyleniyor. Tabii salgın nedeniyle G20 Ekonomi Bakanları toplantısının video konferans yöntemiyle gerçekleştirilebildiği bir zamanlamada. Roma da düşmüş durumda, Vatikan bekleniyor...
Washington için gerçek rakip elbette Çin. Çünkü Çin, Rusya gibi ABD’nin dilediği gibi oynayabileceği tek kalem petrol ve doğalgaz üretimiyle değil, Amerika’nın tekel kulvarı olan ‘teknoloji ve askeri’ alanlar üzerinden başkaldırıyor.
Bu yüzden, başta İngiltere ve Avrupa olmak üzere, yeni dünya kutbuna şans vermek isteyen oyunculara küresel tahterevallide nereye oturacaklarına karar vermeleri isteniyor. Almanya ve Fransa, Çin-Rusya-ABD üçgeninin tam ortasında durmak istiyorlar. ABD, iyi düşünmeleri için şartları değiştiriyor...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.