Küresel, bölgesel ve yerel politik dinamiklerin, pratiklerin, yaşadıklarımızı izah edecek biçimde tarif edilmesi gerekiyor, yok, yapalım ve bitirelim...
Donald Trump'ın müstakbel başkanlığı, ABD dış politikasının 1950'den günümüze gelen-ister yerleşik ister kangren olmuş deyin-düzeninden kopuş işaretleri veriyor...
Başarır başaramaz, iyidir, kötüdür ayrı ama..
70 yıllık 'nizamın' stratejik bölge ve ülkelere nüfuz eden bütün uzantıları, ellerindeki tüm kuklaları oynatıyor, “can havliyle” saldırtıyor...
Dünyada iki alan, bu gölge yaratıkların başat coğrafyasını oluşturuyor; Avrupa ve Ortadoğu.
Başkaları da var elbette-kimi Orta Asya ve Latin Amerika ülkeleri gibi-ama işte ortadır;
Nedenini biz her gün kendimize söylüyorduk ama ezberden..
'Türkiye'nin jeo-politik konumu' denilen nedir sorsak herkes bir kitap dolusu konuşuyordu ama hepsi körün fil tarifiymiş.
“Ekseniniz kayıyor” dedikleri meğer “dünyanın ekseni kayıyor”muş...
Ve.. Dünyanın ekseni bizmişiz...
Üzerimize binen yük de işte o kadardır.
Şimdi yeni düzene ayak uydurulmaya çalışılıyor ve diğer ülkeler de hızla bunu yapma derdinde...
Trump, Rusya'ya yönelik kuşatma politikasını gömüyor. İşaretler bu yönde...
Bunun anlamı, işte
. (Aslında ABD-Türkiye-NATO ilişkileri tarihi olan İncirlik'i gündeme yükseltmemiz de odur.)
Ki, Türkiye, Rusya ve kimi Avrupa ülkelerindeki zehirin de emilip-suratlarına-tükürülmesi anlamına gelir.
En tehlikeli yerdeyiz, çünkü; Obama yönetimi;-bu köşenin yıllardır yazdığı-Kuzey Kutbu'ndan/Avrupa/Balkanlar/Karadeniz/Türkiye/Ortadoğu-Suriye/Irak/İran/AfPak'tan Güney Çin Denizi'ne kadar giden fayı yırttı!
Trump, bu fay hatlarını yaklaştırmayı düşünüyor ama bu da dünyanın stratejik birikmiş basınca maruz kalması demek.
Üstelik, “Amerikan ve küresel müesses nizamın tüm ögeleri bu girişimi sabote etmeye” çalışacak. Çünkü ana hedeflerden biri onlar...
“Donald Trump, selefi Obama tarafından siyaseten atanmış tüm büyükelçilerin görevine son verecek. Söz konusu büyükelçilere bulundukları ülkeleri terk etmeleri için 'hoşgörü süresi' dahi tanınmayacak. Geçiş ekibinin Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği yazıda, Obama döneminde atanan
20 Ocak'ta görevlerinin son bulacağı' bilgisi yer aldı”. (06/01.)
Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan, örneğin Rusya'nın Ankara Büyükelçisi'nin haince öldürülmesi ya da ABD seçim sonuçlarının hack edilerek değiştirilmesi noktasındaki gariplikler bu kırılmadan kaynaklanıyor.
Biz ise yüzeydeyiz...
“ABD ile aramız kötü olursa işte böyle olaylar olur” türünden oksimoron ifadelere sıkışıp kalıyoruz. Yani, “bizi öldürüyorlar çünkü müttefiğimizle aramız kötü” yaklaşımını kuranlar var bu ülkede. “Öldüren müttefik” nedir diyen yok.
Ya da..
Bu soru “hiç” hükmündedir. Ankara artık ABD, Rusya bir tarafa, kimseye güvenmiyor. Bitti o fasıl.
Demokrat veya Cumhuriyetçi fark etmez..
(11 Eylül'ü de bir daha düşünelim.)
Bugün mesafe, Erdoğan-Putin'in uçak krizinden sonra yeniden başlamak için buluştukları St. Petersburg'a 90 Km.'dir!
Değişim sloganları ve çiçek çocuk oyları ile seçilen Obama gerçekte bu kuşatma politikasının en ateşli savunucusuydu.
Bir elinde Nobel Barış ödülüyle, Ukrayna ve Suriye savaşlarını yoktan yarattı, besledi ve müttefiklerini teşvik etti.
İzmir'de terör saldırısının yaşandığı gün Amerika'nın Türkiye Büyükelçiliği'nin resmi Twitter hesabından, Türkiye'nin terör örgütleri tarafından öldürülen tek Başbakanı Nihat Erim ile Watergate gibi tarihin en büyük skandallarından birine imza atarak istifa etmiş Richard Nixon'un 1972'deki buluşmalarının fotoğrafı servis ediliyorsa bu ne demektir?..
Hele Nixon kabinesinin Dışişleri Bakanı Henry Kissinger şu sıralar Rusya ve Çin ile Trump dönemi için bağlar kurarken!..
...
Bu ilişkiye ittifak denebilir mi?
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'in Suriyeli muhaliflerle yaptığı konuşmanın kaydı Çarşamba günü Wikileaks tarafından sızdırıldı. Bir bölümü daha evvel basına ulaşmış ama ABD Temsilciler Meclisi tarafından bu kayda erişim engellenmişti. ('Obama, DAEŞ'in büyümesini istedi', 06/01, HaberTürk.)
Şimdi tamamı ortada. 37 dakikalık kaydın özü şu; Başkan
Geçtiğimiz Salı (03/01) TBMM Grup konuşmasında Başbakan Binali Yıldırım mealen şöyle diyordu; “Donald Trump bu kepazeliğe-Obama uygulamalarına-son versin. Vermezse de biz zaten yolumuza devam ediyoruz”...
İş artık şu; ABD/Batı ile aramız 'düzeldiğinde' aynı hataları asla yapmamak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.