Suriye başarısının sebep-sonuçları işlenirken en ihmal edilen konulardan biri, Türkiye’nin hakkını ‘hakkınca’ teslim hatta tarifinin dahi sınırlı yapıldığıdır…
‘Aferinlemek’ten bahsetmiyorum…
Bu yüzden her şeyden evvel, madalyanıza bir hohlayıp, kolunuzun yeniyle parlatın ki, küresel işkencecilerin yüzlerine ister ayna ister tükürük olsun…
***
Bunlardan sonra devletin ‘ulusal güvenlik’ anlayışı ile dış politika yaklaşımı değişti ve sabitlendi! 10 yıl içinde terörle mücadele ile güney sınırımızın güvenliğine yeni bakış/yaklaşım getirildi…
Bugün ‘olgunluk’ çağındaki devlet yaklaşımı, İran-Irak-Suriye çizgisi ile sınırlı kalmadı, aynı zaman diliminde yaşanan tüm bölgesel ve küresel olaylarda pusula/kılavuz oldu…
Ermenistan-Azerbaycan savaşı, Libya krizi, Ukrayna savaşı, Afganistan vakası, Mavi Vatan, Gök Vatan, Savunma sanayi mimarisinin inşası, bölgesel ve yerel enerji projeleri (Akkuyu, enerji merkezi, Refah Yolu, vs.) gibi…
***
Yıllar içinde bu kanaat farklı aşamaları geçti; bir dönem ‘Türkiye’nin ekseni kayıyor’ üzerinden dayak yedik. Bir başka zaman, sorunun ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ olduğu, önce onun düşürülmesi planını kurup, hele seçim dönemlerinde onlarca dergi kapağına, gazete manşetlerine çektiler. Biden döneminin başında, “kurumsal ilişki kuracağız” kamuflajıyla dışladılar…
Bugün gider-ayak Beyaz Saray’ın, “Türkiye ile Suriye konusunda tam angajman içindeyiz, beraber çalışıyoruz” noktasına gelmeleri işte o madalyanın gözlerini kamaştırması yüzündendir. Perşembe günü Dışişleri Bakanı Fidan’ın Blinken’e söylediği, “bundan sonraki hayatınızda başarılar” alaycılığıyla sona ermiştir…
***
Şimdi önümüzde bir Suriye dosyası bir de dört yıllık Trump iktidarı bulunuyor…
Batı’nın blok olarak savrulması da, yeni dünya ve yeni ekonomi modelinin doğum sancılarını sadece hegemonyalarına tehdit gördüklerinden çuvalladılar. Göçmüş liberal ve idari düzenin tutunmasına, askeri/zor yoluyla savunulmasına abandılar. Kalsalar, bu çürük yapıya yaslanmaya devam edecekler, mevcut nizam Berlin Duvarı gibi üzerlerine yıkılacaktı…
***
Trump ve yönetimi gerçeği daha çok görüyor ve bu işten sıyrılmanın yolu olarak daha keskin/katı yöntemler kullanacakları anlaşılıyor…
Buna bakarak Türkiye’yi, Amerikan-İsrail çizgisine yapıştırmak, on yıldır okuduğunuz dersleri sıfırlamak anlamına gelir. Türk Devletleri Teşkilatı ne olacak o zaman? Kafkasya politikanız, Mavi Vatan politikanız, İsrail’le ilişkileriniz ne olacak? Ankara’nın Doğu ile Batı arasında kurduğu ve tamamen özgün ve bağımsız duruş, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ne olacak?
Türkiye bu dolduruşları umursamaz. Suriye mi mesele, ABD ile çalışır çünkü bu ülkeye yönelik yaptırımların kalkması lazım. Kıbrıs mı mesele, İngilizlerle çalışır çünkü Rum Kesimi’nin NATO üyeliği vb gibi zırvalıkların baştan boğulması gerekir. Karadeniz mi, Ruslarla çalışır çünkü Montrö’nün yaşaması, ABD’nin bölgeye girmemesi gerekir, Çin’le, Körfez ülkeleriyle çalışır çünkü büyük ekonomi lazımdır…
Ama yeri gelir, Etiyopya ile Somali’yi kavuşturur, ABD, Fransa, Çin, Rusya’ya Afrika’da bayrak açar, üs kurar, liman kurar, enerji anlaşmaları imzalar…
Ve yine bunların hiç biri basit faydacılık üzerine kurulu değildir. Herhangi birinde madalyasını paslandırmaz. Biden dünyanın dönüşünü Batı lehine durduramadı. Trump da durduramayacak. Bu yüzden konjonktürel gelişmelerden global çıkarımlar yapıp Ankara’yı sağa-sola iliştirmek..
Geçmiş ola…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.