Türkiye’nin Suriye/Esad’la normalleşme açılımı, bugün tartışmaları sürdürülen ‘iç birlik’ girişiminin ön adımıydı… İsrail krizinin ‘Kürt Kartı’na yeni bir alan açıp-açmadığı tahlilleri de dâhildir, “ Kürt Kartı’nın yeni bir jeopolitiği mi var ” şüphesi de… Filistin-Lübnan-Suriye-YPG/PKK-ABD-Irak-İran-İsrail kümesinin ilk iki cümleyle cem olduğu yer de burasıdır. Son olarak Gürcistan ve Rum Kesimi’nde yaşanan gelişmeleri de boğma teline eklemiştik… Bu denli gıllıgışlı işlerin/şebekelerin kurulduğu
Türkiye’nin Suriye/Esad’la normalleşme açılımı, bugün tartışmaları sürdürülen ‘iç birlik’ girişiminin ön adımıydı…
Filistin-Lübnan-Suriye-YPG/PKK-ABD-Irak-İran-İsrail kümesinin ilk iki cümleyle cem olduğu yer de burasıdır. Son olarak Gürcistan ve Rum Kesimi’nde yaşanan gelişmeleri de boğma teline eklemiştik…
Bu denli gıllıgışlı işlerin/şebekelerin kurulduğu geniş coğrafyanın karşılığı olarak Türkiye’nin, birlik ve Kürt Kartı tartışmalarını nasıl bir yüzeysellikte kulaç atmaya çalışarak yaptığına baktığımızda, ABD seçimleriyle gelişecek yeni risklerin nasıl anlatılabileceği konusunda şüpheye düşüyoruz…
Trump’ın kazanması halinde Ukrayna savaşının sona ereceği beklentisinin, Avrupa ve Batı birliğinde yaratacağı komplikasyonlar ayrı bahis, Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’nda açtığı o haritaya nasıl etki edeceğiyle başlayabiliriz…
Hindistan-S.Arabistan-İsrail-Kıbrıs Rum Kesimi (Akdeniz)-Avrupa hattı, şu anda bile Rus enerjisini Avrupa’ya taşıyan Hindistan’ın-ki bu yol ilk kez Yeni Delhi’deki G20 zirvesinde açıklanmıştı-Ukrayna’da uzlaşacak Putin-Trump stratejilerinin diğer stratejik buluşma noktası olabilir…
İran’ın, Rus ve Çin çizgisinin tokalaşma noktası olarak yeni jeopolitik yarattığını yazmış, Ukrayna’da müstakbel barışın, Rusya’yı, İsrail-İran çatışmasının arasına sokabileceğini de çıtlatmıştık…
Bu çetrefilli kesişen hatlar, Türkiye’nin Irak’la stratejik işbirliğini de, Refah Yolu projesini de etkileyecek elbette. Bu yol üzerinde takip etmemiz gereken son gelişme ise Bağdat-Pekin arasında gerçekleşti (28/10) ve iki ülke, Irak’taki petrol ve doğalgaz sahalarının geliştirilmesi anlaşması imzaladılar…
Böylece İran’dan sonra da Irak’ta da Çin varlığı hissedilir hale geldi…
Trump’ın Beyaz Saray’a oturması ihtimalinde, ABD-Rusya ilişkilerinin daha işlevsel boyuta geçebileceği, Hindistan ve İran’ı kapsayarak, garip gelmesin ve maalesef İsrail’i de dahil ederek yeni bir bölgesel-küresel bağlam başlatacağı tahmin edilebilir…
Yine şaşırtıcı biçimde bunun Çin’e ‘uymayacağı’ da, ilaveten Türkiye’yi de huzursuz edeceği açıktır…
Hindistan-Avrupa hattına Türkiye’nin başından itiraz ettiği biliniyor ve Irak’tan geçecek Refah Yolu’nun hem S. Arabistan’a hem de Hindistan’a göz kırptığı da bilinen bir başka gerçek. Hem kesişiyorlar hem birbirlerini kesiyorlar…
AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen-Hindistan Başbakanı Modi’nin son görüşmesi, Putin-Modi görüşmesi ve açıklamaları, Trump’ın, “Hindistan bizim büyük ortağımız olacak, zaten Modi iyi arkadaşım” açıklaması hep bu dizilişin taneleridir…
Esasen, “Ukrayna’yı kim durdurabilir/teslim edebilir, İsrail’i kim kontrol edebilir, Pasifik’e kim dönebilir” seri sorularının hemen hepsi, Trump-Harris yarışında hep ilk ismi işaret ediyor…
Ancak şu kesin ve sabittir; Kürt Kartı tüm bu ‘stratejik kaos’un göbeğine yeniden oturmakta!..
Arz-ı Mevud haritası Türkiye’ye değsin değmesin terör koridoruyla birleşmekte, bu da Türkiye’nin güney sınırının tamamı anlamına gelmektedir.
ABD’nin bölgeden taktik çekilmesi, Pasifik’e yönelmesi, bölgenin yeni bir “düzene” ama herhalde bir “hamiye” de ihtiyaç gösterdiği hissediliyor. Emanetçi olarak eğer Rusya olarak seçiliyse ABD’nin yeni Başkanı olarak Trump’ı şimdiden tebrik edebilirsiniz…
Yok değil ise yeni bir modele mi gerek olacak, yoksa sandığa giden süreçte; Trump’ın iki ciddi suikast girişimine uğraması, mevcut Başkan’ın “darbeyle” adaylıktan düşürülmesi, Harris’e anında yağan yüz milyonlarca doların karşılığı ve izahı olarak Amerikan üst aklının müdahalesi onları da mı bağlayacak göreceğiz…
Daha Avrupa, İngiltere, AB, NATO’ya gelemedik bile. Global ekonomik arayışlara, bir çıkışı var mı araştırmalarına başlayamadık, Türkiye’ye ve planlarına da gelemedik…
Ankara’nın ‘birlik’ arayışını neden şimdi ortaya attığı, buna gerçekten ihtiyaç olup-olmadığı konusundaki flu alan, yukarıdaki bu harita yığınının ortaya çıkardığı ağır “anlamlandırma/anlama/bilgisizlik” yükünden geliyor…
İçeride, siyasi partiler, medya, akademi, entelektüel zaviyenin konuyu anlama yolunda kendini perişan eden savruk doğru açı arayışı bir yere varamaz. Çünkü mesele ‘mercekle’ ilgili değil “gözle” ilgili. “Göz” değişmedikten sonra zor…
Yıllara sari öngörü inşası televizyonların günlük haritaları ve değnekçilerin rating kölelerine dönüşmüş programlarıyla anlaşılabilir mi? Ya da onlara bakarak “devletin” meseleyi nasıl gördüğü ve hazırlandığı sezilebilir mi?
2024’ün son küresel olayı ABD Başkanlık seçimlerinin sonuçları belirleyicilikten ve çözümlerden uzak görünüyor ama planları yok anlamına gelmiyor. ‘Yeni Kürt Kartı’nı bu çerçeveye oturmadan kavrayamayız.