Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz çarşamba günü partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı, özellikle dış politika vurgulu konuşma, Türkiye’nin ABD ve Avrupa’ya ‘dostluk eli’ uzatmasıyla sonuçlandı. ‘Yeni yıl yeni dönem’ olarak formüle edilen açılım, yerli matbuatta, ‘şahlanış’ ve/veya ‘Batı’yla yeni dönem’ başlıkları altında haberleştirildi, tartışıldı…
Muhalif gözlemciler, yorumcular, gazeteciler açısından bu yeni adım; baştan beri söyledikleri, ‘Türkiye’nin yalnızlık hali’nin ve dahi sıkışmışlığının ispatı, dış politikasının artık sürdürülemezliğinin ifadesiydi. Türkiye eski yoluna girmek için Batı’ya göz kırpıyordu. Olacağı da buydu…
***
‘Uzatılan el’ metaforu spesifik bir adrese yönelik ama genişletilmiş formdadır. Geçtiğimiz hafta sonu AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Borrell’in Türkiye-AB ilişkilerinin 2021 yılında nasıl olacağı üzerine kaleme aldığı bir makalede, ‘Türkiye’ye elimizi uzatıyoruz’ ifadesine Ankara’nın verdiği cevaptır.
Bugünkü konumuz olmamakla birlikte, AB’nin bu tokalaşma için ‘ihtiyaç ve şartlar’ını anlamak adına makalenin gerisinin de okunmasını öneririm.
Aynı el Biden’a da uzatılıyor. ABD’nin yeni Başkanı’nın Türkiye ile ilişkileri zorlu bir safhaya yükselteceğine ilişkin genel kanaatte değişiklik yok. Buna yaslanarak, Türkiye iç politikasındaki temennilerine ortak bulmuş gibi kutlamalara başlayan kimi siyasi partiler, basın-yayın organları ve kalemler, Batı ile ilişkilerin ‘eski yerine’ oturtulmasını -sevinçlerini gizlemeye çalışarak- teşvik ediyorlar…
Cumhurbaşkanı’nın yukarıdaki cümlelerini de bu bağlama yontuyorlar…
Anlamak için aynı konuşmanın, aynı paragrafın, alt-üst satırlarına bakmak kâfi…
***
“Ülkemizin jeo-stratejik avantajlarını kullanmasına engel olmak için başımıza musallat edilen gaileler kendiliğinden ortaya çıkmamış, hepsi de proje dâhilinde üretilmiştir”…
Evet, kimdir bu projeyi üretenler?
“Türkiye’nin geçmişte yaşadığı kavgaların ve ödediği bedellerin arka planında, Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak geri bırakma hesapları yatmaktadır”…
Kimdir bu hesapları yapanlar?
“Satranç tahtasını andıran uluslararası arenada giderek daha etkili şekilde oyun kuran Türkiye gerçeği, çatışma ve kaostan beslenenleri rahatsız ediyor”…
Kimdir uluslararası arenada kaos ve çatışmadan beslenenler, yani küresel parazitler?
“Ülkemiz terör örgütleriyle pek çok farklı coğrafyada göğüs göğse çarpışan tek NATO üyesidir”…
Bu cümlenin yazılmamış devamı; “Peki o terör örgütlerinin ardında kaç NATO üyesi ülke vardır”?
Kimin elidir o?
Peki, böylesi incelik gerektiren dış politika sürdürülebilir mi?
***
Ankara’nın Batı açılımı Biden’lı dönem için pozisyon düzenlemedir. Daha doğal ne olabilir? Sorun bunun tarifinde. Türkiye’nin pozisyon tazelemesini ABD ve AB’ye biat edeceği beklentisiyle izah edenler ve bunu destekleyenler için zaten son dönemdir, tarih oluyorlar…
Çünkü bu akıllar Türkiye’nin yükseliş dönemi ile Batı’da yaşanan erimenin ortak konjonktür oluşturduğunu göremedikleri/sindiremedikleri gibi, sürecin küresel çapta artarak devam etiğini de fark etmiyorlar.
İşte Türkiye’nin buna cevabıydı Cumhurbaşkanı’nın konuşması; “Olur ama yeni angajman kurallarıyla”…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.