‘Kolaj’dan suret çıkarmak pop-art kültürün miraslarından biri.. Terekesinden dış politikaya düşenler de var…
Son 10 gün içindeki gelişmeler, Türkiye’nin sahada uzun ortalar yapmasına müsait boş alanlar yaratıyor…
Akış önemlidir. ‘Debisini’ ölçmek de gerekir…
Önce Rus ve Türk Genelkurmay Başkanları (Güler-Gerasimov) görüştü.. Sonra, Savunma Bakanları (Akar-Şoygu) görüştü.. Ardından Dışişleri Bakan Yardımcıları (Önal-Rudenko)…
Cepte…
Aynı sahnede, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun İran ve Lübnan ziyaretleri gerçekleşti. Ankara-Tahran arasında soğuk demeyelim ama rüzgârlı havada gerçekleşen ziyarette, hem Dışişleri Bakanı Abdullahiyan hem Cumhurbaşkanı Reisi ile görüşüldü.
Açıklamalar iklimi değiştirmese de havayı yumuşattı. İran’ın Azerbaycan’la ilişkilerinin gerildiği bir dönemin sonunda, “Bakü ile aramızdaki yanlış anlamaları artık düzelttik” diyen ülkeye yapılan üst düzey ziyaret verimli oldu…
Türkiye-İran görüşmeleri tamamlandı, Sayın Çavuşoğlu Lübnan’a geçti.. Hemen ardından Rusya Devlet Başkanı Putin ile İran Cumhurbaşkanı Reisi görüştü!
Bu da cepte…
İkinci perde açılmadan Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın Türkiye’ye geleceği (24 Kasım) ve Cumhurbaşkanı tarafından kabul edileceği haberi dolaştı…
Türkiye-BAE ilişkisindeki “aşkı” bilmeyen olamaz herhalde. ‘Bir kaşık suda’ ilerleyen son dönem gelişmeleri anımsandığında, herkes haberi birden çok kez okumak zorunda kaldı. BAE’nin, Mısır, Libya, Yunanistan, hele son dönemde Şam yönetimi ile ilişkilerini de ilave edelim.
Hepsi birden yine cebe…
Sahnede bunlar yaşanırken kuliste başka replikler de fısıldanıyordu…
İsrail-Türkiye ilişkilerinde farklı bir olasılık doğurduğu söylenen, casuslukla suçlanan iki İsrail vatandaşının ülkelerine dönmesinin ardından.. Daha önemlisi, dokuz yıllık ‘yüzüne bile bakmam’ sürecinin ardından, bizzat İsrail Cumhurbaşkanı’nın, ardından da İsrail Başbakanı’nın Cumhurbaşkanı’nı arayarak teşekkür etmesi aynı kümeye dahil edilebilir…
Nitekim bölgede yaşanan her nahoş olayın içinden ve/veya arkasından Türkiye’nin karşısına çıkmasını, ‘beni gör, bana dön’ olduğunu gösteren okumalar da doğrudur.
Aynı sıralarda güney sınırımızda da ilginç gelişmeler oldu…
Her zamanki destek ve ziyaretlerinden farklı olarak Dışişleri Bakan Yardımcısı seviyesinde bir Amerikan heyeti terör örgütü YPG/PKK’nın sözde liderleriyle bir araya geldi… (Yakında Savunma Bakanı da gelirse şaşırmayın.)
Rusya ise Suriye’deki S-300’lerini yeni bir lokasyona kaydırdı, Kamışlı ve Rakka’ya yerleştirdi. İşaretler, sadece oynayan taşları değil, karşılık mesajları da taşıyor gibi…
Türkiye’nin bir harekâtın eşiğinde olduğu, neredeyse geri-sayım yaşandığı tartışmalarının içinde bu adımlar, Ankara’ya karşı mı yoksa Ankara’ya yol veren bütünü mü anlatıyor?
Buradan, S-300’lerin hareketi ve Suriye kalemlerinde Rusya’nın Türkiye lehine esnediği okuması akla uygun geliyor! Kremlin’in Ankara’dan başka beklentisi de olabilir ve öyle ise ABD ile
alakalı olduğunu tahmin edebiliriz.
Panorama, Türkiye’nin bir ucu Çin’de diğer ucu Balkanları kavrayarak Doğu Avrupa’da.. Bir başka ucu Karadeniz’de diğer yanı Yemen ve Afrika paralelinde çerçevelenen büyük alanda, yeni süreçler ve fiili eylemler yolunda müspet manzara sunuyor…
Kadük kalma, fişi çekilme yoluna girmiş Astana sürecinin tazelenmesi de dahildir buna, Suriye’de askerî harekat da ve dahi artık Yunanistan sınırında biten Batı’nın, Doğu sınırına Türkiye’de ulaşması ihtimali de!..
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.