Bilgi ve bilgeliğe zaman ayırmak

00:0017/09/2008, Çarşamba
G: 2/09/2019, Pazartesi
Nazif Gürdoğan

Ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarıyla, hayatı bütünüyle kavrayabilmek için, bütün insanlığın bilgelik hazinelerini iyi bilmek gerekir. Yetmişiki kültürün, bir arada barış içinde yaşadığı, bir dünyanın kapıları, Ademoğullarının tarihini bütün olarak bakmasını bilenlere açılır. Peygamberlerin haber verdiği insanlık tarihi, kavranılmayacak kadar büyük ve sınırsız değildir. İnsanlığın bilgelik kaynaklarından beslenmeyenler, farklılıkların kaynağındaki birliği göremezler.Bilgelik, yetmişiki kültürün,

Ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarıyla, hayatı bütünüyle kavrayabilmek için, bütün insanlığın bilgelik hazinelerini iyi bilmek gerekir. Yetmişiki kültürün, bir arada barış içinde yaşadığı, bir dünyanın kapıları, Ademoğullarının tarihini bütün olarak bakmasını bilenlere açılır. Peygamberlerin haber verdiği insanlık tarihi, kavranılmayacak kadar büyük ve sınırsız değildir. İnsanlığın bilgelik kaynaklarından beslenmeyenler, farklılıkların kaynağındaki birliği göremezler.

Bilgelik, yetmişiki kültürün, bir kültürden kaynaklandığını bilmektir. Başka kültürlerin yetersiz, yalnızca kendi kültürlerinin yeterli olduğuna inananlar, kendileriyle birlikte bütün insanlığa en büyük kötülüğü yaparlar. İnsanlığın geleceği, bilgelik hazinelerinin sürekli geliştirmesine bağlıdır. Bunun için, herkes okumaya, düşünmeye ve yazmaya vakit ayırmalıdır. Bilgelik kazanmada, okumak herşeyin başında gelir. Okumamak için hiçbir “mazeret yoktur”.

Marmara Fm''i bugünlere taşıyan Eşref Ziya Terzi ve yöneticisi Esra Elönü''nün öncülüğünde, iletişim uzmanı Şaban Kızıldağ''ın, haftalık olarak hazırlayıp sunduğu “Mazeret Yok” programına katıldım. Jay Riffenbary''nin, Amerika''nın Savaş Akademisi West Point''teki tecrübelerine, Kızıldağ''ın Anadolu insanının kültürel kaynaklarına dayandırdığı “Mazeret Yok” yaklaşımıyla, herkes önüne çıkan engelleri aşarak, kusursuzluğun sınırlarına yaklaşabilir.

Bilgelik kazanmamak, okumamak, ürün, hizmet ve bilgi üretmemek için, insanların sığınacakları hiçbir mazeret ya da bahane yoktur. Hiç kimse başarısızlıklarının sorumluluğunu, bulmakta güçlük çekilmeyen mazeretlere yüklememelidir. İnsanlar düşünmede, okumada, yazmada ve üretmede başarısızlıklarının kaynaklarını başkalarında değil, kendilerinde aramalıdırlar. Başarısızlıklarının sorumluluğunu başkalarına yükleyenler, yalnızca kendilerini kandırırlar.

Bilgelik kazanmak isteyenlerin, herşeyden önce okumasını öğrenmeleri gerekir. Dünya yetmişiki kültürüyle, okunması gereken bir kitaptır. Bu yüzden, okumak, herkesin en başta gelen görevidir. İnsanlığın birikimini okumasını bilmeyenler, dünyayı dönüştürecek bilgi ve bilgeliğe sahip olamazlar. Bütün insanlığın bilgi ve bilgelik hazinelerinin kapıları, okumasını bilenlere açılır. Okuyanlar öğrenirler, öğrenenler dönüştürürler.

Mazeret üretmemek için, herkesin okumaya zaman ayırması gerekir. Her gün, uyku zamanı gibi, bir de okuma zamanı olmalıdır. Düzenli okumamak için, hiçbir mazeret yoktur.

Düzenli okumak, bilgi ve bilgeliğin altyapısını oluşturur. Köklü bir okuma geleneği olmayanların, bilgi ve bilgelik hazinelerine katkıları olmaz.

Başarıya giden yolda, yakınma yoktur, suçlama yoktur, sızlanma yoktur, şikayet yoktur, bahane yoktur ve mazeret yoktur.

İnananlar kendilerinin dışında, kimseyi suçlamazlar.

İnanmayanlar, kutsallaştırdıkları mazerete sığınırlar.

Mazeret üretene, üretecek hiçbir şey kalmaz.

Hayatı, mazeret üretenler yoksullaştırırlar.