Manchester United efsanesi

90’lı yıllar ve 2000’in ilk dönemleri... Bir Manchester United efsanesi vardı. Roy Keane, Garry Neville, David Beckham, Ryan Giggs, Paul Scholes ve daha niceleri... Alex Ferguson ile birlikte kazanmadıkları kupa kalmamış, tarihin en güçlü takımı olarak adlandırılmaya başlanmışlardı.

Manchester, şimdilerde ise Premier Lig’de orta sıralarda mücadele eden bir takım görüntüsünde. Ferguson’dan sonraki hoca denemeleri ve yapılan transferler Kırmızı Şeytanların yeniden eski günlerine dönmesine olanak sağlamadı. Aksine her gelen teknik direktörle birlikte, kurulan yapılar yıkıldı yenisi yapıldı. Hiçbiri de tutmadı.

Kulüpleri başarıya ulaştıran içindeki aile ortamıdır derler. Tabii ki yetenekli isimlerle birlikte... Manchester bunu sağladığı dönem “yenilmez” bir takımdı. Gelişen futbol düzeninde Kırmızı Şeytanlar basitleşti ve güçlü yapısı zarar gördü. Ancak hala umut devam ediyor...

Onlar için çok söylenen bir söz var... “Elimizden her şeyi alabilirler ancak umudumuzu asla...” Manchester United taraftarının uzun zamandır sarıldığı bir cümle bu. Son zamanlarda daha da sık söyleniyor. Çünkü kulüpte yeni bir değişim yaşandı. Yeni futbol düzeninin en iyi hocalarından biri olarak gösterilen Ruben Amorim takımın başına getirildi. İlk izlenimler de oldukça olumlu. İngilizler bu değişimin bu kez sonuç vereceğini düşünüyor. Umarız verir çünkü biz Manchester United’ı özledik...

Altyapısından çıkardığı futbolcular, transfer ettiği futbolcular ve her şeyden öte bünyesindeki oyuncuları ikonikleştirmesiyle ünlü bir kulüp Manchester United. Eric Cantona, David Beckham, Cristiano Ronaldo, Wayne Rooney... Eminiz ismini telaffuz etmediğimiz ama bu da vardı diyeceğiniz daha birçok isim var.

Boşuna “özledik” demedik... Manchester yeniden kırmızı olur mu, dünya yeniden bu efsaneyi konuşur mu? Hep beraber göreceğiz...