“Keşke” dememek için…

03:0019/11/2024, Salı
G: 10/12/2024, Salı
Mustafa Göksel

Sürekli “Türk futbolunun sorunu ne?” diye tartışıyoruz. Herkesin söylediği farklı şeyler olsa da yolun sonunun çıktığı yer belli. Güven, güven, güven… Ben yazılarımda futbolu hayattan ayırmıyorum. Bu konuda da hayatın normal akışından faydalanmaya çalışacağım. Yıllardır sektörün içerisinde olan biri olarak haksızlık söylemlerinden sıkıldığımı ifade ederek başlayacağım. Kulüp başkanlarının ve yöneticilerin söylemleri maalesef futbolda bile kutuplaşmaların yaşanmasına yol açtı. Yıllar önce aynı stadyumda

Sürekli “Türk futbolunun sorunu ne?” diye tartışıyoruz. Herkesin söylediği farklı şeyler olsa da yolun sonunun çıktığı yer belli. Güven, güven, güven…


Ben yazılarımda futbolu hayattan ayırmıyorum. Bu konuda da hayatın normal akışından faydalanmaya çalışacağım.


Yıllardır sektörün içerisinde olan biri olarak haksızlık söylemlerinden sıkıldığımı ifade ederek başlayacağım. Kulüp başkanlarının ve yöneticilerin söylemleri maalesef futbolda bile kutuplaşmaların yaşanmasına yol açtı. Yıllar önce aynı stadyumda ezeli rakip taraftarlarının beraber maç izlediği atmosferleri yaşarken şimdilerde ise yozlaşmış bir düzenin içindeyiz.


Şöyle bir düşünün… Bu hayatta kaç kişiye güveniyorsunuz ya da güveniyor musunuz? Cevapları tahmin etmek çok da zor değil. Hal böyle iken senaryolar üretmek doğal bir sonuç değil mi? Bu yüzden diyorum ki futbolu hayattan ayrı düşünmüyorum. Bir insan yanı başındakine bile güvenmez iken bir futbol müsabakasında hakeme mi güvenecek? Doğal olarak toplumun psikolojisi tüm etkinliklere de sirayet ediyor. Bu bir futbol maçı olsa bile…


İletişim, insanoğlunun en önemli yeteneği. Ancak bizim çok becerebildiğimiz bir şey değil. Ortaya çıkan tabloya bakılırsa bunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bana kalırsa futbolun içerisindeki her bireyin konuşmaya hakkı var. Hakemler de buna dahil. Ancak biz konuşturmamaya gayret ediyoruz. Çünkü daha büyük bir kaos olabileceğini düşünüyoruz. Sanki şu anda olmuyormuş gibi…


Bu işin içinde kim varsa herkesin güven inşa etmesi gerekiyor. Güven için daha çok iletişim daha çok samimiyet gerekiyor. Belki daha çok konferans, daha çok canlı yayın, daha çok yemek…


Yazdıklarımız için ‘romantizm’ diyen olacaktır. Bu da çok doğal çünkü bunu şimdiye kadar hiç denemediler. Denedikleri tek şey camiaları birbirine kırdıracak sloganlar atmak oldu.


Hiç fark ediyor musunuz gencecik çocukların futbol maçı izlemediğine ya da futbolla arasına mesafe koyduğuna? Emin olun çok var. Bilinç altlarında da bu kaotik iklim var. Çünkü bir çocuk bu iklimin içinde eğlenemiyor, mutlu olamıyor. Onun için bilgisayarda ya da Playstation’da oyun oynamak daha keyifli.

Onun için diyorum ki bir 10 yıl sonra bu maçları izletecek formüller aramak zorunda kalabilirsiniz. Çünkü sizler iletişimi yok sayıyorsunuz. Çünkü sizler hayatınızdaki tüm mutsuzlukları bu arenaya yansıtıyorsunuz.


“Keşke” dememek için bir daha düşünün. Yapacağınız en kötü hamle bile bir şeyleri değiştirebilir. O yüzden gelin bu oyuna sahip çıkalım. Bu oyun yeniden bizleri birleştirsin ve eskiden olduğu gibi eğlendirsin…

#Süper Lig
#A Milli Takım
#Türkiye Futbol Federasyonu