Benfica ya da Porto olmak zor değil...

Türk futbolunun en temel sorunlarından biri kulüplerin mali yapıları. Her dönem dile getirilen bu olumsuzluğa rağmen olumlu bir gelişim hala yaşanamadı. Tablo böyle iken transfer dönemlerinde yapılan hatalar ise kulüplerin kasalarını zorlamaya devam ediyor.

Peki ne yapmak gerekiyor? Bu anlamda rotamızı Portekiz’e çevirsek daha iyi olacak galiba. Sporting Lizbon, Porto, Benfica… isimleri duyunca aklınıza ilk gelen şeyler Keşif, Gelişim ve Kazanç olacaktır.

Bu kulüpler kurdukları oyuncu izleme ağı sayesinde özellikle Güney Amerika’daki birçok oyuncunun ilk durağı oluyor. Bu futbolcuların gelişimine katkıda bulunuyorlar ve sonrasında dev kulüplere büyük bedellere satıyorlar. Doğal olarak ortaya büyük bir kasa rahatlığı çıkıyor. Ayrıca bu olumlu bir döngü şeklinde devam ediyor ve sonuç alıyorlar.

Türkiye’de ne oluyor? Maalesef bizde işler menajer ilişkileri üzerinden yürüyor. Bu da genel olarak transferlerin onların önerisiyle yapılması durumunu ortaya çıkarıyor. Kurulan Scout ekipleri hükümsüz kalıyor.

Oysa ki Scout ekiplerinin bulduğu ve takım profillerine uygun futbolcuların daha faydalı olduğunu yaşadıklarımız bize gösterdi.

Yakın tarihte Fenerbahçe’de Elif Elmas, Ferdi Kadıoğlu, Kim Min Je gibi isimler bunlara en iyi örnek. Galatasaray’da da Marcao ve Sacha Boey isimlerini sayabiliriz. Bu oyuncular hem takımlarına katkı sağladılar hem de satışlarından kasaya ciddi bir gelir bıraktılar.

Bu yüzdendir ki Scouting sistemi futbol kulüpleri için artık olmazsa olmaz. Bu konuda güçlenen kulüpler transferde, mali yapıda ve hatta saha sonuçlarında da rakiplerinin önüne geçebiliyor.

Bu sistemi önemsemekte fayda var. Örnekler ve kanıtlar bize bunu anlatıyor…