“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika turunun ilk durağı olan Sudan’da gördüğü ilgi ve kendisine gösterilen izzet ve ikram, hem gözlerimizi yaşarttı hem de göğsümüzü kabarttı. Dünyanın öbür ucunda ayakta alkışlanan, büyük bir özlem ve hasretle kucaklanan Erdoğan’ın Hartum Üniversitesinde yapılan programda takdim edildiği cümleler çok içten ve büyük anlamlar yüklüydü. Erdoğan artık sadece ‘bizim’ değildi. Geri kalmışlığa mahkûm edilmiş başka ülkelerin, devletlerin ve milletlerin de lideri artık Erdoğan. Bir yol haritası…”
Ve hemen ardından, internet yoluyla dünyada milyonlarca kez izlenen Sudan’ın eski Dışişleri Bakanı Ali Ahmet Karti’nin Erdoğan’ı Sudanlı gençlere takdim ettiği şu sözleri paylaşmış: “Sayın Cumhurbaşkanı, bunlar Sudan’ın gençleridir. Seni bekliyorlardı. Seni uzaktan görüyor ve dinliyorlardı. Bu ümmeti kalkındırdığınızı gördüler. Düşmanların karşısında dik durduğunuzu gördüler. Gazze’ye yapılan ambargoyu hafiflettiğinizi gördüler. Kudüs konusunda zafer kazandığınızı gördüler. Arakan’daki Müslümanlara yardım ettiğinizi gördüler. Yeryüzünün tüm topraklarında zalimlerin karşısında dimdik durduğunuzu gördüler. Sizin zalimler karşısında, ‘hayır, binlerce kere hayır’ dediğinizi gördüler. Sayın Cumhurbaşkanı, dedelerinizin Viyana kapılarına kadar giderek ortaya koydukları yüce mücadele ruhunu unutmuyoruz. Çanakkale’de ortaya koydukları fedakârlıkları unutmamız mümkün değil. Bugün de sizler dedelerinizin yolundan ilerliyorsunuz.”
***
Evet, Erdoğan artık sadece Türkiye’ye ait değil. O, artık yeryüzündeki bütün Müslümanların umudu, bütün Müslümanların kahramanı.
Boşnak gazeteci Emine Şeçeroviç Kaşlı’nın birkaç ay önce “’Sizin’ lideriniz diye belki bazen bilemiyorsunuz ama başka coğrafyalarda böyle bir liderin hasretini çekenler var” demesi gibi, Balkanlar’da; Makedonya, Bosna, Arnavutluk’ta yaşayan birçok Müslüman, Erdoğan’ı kendi lideri gibi görüyor.
Afrika’da yine aynı…
Arap ülkelerinin halkları için de öyle… Hiç kimseye yüzünü dönmeyen Hanzala’nın yüzünü Erdoğan’a döndüğünü yazmaya başladı Arap basını…
Bu coğrafyalardaki halklar; Türkiye bayraklarıyla birlikte Erdoğan posterlerini dalgalandırıyorlar.
Bu belki size normal gelebilir. Belki de kültürel ve tarihi coğrafyamız içinde Erdoğan’ın bu kadar çok seviliyor olmasını olağanüstü bulmuyor olabilirsiniz. Ancak, Erdoğan’ın etkisi sadece kültürel ve tarihi coğrafyamızda değil, coğrafyanın çok uzağında, o coğrafyanın dışında yaşayan Müslümanlar için de bir umut Erdoğan…
Uzun süredir Latin Amerika’dayım. Bu süre zarfında birçok Latin ülkesini görme fırsatım da oldu.
Türkiye’yi konuşmaya başlayınca ilk olarak Tayyip Erdoğan’dan bahsediyor herkes…
Kolombiyalılar öyle…
Peru’ya gidiyoruz, yine aynı şekilde…
Ekvator’da yine aynı şekilde…
Şili’de yine aynı şekilde…
Türkiye eşittir Erdoğan.
Bu kıtada yaşayan herhangi bir Müslümanla karşılaşınca, aramızda Erdoğan muhabbeti geçmemesi neredeyse imkânsız.
15 Temmuz’daki darbenin hemen sonrasında, Mısırlı, İhvan-ı Müslümin’den bir gençle konuşuyorduk, o sıra ikimiz de İspanyolca kursuna devam ediyorduk ve kurs çıkışı aramızdaki yegâne konu Erdoğan oluyordu. “Erdogan halifa, halifa!” diyordu sürekli. “Fetullah şeytan!” demeyi de ihmal etmeden.
Restoran işleten bir Faslı ile karşılaşıyorum ve şöyle bir diyalog gelişiyor:
La carne es halal? (Et helal mi?)
Sí, por qué? (Evet, neden?)
Porque yo soy turco. (Çünkü ben Türk’üm.)
Te gusta Erdoğan? (Erdoğan’ı seviyor musun?)
Sí, claro! Y tú? (Evet, elbette… Ya sen?)
Sí, me gusta mucho! (Evet, çok seviyorum.)
Türk deyince, Türkiye deyince ilk sordukları soru Erdoğan.
Şili’deki bir camide, Peru’daki bir İslam merkezinde, Türkiye’den onbin kilometre uzaklıktaki Latin Amerika’nın hemen her yerinde, hemen her camisinde dünyanın çeşitli milletlerine ait olan Müslümanlar bir Türk’le karşılaşınca hemen Erdoğan’dan bahsediyor, Erdoğan için duacı olduklarını söylüyorlar.
Ve hep aynı soru: Te gusta Erdoğan?
Müslüman olmayanlar da Erdoğan’ın ismini ezbere biliyorlar: “Erdogan” diyorlar. Onun liderliğindeki Türkiye’nin çıkışlarına şaşırıyorlar, sözgelimi vize krizinde Türkiye’nin ABD’ye verdiği cevap için, “vaooowwww, Türkiye ne yaptı öyle” diyorlar.
Almanya’ya, Hollanda’ya, Avrupa Birliği’ne karşı takındığı tavırla, vize krizinde ABD’ye anında verdiği cevap ile, Müslüman halklar için yaptığı girişimlerle, Arakan için aldığı inisiyatifle, Kudüs için yaptığı çıkışla, Arap ülkelerindeki rejimlere yaptığı sert uyarılarla, AB ülkelerinde ve ABD’de belki hiç sevilmeyen, hatta kimi Ortadoğu rejimlerinin kabusu haline gelen, ancak dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan neredeyse Müslümanların “habibi” haline gelmiş bir lider o.
Uzun süredir, Türkiye’nin yurtdışındaki en önemli markası nedir diye düşünürdüm. Artık düşünmüyorum, biliyorum. Türkiye’nin en önemli dünya markası Tayyip Erdoğan’dır. Net.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.