Üç yıl önce yaşanan Susurluk kazasıyla birlikte ortaya çıkan ilişkilerin odak noktasında bulunan hatta Susurluk''un "ekonomi ayağı" olarak nitelendirilen Erol Evcil''in yakalanması sonrası yaşanan gelişmeler kamuoyunu umutlandırdı. Bursa Emniyet Müdürü Aydın Genç''in, "Bir yıldır Bursa''da yaşayan Evcil''i yakaladık" şeklindeki açıklaması umutların daha da kuvvetlenmesine neden olurken, "Asıl iş şimdi başlıyor. Özelleştirmeler, kara para ve bankalar inceleme altına alınacak" şeklindeki açıklamaları
Üç yıl önce yaşanan Susurluk kazasıyla birlikte ortaya çıkan ilişkilerin odak noktasında bulunan hatta Susurluk''un "ekonomi ayağı" olarak nitelendirilen Erol Evcil''in yakalanması sonrası yaşanan gelişmeler kamuoyunu umutlandırdı. Bursa Emniyet Müdürü Aydın Genç''in, "Bir yıldır Bursa''da yaşayan Evcil''i yakaladık" şeklindeki açıklaması umutların daha da kuvvetlenmesine neden olurken, "Asıl iş şimdi başlıyor. Özelleştirmeler, kara para ve bankalar inceleme altına alınacak" şeklindeki açıklamaları ise uzun süredir aranan doğru adresin bulunduğunu gösteriyordu. Eğer Genç''in açıklamaları hayata geçirilirse bir çok karanlık nokta aydınlatılabilir. Nedir bu karanlık noktalar? Şöyle bir baktığımızda Zeytin Kralı Evcil''in kredi ilişkisine girmediği banka yok gibi. İş Bankası eski Genel Müdürü Ünal Korukçu döneminde Evcil''e 150 milyon dolar, İş Leasing aracılığıyla da 25 milyon dolar verilmiş. Krediler bununla da kalmıyor. Türk Ticaret Bankası 35 milyon dolar, Emlakbank 25 milyon dolar ve İnterbank 15 milyon dolar olmak üzere Evcil''e kredi vermişler. Bunlar arasında, hepsi birbirinden ilginç ama yeni bir bilgi olarak diğerlerinden farklı olduğunu düşündüğüm, Türk Ticaret Bankası''nın verdiği kredi hikayesi oldukça dikkat çekici. Evcil''in vitrinde olduğu dönemlerde Türk Ticaret Bankası yönetimi, Merter''de bulunan bankaya ait çok büyük bir işhanı, Erol Evcil, İş Bankası Bursa Şubesi eski Müdürü Mehmet Ertaş ve İş Bankası Emekli Munzam Sandığı''nın Başkanlığı''nı yapan Metin Tiryakioğlu tarafından kurulan EET pazarlama şirketine satılıyor. Olayın satış işleminden çok daha ilginç yanı var. EET, iş hanını bankadan aldığı 35 milyon dolar kredi ile alıyor. Yani kısacası burada, tabir yerindeyse tam bir "danışıklı dövüş" yaşanıyor.
Evcil''le ilişkileri tabii ki, bunlarla sınırlı değil. Evcil''in kredi aldığı bankaların yönetici kadrosunda yer alan bazı isimlerle arasının iyi olduğu tartışılmaz bir gerçek. Bu doğrultuda insanın aklına çok farklı sorular takılıyor. Evcil''e kredi veren söz konusu banka yöneticilerinin bu ilişkilerden elde ettiği kazanç nedir? Bankacılıkta şöyle bir prosedür işler; yatırım yapacak birine verilen krediden sonra yatırımın gerçekleşmesiyle birlikte o yatırıma bir "iade" ödenir. Bunlar milyon dolarlarla telaffuz edilen rakamlardır. Bugüne kadar Evcil''e verilen kredilerden dolayı herhangi bir iade ödenmediği, bu iadelerin Evcil''in kredi almasında etkili olan bazı banka yöneticilerine havale edildiği iddia ediliyor. Bunlar Evcil''in kredi ilişkilerine girdiği bankaların kayıtlarına bakıldığında açıkça görülecektir.
Bütün bu karanlık ve hala cevaplanamamış ilişkilere baktığımızda, olayın soruşturulması aşamasında da oldukça yararlı olacağını düşündüğümüz, şu sorulara takılıyor aklımız;
*Evcil''e o dönem kredi veren bankaların yöneticileri kimlerdi?
*Yatırımlara karşılık olarak ödenmesi gereken "iade"ler kimlere ödendi?
*Evcil''e verilen ve geri ödenmeyen krediler için krediyi veren bankalar ne tür bir işlem başlattı?
*Bir çok kredi ilişkisinde karşımıza çıkan EET pazarlama şirketinin ortaklarından olan Metin Tiryakioğlu ve Mehmet Ertaş''ın mal varlıklarında nasıl bir değişim oldu? Örneğin; İş Bankası Bursa Şubesi eski Müdürü Mehmet Ertaş''ın Suadiye''de çok lüks bir villasının olduğu söyleniyor.
İşte, bütün bu soruların üzerine gidildiğinde bir yandan Erol Evcil''le ilgili karanlık kalan noktalar aydınlanırken bir yandan da Susurluk''ta yaşanan kazayla birlikte ortaya çıkan ilişkilerin hiç olmazsa "ekonomik ayağı" çözülecektir.
Son bir kaç haftadır Sümer Holding''e ait Bakırköy ve Beykoz fabrikalarının devredilmesi kararıyla ilgili haberler yapıyoruz. Herşeyden öte buradaki mantık bize çok ters geliyor. Özelleştirmeden büyük gelirler elde etmeyi hedefleyen bir hükümetin, arazilerine değer biçilemeyen iki fabrikayı, nasıl oluyor da bedava devredebilme kararı alıyor, bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Aslına bakarsanız güçlük çekmiyoruz. İki haftadır son dönemde yaptığımız araştırmalar, işin içinde hem çıkar ilişkilerinin hem de hatır gönül ilişkilerinin olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu işin bir tarafı, diğer tarafı ise bu fabrikalarda çalışan yaklaşık 2 bin işçinin ne olacağı konusu. İşçilerin iş akitleri Kasım ayı başında feshedilecekti. Ancak yaptığımız yayınlar bu kararda geri adım atılmasına neden oldu. Bu bizim görüşümüz değil, bizzat işçilerin görüşü. Ancak hala fabrikalar devredildikten sonra işçilerin ne olacağı konusunda belirsizlik sürüyor. Bunun için geçtiğimiz günlerde fabrikalarda örgütlü olan sendikaların genel başkanları ve şube başkanları Özelleştirme İdaresi Başkanı ile bir görüşme yaptı. Görüşmeden elle tutulur bir sonuç çıkmadı ama konunun bu hafta içinde yapılacak Özelleştirme Yüksek Kurulu toplantısında ele alınacağı sözü verildi. Biz de merakla sonucu bekliyoruz.