Bazı insanlar bulmacaları çok sever. Kare bulmaca, çengel bulmaca, son yıllarda sudoku… Bir de puzzle lar vardır hani o güzel çevirisiyle yap-boz. Yaparsın, sonra bozar bir daha yaparsın, sonra tekrar bozarsın…
Türkiye’de maalesef kurumlar ortaya bir şey çıkarmaktan ziyade yapıp bozma kısmını daha çok seviyorlar.
Neden mi bahsediyorum? Tabi ki, yabancı kuralından.
2015 yılında ‘Yerli Teşvik Sistemi’ adıyla lanse edilen ve takımlarda 14 yabancı oyuncuya müsaade edilen ama şimdilerde yeniden tartışmaya açılan yabancı kuralı. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, Yerli Teşvik Sistemi adıyla duyuruldu bu kural, şimdi ise ‘Yerli Teşvik’i için kaldırılıyor.
2015 Şubat, 2017 Eylül. Bu kadar sürede ne beklemiştik, ne ummuştuk da olmadı da şu anda değişiklik konuşuyoruz. Ya da bu kadar kısa bir sürede vazgeçebileceğimiz bir sistemdi de neden Amerika’yı yeniden keşfetmişçesine büyük bir proje gibi lansmanlar, uzun çalışmalar yaparak duyurduk bu programı.
Bunun tek bir açıklaması olabilir. Biz sonuç değil süreç odaklı insanlarız. Yap-boz bizim milli bulmacamız olmalı. Bu arada hiç denediniz mi bilmiyorum ancak Türkiye’de satılan yap-boz ların içinden yurtdışında olduğu gibi yapıştırıcı çıkmaz, ayrıca istemeniz gerekir. Çünkü biz Yap-Boz'a başladığımızda tekrar bozup kutusunun içine doldurmayı tercih ederiz. Bu da bizim hastalığımız herhalde.
Yabancı kuralını da bozup o güzel kutusuna koyacağımız günler yakındır.
Sonrası mı, biz bu kuralı kaldırır kaldırmaz, kıymetlimiz yerli futbolcular, tekrar takımlarımızda forma giymeye başlayacaklar. Sonra bir bakmışız, Eren Derdiyok Gomis olmuş, Hasan Ali Kaldırım Roberto Carlos’a dönüşmüş, Yasin Öztekin bir anda Quaresma ya evrilmiş… Çünkü tek sorunumuz yabancı futbolcuların, hak etmemelerine rağmen, bizim yerli oyuncularımızı kesmesiydi bu zamana kadar.
Milli takımımızın neredeyse bütün futbolcularının Almanya ya da diğer Avrupa ülkelerinde yetişmiş olmasının, Avrupa’ya ithal ettiğimiz 10 futbolcudan 9’unun altyapı eksikliği ve disiplinsizlik sebebiyle ertesi gün kadro dışı kalmasının, Anadolu takımlarının yabancı sınırından istifade, 500 bin Euro bonservisle aldıkları oyuncuları 7 milyon Euro'dan başlayan fiyatlar ve ilginç ilişkiler vasıtasıyla İstanbul kulüplerine satmalarının, kulüplerimizin tüm gelirlerinin yüzde 1'inin bile altyapıya ayrılmıyor oluşunun, hala 1970’lerden hallice neredeyse toprak zeminlerde top oynuyor ve oynatılıyor oluşumuzun, menajerlik garipliklerinin konumuzla hiçbir alakası yok. Kafa bulandırmayın lütfen.
Biz hele bir yabancı sınırını tekrar düşürelim de tıpkı yabancı sınırı bulunan 56 lig yılı boyunca olduğu gibi yeniden o Dünya Kupaları kazandığımız, sayısız Şampiyonlar Ligi finali oynadığımız, her yıl Avrupa’ya 100’ün üzerinde oyuncu gönderdiğimiz, zaferlerle dolu şanlı futbol tarihimize geri dönelim.
Yaşasın milli bulmacamız Yap-Boz!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.