Gitme

Çoğu zaman, sözler yazılır, ardından ona uygun bir müzik yani beste hazırlanır... Ancak bundan farklı olarak bu kez müzik ona uyum sağlayacak sözleri beklemekteydi. Yavuz Taner'in bekleyen müziği, Ali Tekintüre'nin hazırladığı nakaratla biraz şekillenir. “Gitme, gitme ne olursun... Gitme, gitme benim olursun...” Ancak sözlerin tamamı bir süre sonra tamamlanır.

Ali Tekintüre, Yavuz Taner tarafından muhayyer kürdi makamında hazırlanan ve kendisi tarafından sözleri yazılan şarkıyı eşine ithaf eder. Daha sonra Müslüm Gürses tarafından seslendirilip onun klasiklerinden biri kabul edilen bu şarkı, 1987'de yılın en iyi şarkısı ödülünü de alır.

Şarkının bestekarı Yavuz (Durmuş) Taner'in hikayesi ise 13 Temmuz 1949'da Sivas Gemerek'te başlar. Henüz çocuk yaşlardayken ailesiyle birlikte İstanbul'a göç eden Taner, müzik eğitimi almak için ortaokulu yarıda bırakır. Daha sonra 1964'te Aksaray Musiki Cemiyeti'ne girer ve Nide Tüfekçi, Adnan Araman ile Abdullah Nail Bayşu'dan Türk halk müziği dersleri alır. 1969'a gelindiğinde Arya Plakçılıktan ilk 45'liği çıkar. Adı, “Sen Gelsen de Olur-Kalbe Asla Değilmez”dir. Kervan Plakçılıktan çıkan ikinci 45'liği “Güzel Kızlar- Gemiciler Kalkalım” ile çalışmaları devam eder. 1987'de Türküola Müzik Yapım şirketinin bünyesinde ''Yaşamanın Kuralı'' adlı albümü çıkar. Aynı albüm daha sonra Elenor Plakçılık bünyesinde “ Sevgi Yok” adıyla yeniden basılır.

İlgili alanı, Türk Halk Müziği olan ve 1980-1990 yılları arasında Türk Halk Müziği Korosu bölümünde solist-korist(koro solisti) olarak görev yapan Taner'in ön özel çalışmaları arabesk sahasında ortaya çıktı. Bağlama ve ud başta olmak üzere pek çok enstrümanı profesyonel düzeyde bilen Taner, kendisine özel yeni bir tarz ortaya çıkardı, bu sayede dünya çapında bir üne kavuştu. Böylece Türkiye'nin “Abdulhalim Hafız”ı olarak anılmaya başladı.

Bağlamada kusursuzluğun yanında asıl başarısı bestelerinde saklıydı. Altyapılarda oluşturduğu kusursuz tınılar, birçok albümde öne çıkmayı başardı. İşte bu sebeple, arabesk tarihine damgasını vuran pek çok albümün yönetmenliğinde onun imzası bulunuyordu. Mesela;

'in “Yalan (1982)”, “Gözlerim Yaşlı(1982)”, “Benim Hayatım (1984)”, “Allah Allah (1987)”, “Kara Zindan (1988)”, “İnsanlar (1989)” ;

l'ün “Ah Şu Kadınlar(1983)”, “Sende Sevgi Yok (1984)”, “Doğum Günüm (1986)”, “Vay Halime (1987)”, Müslüm Gürses'in “Güldür Yüzümü(1985)”, “Sevda Yolu(1986)”, “Yıkıla Yıkıla(1986)”, “Gitme(1987)”, “Aldatılanlar (1988)” ;

'in “Şarkılar Senin İçin(1987)”,

'ın “Dört Duvar Arasında(1990)”,

'in “Sana Can Dayanmaz (1988)” ;

'nin “Sevmenin Bedeli(1987)”, “Arabeskin Sultanı(1989)”, “En Büyük Kibariye(1990)” ;

'un “Kraliçe ve Müzik(1985)” ;

'un “Suskun Dünyam(1987).”

Ayrıca söz yazarları Hamza Dekeli'nin “Ecel olsun”, Halit Çelikoğlu'nun “Haberimiz Yok”, Ali Tekintüre'nin “Gitme”, “Damla Damla”, “En Mutlu Günümde”, “Sevmek Yok”, “Ölesim Geldi”, “Aklı Yok”, “Unutursun Biliyorum”, “Topraktan Bedene”, “Allah Vergisi, “Yaşamanın Kuralı”, “Resim”, “Her Sabah”, “Tövbe Ettim”, “Köşe Kapmaca”, “Güldür Yüzümü”, “Maziden Biri”, “Unutamazsın”, “Canım Dediklerim”, “Gitti”, Yılmaz Tatlıses'in “Yanmış Bir Yürek”, “Gönlümde Bir İsyan” şarkılarının da bestelerini yaptı.

Kısacası Yavuz Taner besteleri, farkını hissettirerek başta Müslüm Gürses, Bülent Ersoy, Yunus Bülbül, Hüseyin Altın, Kibariye, Muhittin Seçen, Bayram Şenpınar, Ayşe Mine gibi pek çok isim tarafından yorumladı.

Başarılı müzik çalışmalarıyla; arabesk müziğinin gelişmesine en çok katkı sağlayan isimlerden biri olarak Yavuz Taner, özellikle, 1980'lerde fırtına gibi esti ve pek çok arabesk sanatçısının şöhret basamaklarını tırmanmasına öncülük etti.

14 Şubat 1990'da bir kalp krizi sonucu vefat eden Taner, arabesk dünyasının en önemli kayıplarından biri oldu. Yaşasaydı pek çok şey farklı olacaktı denilen bu ismin yaptığı çalışmalar ve aranjeler, bugünkü teknolojik imkânlarla yapılamayacak kadar ileri boyuttaydı. Zira onun yaptığı pek çok bestenin, sanatçının ölümün ardından 26 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen canlılığını koruması, bunun en önemli kanıtı.