1983 yılında Bingöl’de doğdu. Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde tamamladı. Yüksek Lisansını Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Çalışmaları bölümünde yaptı. Doktora öğrenimi Ankara Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler bölümünde devam etmektedir. İyi derecede İngilizce ve Farsça bilmekle beraber orta derecede Arapça bilgisine sahiptir. Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı.
Akşam namazı sonrası… Dışarıda yağmur adeta bardaktan boşanırcasına yağıyor. O, pencerenin önünde oturmuş yağmuru seyrediyordu. Evleri alt kattaydı. Tepeden tırnağa ıslanan bir adam dikkatini çekti. Yoldaki bu adamın ayakkabıları yırtık, perişan bir haldeydi. Adeta bir şey arıyordu. Gözlerini hiç ayırmadan binalara, sokaklara, insanlara bakıyordu. Sonra dudakları arasında beliren “Tunç Apartmanı…" ifadesini okumuştu sanki. Yağmurun kendisini sırılsıklam etmesine aldırmadan yoluna devam eden bu adamın gözden kaybolması uzun sürmedi. Bu telaşlı gidiş aradığını buldu mu bilinmez; ama önemli bir şarkı sözüne ilham vermişti: Ya evde yoksan…
İşin devamı, pencereden sokağı seyreden adama, yani Cemal Safi'ye düşmüştü. Olayın etkisi o kadar büyüktü ki hemen ağlamaya başladı. Ya bu adam sevdiği birisini arıyorsa… diye düşündü. Düşünceler onu odasına kapatmışı. Akşam saat sekizde girdiği odasından sabah saat sekizde çıkabildi. Ortaya mükemmel bir şiir çıkmıştı. Karton bir kağıda yazılmıştı sözler. Derken kapı çaldı ve ağabeyi içeri girdi. Cemal Safi'nin elinde karton kağıda yazılı şiiri gördü ve “burada çok güzel bir şiir var" dedi. İşte böyleydi şiirin öyküsü.
*
Aşkınla ne garip hallere düştüm
Her şeyim tamam da bir sendin noksan
Yağmur yaş demeden yollara düştüm
İçim ürperiyor ya evde yoksan
*
Ya yolu kaybettim ya ben kayboldum
Ne olur bir yerden karşıma çıksan
Tepeden tırnağa sırılsıklam oldum
İçim ürperiyor ya evde yoksan
*
Yanlış mı aklımda kalmış acaba
Muhabbet sokağı numara 90
Boşa mı gidecek bu kadar çaba
İçim ürperiyor ya evde yoksan
*
Safi için bu şiir o kadar duygu yüklüydü ki şiiri ne zaman okusa hüzünlenip ağlıyordu. Belli ki yağmurda ıslanan adamın öyküsünü zihninden defalarca yazmış, yorumlamıştı. Ne güzel ki ortaya çıkan şaheser onun duygularını fazlasıyla yansıtıyordu. Elbette bu şiir, üstadın yazdıklarından yalnızca bir tanesi. Onun bugüne kadar iki yüz elliye yakın şiiri bestelendi. Bunlardan 80 tanesi Orhan Gencebay tarafından seslendirilip bestelendi. Özellikle kırk tanesi ise herkesin bildiği şarkılar arasında. “Ya evde yoksa" bunlardan sadece bir tanesiydi. Üstadın nitelikleri ve eserleri de ortada. Bize bunları candan bir kulakla dinlemek ve okumak düşüyor.
Son olarak belki bir ses, bir görüntü yahut yolda yürüyen yalnız bir adam… Önemli olan olayın büyüklüğü değil şairin büyüklüğünde!
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.