“Amerikan, Fransız ve Rus devrimlerinin tamamında büyük can kayıpları yaşandı. Kansız bir devrim mümkün değildir. Beyaz adam; siyahları nereye gönderdiyse sonuç aynıydı. Kore’ye gittiğinizde de Almanya’ya gittiğinizde de kanınız aktı. Bize bunu Amerika öğretti. Yani kendimizi savunmamız için gerekli olan şiddet eğilimi Amerika’nın öğretisidir. Bu yüzden kendimizi korumamız için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bizler yani Afro-Amerikalılar için sivil itaatsizlik artık bir seçenek değildir.”Malcolm
“Amerikan, Fransız ve Rus devrimlerinin tamamında büyük can kayıpları yaşandı. Kansız bir devrim mümkün değildir. Beyaz adam; siyahları nereye gönderdiyse sonuç aynıydı. Kore’ye gittiğinizde de Almanya’ya gittiğinizde de kanınız aktı. Bize bunu Amerika öğretti. Yani kendimizi savunmamız için gerekli olan şiddet eğilimi Amerika’nın öğretisidir. Bu yüzden kendimizi korumamız için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bizler yani Afro-Amerikalılar için sivil itaatsizlik artık bir seçenek değildir.”
Ayrıca Malcolm X’in ABD’deki siyahların ABD’nin iç sömürgesi olduğunu söylemesi de önem taşıyordu. Bu da doğal olarak Kara Panter üyelerinin Afrika sömürgeleriyle ilişki kurması için zemin oluşturuyordu. Seale ve Newton, Kara Panter üyelerine ısrarcı bir şekilde Frantz Fanon’un “Yeryüzü Lanetlileri” kitabını tavsiye ediyor ve iyi anlamalarını gerektiğini vurguluyordu. Elbette, Kara Panterlerin ilgisi sadece Afrika sömürgeleriyle sınırlı değildi. Che, Che, Mao, Castro gibi isimleri ve Marksist Devrimci teorileri inceliyorlardı. Bu teoriler içinden Mao’nun çizgisi dikkatli bir şekilde seçildi; zira iktidarı ele geçirmek için şiddetin mübah görüldüğü bir inanç sistemine ihtiyaç duyuluyordu. Bu inanç sistemi başlarda İslamda arandı ama sonra İslam dışındaki bütün Malcolm X uygulamaları büyük bir duyarlılık ve saygıyla hayata geçirildi.
Dolayısıyla şunu söylemek gerekir ki ömrünün önemli bir kısmını siyahilerin hakkına adayan Malcom X; Kara Panterler için de önemliydi. Onların fikirlerine yön vermiş, liderlerini etkilemişti. Hatta Bobby Seale, Malcolm X’in, Martin Luther Kings’den daha iyi bir hatip olduğunu düşünüyor ve ona büyük saygı gösteriyordu. Hatta bu yüzden oğluna verdiği isimlerinde biri de Malcolm X’in sonradan aldığı isim olan Malik’ti. Bir keresinde de “O öldüğünde çocuk gibi ağlamıştım.” diyordu.
Başka büyük bir Malcolm X hayranı olan Huey Newton ise, İslam dini hariç neredeyse Malcolm X’in bütün uygulamalarını hayata geçirmişti. Hatta Malcolm X ve Muhammed Ali’nin konuşmalarını dinledikten sonra İslam Milleti Örgütü’ne büyük bir sempati beslemeye başlamış; Oakland ve San Fransisko’da cami ziyaretlerinde bulunmuştu. Fakat “Tanrı’ya yapılan göndermelerin inatçı susayışını gidermediğini” düşünerek İslama yönelmemişti. Yine de şöyle diyordu: “Malcolm X olmasaydı Kara Panterler de olmazdı. Dolayısıyla Kara Panterler, Malcolm X’in yaşayan mirasıdır.”