Zafer sarhoşluğuna kapılmayan, her durumda ihtiyatı ve ciddiyeti elden bırakmayan, kazanımların farkında olmakla birlikte yeni risklere karşı tedbirli olmayı yeğleyen, oldubitti havasına girmeyen bir tutum var karşımızda.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dünkü Meclis grup konuşmasını izledikten sonra, kendisinin lisan-ı halini yansıttığını düşündüğüm böyle bir fotoğraf çektim.Bu tutumu, salt bugünlerde olup bitenlere teşbih ederek sınırlayamayız.Mesela, en coşkulu olması beklenen seçim zaferleri sırasında
Zafer sarhoşluğuna kapılmayan, her durumda ihtiyatı ve ciddiyeti elden bırakmayan, kazanımların farkında olmakla birlikte yeni risklere karşı tedbirli olmayı yeğleyen, oldubitti havasına girmeyen bir tutum var karşımızda.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dünkü Meclis grup konuşmasını izledikten sonra, kendisinin lisan-ı halini yansıttığını düşündüğüm böyle bir fotoğraf çektim.
Bu tutumu, salt bugünlerde olup bitenlere teşbih ederek sınırlayamayız.
Mesela, en coşkulu olması beklenen seçim zaferleri sırasında da böyle bir ihtiyat halinden söz edilebilir.
Siz üstüne gitmediğiniz zaman onlar sizin üstünüze geliyor.
Kuzey Suriye ilişkili terör tehdidine ve yapılan operasyonlara buradan bakmak lazım.
2015 yazında Güneydoğu illerinde başlatılan hendek terörünün amacı çok açıktı:
Suriye’deki Rojava projesini Türkiye topraklarına taşımak.
15 Temmuz sonrası bu durumu fark edip, terörle mücadeleyi kendi kaynağında karşılama politikasına yönelme ve üç ayrı harekâtla bu ağır tehdide meydan okuma başarısının birinci derecede mimarı da Erdoğan oldu.
Geçen hafta salı günü Soçi’de yapılan Erdoğan/Putin zirvesinde belirlenen 150 saatlik süre, önceki gün akşam 18.00 itibarıyla doldu.
150 saatlik sürenin dolduğu günün akşamı 29 Ekim resepsiyonunda konuştuğum, bu yoğun trafiğin içinde yer alan iki üst düzey yetkilinin, gelinen noktadan şikayetçi olmamakla birlikte, YPG’nin bütün unsurlarının belirlenen yerlerden çıkarıldığı fikrine mesafeli olduğunu fark ettim.
Dün Erdoğan’ın da dile getirdiği gibi, bu, uzun süreli bir mücadele.
O nedenle, sahada elde edilen kazanımların üstüne gerek Amerikan, gerek Rus tarafıyla masada yakalanan ivmeye zarar verecek bir pozisyon alınmak istenmiyor.
Geçenlerde, Türkiye’nin Soçi heyetinde yer alan bir isme şöyle bir soru sordum:
Yani ayakların yerden kesilmemesi lazım.
Barış Pınarı Harekâtı’nda dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın altını çize çize dile getirdiği gibi rejim karşıtı Türkiye müzahiri Suriye Milli Ordusu’nun çok önemli katkıları oldu.
SMO’nun 124 şehit, 463 yaralı verdiği düşünülürse, sahada ciddi çatışmaların yaşandığı da anlaşılabiliyor.
Erdoğan, TSK ile omuz omuza mücadele veren bu insanları şöyle anlatıyor:
Ancak, aynı pozisyona sahip içeride başkaları da var ne yazık ki.
İlk duyulduğunda biraz ağır gibi gelebilir ama CHP yönetiminin aldığı tutumun Suriye Milli Ordusu’na karşı YPG’yi tercih eden bir tutum olduğu çok rahat görülebiliyor.