Yetmişli yıllarda Karagümrük"te yaşayanlar bilir, sokaklarda kabadayılar nara atarak, çevresine güçlü tehditkâr bakışlar yönlendirerek, meydan okumalarla yürür ama kimseye dokunmazlardı. Bu kontrollü davranış mahalleli ile sınırlı kalmaz başka kabadayılarla olan ilişkilerinde de ortaya koydukları sınır ile kişisel olarak insanların hayatlarında alabileceği en büyük davranış modellerinden birini sergilerlerdi. Aynı veya farklı mahallenin kabadayısı karşılaştıklarında birbirlerine yan bakar, hava atar ama asla olayı kavga boyutuna taşımazlardı. Çünkü onların bildiği her işin bir raconu vardı. Bilirlerdi ki, kavganın sonu en iyi ihtimalle, en azından bir tarafın yok olması ile sonuçlanacaktı. Bu raconun bilinmesi ve ona göre hareket edilmesi gerekiyordu. Her işin olduğu gibi kabadayılığın bile bir üslubu ve sınırı vardı.
Eğitimi olmayan, sokak mektebinde büyüyen kabadayılar olarak küçümsenen bu insanlar, gözlem yolu ile geçmişteki örneklerden ders alarak bu davranış kodlarını geliştirmişlerdi.
Şimdi yaşadıklarımıza bakalım. Kirlenmemesi gereken, birbirine ölümcül darbelerle saldırmaması gereken herkes, en ölümcül silahı ile sokaklarda cirit atıyor, fırsatını bulan, tek kişiye, Başbakana ateş ediyor. Kalem üstatları, söz cambazları, camialar, platformlar, siyasetçiler ama özelde muhalefet bütün var olma savaşını rakibini yıkma, yok etme politikası üzerine kurmaya çalışıyor.
Çok şey yaşadık bu ülkede. Düşünün, başka ülkelerde yüzlerce yılda yaşanabilecek krizleri, travmaları, biz, bir neslin ömrü içerisinde yaşadık. Kimin yüzünden? Basit üçüncü sınıf siyasetçilerin, elit çıkar gruplarının, ülkeyi ellerinde, parmaklarında oynatma ve halkı devletin karar mekanizmasına yaklaştırmama histerisi yüzünden.
Hatırlayanlar hala çıkacaktır, bu ülkede margarin kuyruğunda günlerce beklediğimiz oldu. Ölüm korkusu ile okula gidemediğimiz günler yaşadık. Ama hiç bu kadar kirli bir ittifakın ölümcül bir istekle, iktidar için, bir araya geldiğine şahit olmadık.
Bu ülkenin muhalefeti, belli bir kesimi her şeyi bir kenara bırakıp, kasetlerin peşinden ölümcül bir dil ve yıkıcı davranış kodlarını nefreti ile birleştirip iktidarı yıkmaya çalışıyor. Sadece Başbakan gitsin diye düne kadar bu ülkede birbirlerine yaşam hakkı tanımayan Kemalist, faşist, ulusalcı, solcu, Marksist, din referanslı camia ve elitist çıkar grupları bir araya gelebiliyor. Bunu farklı kesimlerin bir araya gelmesi ve toplumsal birlik diye umutla yutturmaya çalışanlar eğer başarırlarsa elde edecekleri yıkım sonrası politikaları için en ufak bir proje ortaya koyamıyor. Bu birlikteliğin devam edip edemeyeceği veya ne şekilde devam edeceğini söyleyemiyorlar.
Bu duygularla bir araya gelmiş bir ittifakın iktidarında, barıştan, kardeşlikten, dostluktan, refahtan, huzurdan bahsedilebilir mi?
Her türlü nefrete, her türlü kavgaya ve eski Türkiye"ye inat yeni bir Türkiye özlemi için ümidimizi koruyoruz. Berkin"in ölümüne neden olan kişinin yargının karşısına çıkarıldığı, Burakcan"ın katilinin bulunduğu, devlet içinde paralel yapının yok edildiği, varsa yolsuzluk yapanların adalete hesap verdiği, daha demokratik, daha adil, daha özgür bir Türkiye
istiyoruz. Bunu yine bize umut olarak vadedenden isteyeceğiz, ölüm ve nefret aşılayanlardan değil.
Unutmayalım hiçbir ittifak, hiçbir hainlik ve hiçbir kamuoyu manipülasyonu haklın gözünü boyayıp, başarının, samimiyetin, iyi niyetin yerini tutamaz ve onu yok sayamaz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.