Krize davetiye

00:0028/03/2014, Cuma
G: 12/09/2019, Perşembe
Mehmet Ziya Gökalp

Böyle dostunuz varsa düşmana ihtiyacınız olmayacak tarzda ilişkileriniz olmuş olabilir. Şimdi o günlerden birindeyiz. Yanı başımızda, içimizde yaşattıklarımız ile karşılaşmalarımız aynen bu tarz bir ilişkiyi andırıyor. Siyasi, ekonomik alan bu dostlar(!) tarafından kasetler ile şekillendirilmeye çalışılıyor. Olan biteni takip ediyorsunuz, gerçi etmeseniz bile takip etmeniz için gereken her platform zaten dayatılıyor, dolayısıyla ona çok girmeye gerek yok. Burada yapılan düşmanlığa verilen cevaptan

Böyle dostunuz varsa düşmana ihtiyacınız olmayacak tarzda ilişkileriniz olmuş olabilir. Şimdi o günlerden birindeyiz. Yanı başımızda, içimizde yaşattıklarımız ile karşılaşmalarımız aynen bu tarz bir ilişkiyi andırıyor. Siyasi, ekonomik alan bu dostlar(!) tarafından kasetler ile şekillendirilmeye çalışılıyor. Olan biteni takip ediyorsunuz, gerçi etmeseniz bile takip etmeniz için gereken her platform zaten dayatılıyor, dolayısıyla ona çok girmeye gerek yok. Burada yapılan düşmanlığa verilen cevaptan piyasa yönü ile bahsedeceğiz.

Son dört aydır sadece camia uygulamaları ve eylemleri etrafında yapılan saldırıların, muhalefet ve halk ilişkisi açısından beklenen yüksek performansı oluşturmaması, etkisinin sınırlı kalması, seçim sonrası için yapılması beklenilen bazı negatif çalışmaları şimdiden servis etmelerini gerektirdi gibi görünüyor.

Bunlardan bir tanesi siyasi ve toplumsal alan ile ilgili. Ancak bugün buna değinmeyeceğiz, bunu seçim sonrası değerlendirmeye alacağız. Bugün daha ziyade, yapılan saldırının piyasa üzerinde olan sınırlı etkilerinin bazılarına verdiği rahatsızlığın yansımaları üzerinden ilerleyeceğiz.

Bildiğiniz gibi Türkiye Fitch ve S&P gibi derecelendirme kuruluşlarının notlarında yatırım yapılabilir seviyede bir ülke. Gerçi yıllar süren bir uğraştan sonra alınan bu notların karşılığını tam almaya başlayacağı ve ülkenin ekonomik olarak uçuşa geçeceği dönemde Gezi olayları ve sonrası ile bu tablo engellendi. Dolayısıyla bu notların hayrını gördüğümüz pek söylenemez.

Şimdi zaten engellenen bu tablonun daha kötü olmasını sağlayacak bir adımı attırmak için birileri özel gayret gösteriyor.

Nasıl mı?

Geçtiğimiz günlerde, daha birkaç ay öncesine kadar dünya piyasalarında performansından dolayı ekonominin yıldızlarından biri olarak gösterilen Brezilya"nın notu düşürüldü. Bir kısım medya not düşürme olayını Türkiye için o kadar istekle arzuluyor ki, daha Brezilya haberine bile gazetelerinde yer vermeden bizimde bu kırılganlıktan not indirimi ile çıkabileceğimize dair analizler raporlar yayınlamaya, piyasaları tedirgin etmeye çalıştılar. Bir yandan içimizden bazıları tarafından ısrarla kırılgan beşli içine alınmak istenen ülkemiz diğer yandan yabancı derecelendirme kuruluşlarının not indirimi yapmasına davetiye çıkarıyorlar. Yerli piyasa vampirleri ve küçük çıkarcı grup, yabancılardan daha aktif şekilde, hiç olmazsa seçimden sonra da olsa, Türkiye"nin not indirimi ile hükümeti ekonomik yönden abluka altına almak istiyorlar.

Ekonomik göstergelerin hala bir not indirimi için yeteri olmadığı gerçeğine karşılık siyasi risk konusunu ön plana çıkartarak not değişimine çanak tutmaya çalışıyorlar. Bu nedenle seçim sonuçlarını iktidar aleyhine değiştirmek için ne gerekirse yaptılar, yapıyorlar.

Bakınız 17 Aralıkta yapılan operasyon ile ülkenin içine alınmak istediği kaos ortamı, tapeler, iftiralar ve her türlü iğrenç kampanyalar ile devam ederek bu güne geldik. Her zaman son sözü söyleyen vatandaş, seçime birkaç gün kala piyasalar üzerinden mesajını net olarak verdi. Başka bir iktidar döneminde büyük sorunlar, büyük kırılmalar çıkarabilecek piyasa düzeni, iktidara olan güvenle, sınırlı kırılmalar yaşadı. Ancak hızla olmasa da güven ve istikrarın devam edeceğine olan güvenle piyasalar toparlanıyor. Seçimden sonra bu toparlanma daha net olarak görülecektir.