Mevlevî ayini ve sema töreni 2008 yılında UNESCO tarafından koruma altına alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 29 Mayıs 2017 tarihli genelgesi uyarınca “aslına uygun” yapılması gerekmektedir.
Ne var ki bu hususlar kimsenin umuru değil.
Herkes önceden olduğu gibi “kafasına göre” takılıyor.
Sağda solda ney eşliğinde dönenleri görüyoruz.
*
En son İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde bir gösteri düzenledi.
Kur’an-ı Kerim’in Türkçe okunması, ayinin Türkçe yapılması, hiç şüphesiz şaşkınlığa sebep oldu.
Bu konuda en güzel tepki Murat Bardakçı’dan geldi.
Öyle esaslı bir yazı yazdı ki, iri harflerle çoğaltılıp Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”si gibi duvarlara asılsa yeridir.
Şeb-i Arus’u maskaralık hâline getirmenin 1930’lara dönme hevesinden mi yoksa aymazlıktan mı kaynaklandığını bilmenin imkânı yok.
İki ihtimal de kötü.
*
Seksen küsur sene önce denenen ve sonra vazgeçilen uygulamaya, bugün kadın erkek karışık bir kadroyla renk katmak, nasıl bir kafanın ürünüdür?
Varılmak istenen yer neresidir?
“CHP ‘Türkçe ezan’ ile ‘Türkçe Kur’an’ zorlamasının sebep olduğu nefretin izlerini hâlâ silememişken CHP’li bir belediyenin Kur’an’ı Türkçe okutma hevesinin partisine nasıl büyük zarar vereceğini ve seçmenin ‘Bu adamlar şimdiden böyle yapıyorlar, demek ki iktidar oldukları takdirde Kur’an okutmayacaklar’ diyeceğini düşünmeden böyle bir işe kalkışabileceği aklıma pek yatmıyor...” diyen üstadımız bir de tavsiyede bulunuyor:
“Bu iş İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görevli her kimin marifeti ise, o kişiye şimdi çok ama çok daha önemli bir vazife düşmektedir: İstiklâl Mahkemeleri’ni yeniden kurup ibret-i âlem için şöyle birkaç yüz kişiyi sallandırıvermek!”
*
İster misiniz şimdi bunu ciddiye alsınlar?
Dahası, “Biz zaten öyle düşünüyorduk” açıklamasını yapsınlar?
Kinaye, mübalağa, ironi vesaire her yerde geçmiyor.
O işgüzar zat-ı muhterem, eli değmişken, şarkı türkü de neymiş diyerek, Türk müziğini bütünüyle yasaklamaktan da geri durmamalı.
Şakası bile ürkütücü.
Fakat vatandaşın aklına başka bir şey gelmez.
Bunlara bakarak, “ya iktidar olurlarsa” diye başlayan cümleler ardı ardına dizilir.
Küpün içinde ne varsa dışına o sızar.
Sirke küpünden bal sızar mı? Yahut bal küpünden sirke?
Ne kadar hesaplı gitmeye çalışsalar da bir yerden pırtlıyor işte.
Orhan Kural hocamız da koronaya yenildi.
Değerli bir bilim adamı olmanın yanında, çok yönlü, çok değerli bir insandı.
Allah rahmet eylesin.
Çevreciliği, hayvan sevgisi, gezginliğiyle bilinirdi.
Dünyada gitmediği ülke kalmamıştı. Türkiye Gezginler Derneği’ni kurmuştu.
Onca işin arasında Benin Fahri Konsolosluğu’nu yürütüyordu aynı zamanda Vanuatu Fahri Konsolos Yardımcılığı’na atanmıştı.
*
Gezdiği ülkelerden fotoğraf ve videolar gönderir, gezi notlarını aksatmadan yazardı.
Çıkan her kitabını imzalayıp göndermesine ben de geçenlerde mukabelede bulunmuştum.
Ara sıra haberleşirdik.
En son Ekim’in son günü görüştük. Irak’a gitmek üzere yola çıktığını söylemişti.
Büyük bir değerimizi; dost canlısı, sevgi dolu bir insanı kaybettik.
Vasiyetini hazırlamış, videoya da çekmiş. “Cenazeme kürk giyenler ve avcılar gelmesin” demişti.
Kolunu ısıran sivrisineklere bile müdahale etmez, ilaç kullanmaz, eliyle dahi kovmazdı. Kolları sivrisinek ısırıklarıyla dolardı yazın.
Başka bir örneğine rastlamak zor.
Son cümlesi, “Sevgiyle kalın” olmuştu. Sevenlerine başsağlığı dilerim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.