Perşembeden itibaren batı şehirlerinden dumanlar yükseldi. Çanakkale, Bolu, İzmir, Aydın, Manisa, Muğla, Antalya, Uşak, Karabük’te ormanlar yandı. Bir gün içinde 72 yangın çıktı. Bazıları sabah erken saatte, bazıları gece geç vakit. Gün ortasında çıkanlar çoğunluk. Sonrasında Bakan İbrahim Yumaklı’nın açıklamasından öğrendiğimize göre yangın sayısı 247’ye ulaştı. Birkaç yerde alevler yerleşim yerlerine kadar geldi. Bazılarında binalar, köyler tahliye edildi. Hiç de normal bir durum gibi görünmüyor.
Perşembeden itibaren batı şehirlerinden dumanlar yükseldi. Çanakkale, Bolu, İzmir, Aydın, Manisa, Muğla, Antalya, Uşak, Karabük’te ormanlar yandı.
Bir gün içinde 72 yangın çıktı. Bazıları sabah erken saatte, bazıları gece geç vakit. Gün ortasında çıkanlar çoğunluk. Sonrasında Bakan İbrahim Yumaklı’nın açıklamasından öğrendiğimize göre yangın sayısı 247’ye ulaştı.
Birkaç yerde alevler yerleşim yerlerine kadar geldi. Bazılarında binalar, köyler tahliye edildi.
Hiç de normal bir durum gibi görünmüyor. Üç harfliler, dört harfliler karışmış olabilir. Öyleyse de başlatanları tespit etmek çok zor elbette.
Pek az kısmı kendiliğinden çıkmıştır. Çoğuna insan eli değmiş gibi. İnsan demeyelim de insan görünümlü yaratık diyelim. Varlığı, bir ağacın bir dalı etmeyecek türden, eli yüzü kolu bacağı olan tipler. O yaratıklar, tarlasında anız yakıyor, yanan izmarit atıyor, piknik ateşini söndürmeyi bilmiyor…
Elde delil olsa, yakalamak kolay fakat yol kenarındaki her ağaca da kamera takılamaz ki.
Yangın haberlerine bakmak bile insanın içini acıtıyor. Çok şükür can kaybı yok ama ormandaki hayvancıkların alevlere teslim olup can vermesi karşısında çaresizlik yaşamak çok üzücü.
22 yangın söndürme uçağı ve 100 helikopterden oluşan güçlü bir filomuz var. Bölgedeki ülkeler arasında en güçlü filoya sahibiz.
Bizden daha fazla ekipmana sahip ülkelerde de günlerce süren yangınlar görülebiliyor.
Fakat aynı anda pek çok yerde yangın başlayınca, daha fazla gece görüşlü helikopter ve yangın söndürme uçağı alınması geçiyor gönlümüzden.
“Büyük, çok büyük uçaklar, helikopterler olmalı. İkişer üçer defa su döktüklerinde söndürebilmeli” diye söylüyordu bir çocuk.
Bir video vardı. Yüzlerini kapatmış, gözleri bile zor görünen teröristler “Türkiye’yi yakacağız” diyordu.
Çok önceden mi yayınlanmış, yeni midir anlamadım ama eski bile olsa, o düşüncedeki hainler bir süre sonra karar değiştirecek değil.
Yangın çıkmış, ormanlar cayır cayır. İtfaiye karadan ve havadan müdahale ediyor. Önce kontrol altına alınıyor, büyümesi engelleniyor, sonra söndürülüyor. Nihayet soğutma çalışması yapılıyor.
Yangın söndürülür. Yangın söner. Sönümlenmek nereden çıktı?
Süslü konuşmaya çalışmaktan mı?
Sönmek, söndürmek kelimeleri yetmediğinden mi?
TDK sözlüğünden anlamına bakalım.
(Fizik) Bir salınım hareketinin genliğini küçültmek, azaltmak, itfa etmek.
(Ticaret) Bir borcu, her yıl ödenen taksitlerle belli zaman sonra ödemek, itfa etmek.
Bu durumda “itfaiyecilik terimi” olarak kelime genişleyecek mi dersiniz? “Bir yangını yavaş yavaş küçülterek zaman içinde söndürmek” şeklinde…
Bence söndürmek ve sönmek ile yetinilebilir.
Keskin nişancılık yarışması Almanya’da yapıldı. Sonuç beklendiği gibi.
Birinci: Türkiye (Kara Kuvvetleri)
İkinci: Türkiye (Özel Kuvvetler)
Üçüncü: ABD ve Finlandiya
Dördüncü: Yunanistan
Askerlerimizi kutluyoruz. Türkiye’den iki tim katılmış. Eğer daha fazla -mesela dört beş- tim katılsaydı, askerlerimiz kendi aralarında yarışır, dereceleri paylaşır, diğer ülkeler de nal toplamak zorunda kalırdı.
Onlar Rambo’ymuş şuymuş buymuş diye kahramanların filmini yapar, dünyaya seyrettirir; bizimkiler kahramanlığın gereği neyse onu yerine getirir.
Sonra kenara çekilir ve ince belli cam bardakta çayını yudumlar yahut okkalı fincanda kahvesini höpürdetir.
Zelenski’den Putin’e mesaj: “Eden bulur.”
Putin “Eden bulsaydı, Martin Eden bulurdu” demedi. Çok kızdığını belli ederek, Ukrayna’ya hak ettiği cevabı vereceklerini söyledi.
Putin burada şöyle demeliydi: “Siz bizim toprağımıza girmekle sakalımızı kestiniz. Biz sizden aldığımız yerlerle kolunuzu kestik. Sakal tekrar uzar ama kol yerine gelmez.”
Bekledik ama bunu da demedi, iyi mi? Sadece sert şekilde karşılık vereceklerini belirtmekle yetindi.
Neden öyle söylemedi?
Alıntı yapmak istememiştir.
Tecrübelere dayanan tarihî bir gerçeklik var. Rusya topraklarına girmek mesele değil, önemli olan girdikten sonra çıkmaktır. Daha doğrusu çıkabilmek.
Kimse üstüne konduğu Rusya toprağına sahip olamadığı, orada kalamadığı için, sağ salim dönen kendini kârlı saysın.
Çok girenler oldu… Dönen olmadı seferinden.
Bakalım, Zelenski’nin beylenmesi kaç gün sürecek.
