27 Ocak 1961’de Gemlik Umurbey’de doğdu. İlk ve ortaokulu Umurbey’de, liseyi Gemlik’te, üniversiteyi Ankara’da okudu. Kısa süre devlet memuriyetinden sonra çoğunlukla yayıncılık ve gazetecilikle meşgul oldu. Erguvan ve Genç Dost dergilerini çıkardı. Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği kurucuları arasındadır, UKSD yönetim kurulu üyesidir. Kültür Ajanda dergisi istişare kurulu üyesi olan Mehmet Şeker’in Dem Dem Demokrasi ve Muhalif Tebessüm adlı kitapları bulunmaktadır. Yazar, 1995’ten bu yana Yeni Şafak’ta görev yapıyor.
İlk yerli ve millî elektrikli otomobil TOGG’un seri üretime geçmesini bu topraklarda yaşayan herkes aynı tepkiyle karşılamadı.
Gördük, şahit olduk, kayda geçtik.
Sevinenler, iftihar edenler, mutluluktan uçanlar var.
Bunlar bir yana toplanmış, ülkenin ilerlemesine, peş peşe gayet iyi işler yapılmasına şükrediyor…
Sipariş vermek için yarışıyor…
Vites yükseltmek için neler yapılması gerektiğini düşünüyorlar. (Vites arabadaki değil, ülkenin.)
Öte yandakiler ise muhtelif. Tek grup değil. Çeşit çeşit. (Bir anlamda hepsi çeşit.)
Bakalım hangi çeşitler bulunuyor…
1. Bünyesini zorlama pahasına, sevinemeyenler
2. Sevindiğini belli edemeyenler (Yalnızken bile sevinmekten çekinenler)
3. İyi bir şey olduğunu zorla ifade edenler
4. Dişini kerpetenle söker gibi ağzından olumlu bir cümle alınanlar
5. Zorda kalınca “eh işte, meh işte” diyenler; amalı mamalı, fakatlı makatlı cümle kuranlar
6. Sevinmeyi ayıp karşılayanlar
7. Sevindiğini belli etmeyi küçümseyenler
8. Üzülenler
9. Kahrolanlar
10. Elinden gelse yakıp yıkıp yok etmeyi kıt akıllarından geçirenler
*
Son gruba “Elinden gelse yakıp yıkıp yok etmeyi bol akıllarından geçirenler”i de ekleyebiliriz. Onlar zaten ekli hâlde. Bir aradalar hep. Fırsat buldukça birbirlerine yaslanıyorlar. Destek alıyorlar. Yardımlaşıyorlar.
Zira aklın kıt olması ile bol olması arasında pek fark yok. Bir anlam ifade etmiyor. Miktara takılmayalım. Niyet bozuksa, ikisi de aynı kapıya çıkar.
TOGG’a sevinemeyenin vatan sevgisinden şüphe etmem. Öyle bir şey bilmez. Kesinlikle “vatan sevgisi” gibi bir duygudan habersizdir. Başka bir ihtimal olamaz. Tartışmak bile gereksiz.
Bu cinsler, sevinenleri aşağılamak için de görülmemiş bir gayrete düşmüşler.
Vatandaş on liraya dürüm alamıyormuş fakat trilyonluk TOGG için seviniyormuş! Trilyon değil o, katrilyon olsun. On liradan bahsederken yeni para, arabanın fiyatından bahsederken eski para birimi. Ne güzel kafa.
1 Ocak 2005’te paradan 6 sıfır atıldı. 2023’teyiz. Yirmi yıla yakın zaman geçmiş. Fakat sokakta mikrofon uzattıkları “Dertli vatandaş” TOGG fiyatını bir buçuk trilyona kadar çıkarmış, gazeteler televizyonlar da onu haber yapmışlar.
Haber anlayışlarını kutlayalım ki emekleri boşa gitmiş sayılmasın.
Bu kafaya göre, TOGG siparişi veren 41 bin kişi vatandaş değil herhalde. Başka ülkelerden mi gelip sipariş vermişler? Sahi, öyle değildi; sipariş vermek için bizzat gelme şartı yoktu. Cep telefonuyla, bilgisayarla internet üzerinden sipariş veriliyordu. Bir anda ben de yirmi yıl öncesine gittim galiba.
*
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bir mesajla özetledi.
“Yapamazsınız… Hani fabrikası nerede?
Neresi yerli?
Fabrikada üretim bandı yok, ithal bunlar. 2 milyon liradan aşağı olmaz, kimse almaz…”
Evet, böyle söyleyenleri hatırlıyoruz. Hatta en başta “Türkiye’nin otomobil yapmasına gerek yok” demişlerdi. Ve daha neler neler…
“Ne lüzum var ki? Adamlar yüz yıl önce bu işe başlamışlar, bugünkü seviyeye gelmişler. Biz onlarla nasıl yarışalım? Ne diye yarışalım? Parayı verip alıyoruz.”
Bunlardan bazıları Türkiye’den çıkacak babayiğitlerin kuracağı fabrikada içten yanmalı (benzinli ve dizel) araç yapılacağını varsayıp “otomobilin devri geçti” bile demişti. Demekle kalmamış, yazmışlardı hepsini üşenmeden.
Sonra elektrikli olacağı ilan edilince, zerre kadar utanmamış, geri durmamış, eleştirecek başka hususlar bulmuşlardı.
“Hani fabrika nerede?” diye kürsüden soran bir siyasetçi bile hâlâ gözlerimin önünde. İsmi lâzım değil, Kâzım değil; ana muhalefet lideri geçiniyor bu sıra.
Nihayet karşılarına araba çıktı. “TOGG” diye dört teker üstünde dikildi.
Yine hiç istif bozmadılar. Duvardaki tuğlalar gibi durdular. “Neresi yerli ki bunun” demeye başladılar. Gösterdiler neresinin yerli olduğunu; yine tınmadı inanır mısınız? Utanmadı da.
Şimdi bir başka utanmaz da “üretim bandı görmediğini” söylüyor.
Bu araçlar için üretim bandı gerekmiyor ki. Yara bandı yetiyor.
Sana da bir kutu göndersinler, ağzına iki tanesini çapraz yapıştır. O zaman üretim bandını görürsün.
Özetleyelim. Mesele TOGG değil, Türkiye. Anladık.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.