Soğuk su içmeyin, hasta eder

04:002/02/2019, Cumartesi
G: 2/02/2019, Cumartesi
Mehmet Şeker

Ne güzel poşet konusuyla oyalanıyorduk. Kıymetini bilmedik, geçti gitti. Bakın şimdi neler geliyor kulaklarımıza.İçeride bin türlü dert, dışarıda bin bir türlü bela.Bir arkadaş keyifsiz görmüş uzaktan, “Neyin var” diye mesaj göndermiş; neyim yok ki.(Soru işaretini gereksiz görenler, buyursun buradan yürüsün. Kullanılmayıp birikenler de kasaplara hediye edilsin. Koyunları asarlar.)*Seçim yaklaştıkça, türlü dedikodular alıp yürüyecek.Şimdiden başladı bile.IMF ile anlaşma yapılmış da, filanca şehirdeki

Ne güzel poşet konusuyla oyalanıyorduk. Kıymetini bilmedik, geçti gitti. Bakın şimdi neler geliyor kulaklarımıza.



İçeride bin türlü dert, dışarıda bin bir türlü bela.

Bir arkadaş keyifsiz görmüş uzaktan, “Neyin var” diye mesaj göndermiş; neyim yok ki.

(Soru işaretini gereksiz görenler, buyursun buradan yürüsün. Kullanılmayıp birikenler de kasaplara hediye edilsin. Koyunları asarlar.)

*

Seçim yaklaştıkça, türlü dedikodular alıp yürüyecek.

Şimdiden başladı bile.

IMF ile anlaşma yapılmış da, filanca şehirdeki adayın sicili bozukmuş da, ötekinin müktesebatı daha fazlaymış ama beriki aday gösterilmiş de…

Bazı yerlerde kazanlar kaynıyormuş, kızanlar oynuyormuş…

Şu şehir kaybedilebilirmiş, bu ilçe kazanılabilirmiş…

Kimi kamuoyu anketleri en yukarıya verilirken değiştirilmekteymiş ancak sonradan ortaya çıkmaktaymış.

İş bu sebeple bazı şehirlerdeki adayların değiştirilmesi bile gündeme gelebilirmiş.

Gruplaşmalar varmış, yanlıştan nasıl dönülecekmiş…

ABD başta olmak üzere Venezüella Başkanı Maduro’ya saldıran ülkelerin sayısı günden güne artmaktaymış…

Son olarak Avrupa Parlamentosu da Maduro yerine Guaido’yu “geçici başkan” olarak tanıma kararı almış...

Maduro’dan sonra sıra Erdoğan’a gelecekmiş…

(Bu demektir ki Venezüella’dan sonra Türkiye sırada.)

*

Bunların ne kadarı doğru, ne kadarı yanlıştır, kim bilir?

Kaç yanlış kaç doğruyu götürür?

Nereye götürür?

Götürünce ne yapar?

Sonra geri getirir mi?

Bunlar bilinmezler.

*

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan CHP’ye yeni bir tanım getirdi.

Kısaca “Üç Ç” ile ifade ettiği “Çöp, Çamur, Çukur”.

İyi bir özet.

Evvelce “Zam, Zulüm, İşkence” kalıbı vardı, eskidi.

Hükmü de kalmadı.

Tekrar geçerli olabilmesi için, CHP’nin iktidara gelmesi gerekir.

Gelir mi?

Formülü basit.

Nazlanan seçmenlerin aklı çelinir.

Kafa konforu içindekilere yüklenilir.

Küçük gücenmeler ve kırgınlık içinde olanların ateşine körükle biraz hava basılır.

Önemli bazı şehir belediyeleri Ak Parti’den alınır.

Oy tırtıklayacak küçük partiler parlatılır, cilalanır, fırçalanır, kadifeyle sıvazlanır, temiz gösterilir, şirinleştirilir.

Sonrası kolay.

*

O önemli şehirlerin yönetimi el değiştirilince, erken seçim gündeme getirilir. O gazla, olur mu olur.

Nasılsa Erdoğan’ın oyundan milletvekili oyları epeyce düşük.

Belediye oyları ise daha aşağıda. Zira aday faktörü ön planda.

Böyle olunca yüklenip hedefe doğru yürünür.

Hep birden omuz verince, neden olmasın?

Çukurcusu, hendekçisi, destekçisi, köstekçisi hepsi bir araya gelirse, iş sanıldığından daha fazla ciddiye biner.

Hele rehavet içindeki seçmenler…

“Bu sefer ciddi bir ders verelim, daha önce verdiğimiz mesajlar yeterince anlaşılmadı. Başkanlık seçimi olursa, oyumuz yine Reis’indir, kimse merak etmesin” diye kıyıda köşede konuşanlar dedikleri gibi yaparsa, gitti gider.

Üstüne bir bardak soğuk su.

#Seçim
#Dedikodu
#IMF
#Venezuela
#CHP
#Üç Ç