Şair Ali Akbaş

04:0010/09/2019, Salı
G: 10/09/2019, Salı
Mehmet Şeker

Bazı şairlerin şiiri, nehir gibidir, gürül gürül akar. Kimi çağlayana benzer, kiminin şiiriyse dere gibidir.Kuyu gibi olanlar vardır, derine kova salmadan suyuna kavuşamazsınız.Suyu kesilmiş çeşme gibi olana da rastlanır, en fazla şıp şıp damlar, çoğunlukla tıs tıs öter.Ali Akbaş’ın şiiri ise pınardır. Arı, duru, berrak, tertemiz.Anne kokuludur, nine kokuludur. Sanki zemzem.Köy vardır Ali Akbaş’ın şiirinde, şehir vardır, medeniyet vardır.Onun şiirindeki köyü hissedersiniz, okuyanın içini kıpır kıpır

Bazı şairlerin şiiri, nehir gibidir, gürül gürül akar. Kimi çağlayana benzer, kiminin şiiriyse dere gibidir.

Kuyu gibi olanlar vardır, derine kova salmadan suyuna kavuşamazsınız.

Suyu kesilmiş çeşme gibi olana da rastlanır, en fazla şıp şıp damlar, çoğunlukla tıs tıs öter.



Ali Akbaş’ın şiiri ise pınardır. Arı, duru, berrak, tertemiz.

Anne kokuludur, nine kokuludur. Sanki zemzem.

Köy vardır Ali Akbaş’ın şiirinde, şehir vardır, medeniyet vardır.

Onun şiirindeki köyü hissedersiniz, okuyanın içini kıpır kıpır eder. İşte tam bizim ora dedirtir.

Şehrini, medeniyetini, kültürünü gördüğünüzde hayran kalırsınız.

Bizi anlatır. Kendimize güvenmemize yol açar.

Kelime tasarrufuna onun kadar önem veren bir şair daha az bulunur.

Damıtır, damıtır… Tek kelime, ne kelimesi, tek hece fazlalık barınmaz.

Birini çıkarsanız noksan, bir eklemeye kalksanız fazla olur.

O yüzden Ali Akbaş’ın kuyumcu terazisi kadar hassas örülmüş şiiri, gül yağından farksızdır.

Dört ton gül yaprağından, bir kilo gül yağı elde edilirmiş.

Zarif şişelere damla damla konulan o kıymetli gül yağı, altınla tartılır.

Ali Akbaş’ın şiiri de hangi tür mücevherle tartılsa, ağır basar.

Tanıdığımda kırk yaşında büyük bir şairdi. Rabbim uzun ömür versin. Daima hocamızdır.

*

Bir hürmet saygı ifadesi olarak, Hece Taşları Dergisi, 55. sayısını şair Ali Akbaş için hazırladı. Metin Özarslan, Yasin Mortaş, Mehmet İsmail, Nazım Payam, Mustafa Kök, İbrahim Eryiğit, Ahmet Doğan İlbey, Ramazan Avcı, Mehmet Pektaş, Halit Yıldırım, Mehmet Gözükara ve Tayyib Atmaca’nın kıymetli yazıları yanında, bu sayının bütün şiirleri Ali Akbaş’a ait.

Tayyip Atmaca, “Yetmiş yedi yıldır şardağı’ndayım, kınalı keklikler yanımdan geçti, üstümden turnalar yemen’e uçtu, medine’den gelen hacı leylekler, ilk benim kokumu içine çekti…” diyerek Ali Akbaş’ın bakışıyla başladığı ilk yazıyı şöyle bitiriyor:

“Köküm şardağı’nda dallar gurbette, ankara’da dolanırım yıllardır, avrasya’dan soydaşlarım gelirler, kardeş kalemlerle kalkar giderim, şehriyar mı deyim çolpan mı deyim, hangisini desem diğeri kalır, dolaştığım yeter dünya yurdunda, her türkünün dudağında tüterim, göygöl’de aras’ta kür’de sulanan, allı telli turnalarım dönerler, sürgünlüğüm tamamlanır sonunda, yetmiş sekiz alıç her aça yeter, bir gün tekrar şardağı’na dönerim.”

*

Ali Akbaş’ın şiirlerinde göç ve gurbet konusu ağır basar. Türkçe’nin burçlarından biridir onun şiiri.

İki örnek seçelim.

İlki, Koçaklama…

“Gezindim Ceyhun boyunda / Yıkandım Seyhun suyunda / Manas’ın zafer toyunda / Kopuz çalan ozan benim

Özbek, Tatar, Oğuz, Kumuk / Benden sorulur hak hukuk / Orhun’da Bilge Tonyukuk / Bengü Taş’ı yazan benim

Şölen verip sofra kuran / Açı, yoksulu doyuran / Batılı Haktan ayıran / Ulaş Oğlu Kazan benim

Çamlıbel’de Köroğlu’yum /Han Oğuz’un zor oğluyum / N’eylemeli budur huyum / Kır At’ıyla tozan benim

Han Ayvaz’ım budur sözüm / Hakk’a açık gönül gözüm / Kılıcımdan zeyrek sazım / Bu destanı düzen benim

Gam yemesin koçaklarım / Mevla ne gösterir yarın / Kralların kisraların / Oyununu bozan benim”

*

Erken yaşta Kırım’ı terk ederek, hayatını gurbet ellerde geçirmek zorunda kalan, ömrü boyunca vatan hasreti çeken ve eserlerinde hep o toprakları anlatan büyük usta Cengiz Dağcı için yazdığı “Cengiz Vatana Döndü” şiiri, onun yanık hikâyesini bilenlerin gözlerini pınara çevirir. İki yer için yandı ustanın yüreği. Biri Kırım, diğeri Türkiye. Biri gönderdi, diğeri almadı. İngiltere’de yaşadı. Şimdi vatanında.

*

“Dal aradı konmaya / Kanadı kana döndü / Merhaba Gelinkaya / Cengiz vatana döndü

Gurbeti yol eyledi / Dikeni gül eyledi / Acıyı bal eyledi / Cengiz vatana döndü

Felek ile savaştı / Nice engeller aştı / Sonunda kitaplaştı / Cengiz vatana döndü

Deyin Kont Şeremet’e / O uğursuz lânete / Bindi bir cansız ata / Cengiz vatana döndü

Hasret dolu sinesi / Bir Gözyaşı Çeşmesi / Kucak açtı annesi / Cengiz vatana döndü

Yılları saya saya / Daldı derin uykuya / Bitti korkulu rüya / Cengiz vatana döndü

Gün geçti devran döndü / Zulmün ocağı söndü / Hem matem hem düğündü / Cengiz vatana döndü

Müjde hanlar, giraylar / Müjde Bahçesaraylar / Geçti seneler aylar / Cengiz vatana döndü

Tatarım Allah kerim / Kızıltaş’ım Salgır’ım / Gözün aydın ey Kırım / Cengiz vatana döndü”

#Ali Akbaş
#Şiir
#Ceyhun Nehri
#Mustafa Kök
#Köroğlu