İstanbul’un bir ilçesinde, bir partinin ilçe başkanlığı binasına polis baskın yapmış.
Acaba hangi ilçe?
Kim bilecek hangi parti?
Polisler içeri girdiklerinde, duvarlarda terör örgütünün hapisteki liderinin posterlerini görmüşler.
Hangi lider olabilir?
*
Terör örgütünün çatışmalarda öldürülen teröristlerinin de posterleri asılıymış.
Ayrıca, çuvallar dolusu evrak.
Polislerden biri şöyle söylüyormuş:
“Vay arkadaş! Nedir bu? Bir parti binasına mı geldik, terör örgütünün karargâhına mı?”
Öteki de cevap vereceği yerde, devresinden daha fazla şaşırdığını, şu cümlelerle belli etmiş:
“Yav arkadaş! Bu nedir yav?”
*
Gayet iyi biliyorlar tabii, gördüklerinin ne olduğunu.
Hepsini toplayıp gitmişler.
Yazılı çizili belgeler, bilgisayarlar vesaire.
*
Elektriğin de kaçak kullanıldığını tespit etmişler. Ne kadar ilginç!
O elemanlar, elektriğe para vermekten hiç hoşlanmıyor. Anlaşılan budur.
Nerede olursa olsun, kaçak kullanmak şart onlar için.
Tespit edildikten sonra elektriği kesmişler.
Kullandıkları suya da bakmak lâzım.
Doğalgaz ve telefonlara da.
Onları kaçak kullanmadılarsa, ayıp etmişler demektir.
Fırından ekmek, pazardan patates aldıklarında para veriyorlarsa, iyi. Tebrik etmek gerekir.
*
O partinin ‘bir’ ilçedeki hâli böyleyse, diğer ilçelerdeki durumu nasıldır?
Kontrol etmeye değer.
Tahmin yürütebiliriz.
“Diğerleri farklıdır. Bu ilçedeki bir istisna olsa gerek” diye düşünen varsa, söylesin.
*
Terör örgütüne on binlerce tır dolusu silah ve cephane yardımında bulunan Amerika, bu elemanların elektriğini-suyunu da karşılasa yakışmaz mı?
Hat çeksinler okyanusun altından, göndersinler.
O kadarını beceremiyorlarsa, hiç değilse fatura ödemeyi öğretsinler.
Fakat emin olun, okyanus ötesindeki ağababaları bunlar için “üç aylık hızlandırılmış fatura ödeme kursu” düzenleseler, birkaç aya kalmaz, yine unuturlar aldıkları dersi.
Elektrik için para ödemeyi tam anlamıyla kabullenemez, öyle bir davranış geliştiremezler.
*
Ortadaki tablonun tamamı, adı geçmeyen partinin kapatılması için bin defa yeterli.
Çok uğraşıyorlar kapattırmaya.
Görünen manzara böyle…
ABD’de bir örgüt türese, çoluk çocuk demeden on binlerce kişinin canına kıysa.
Yıllar boyunca bu şekilde devam etse.
Kurulan bir parti ile terör örgütünün resimleri çakışsa.
Yan yana veya üst üste konulduğunda hiç fark görülmese.
O partinin başkanı olanlar, örgüt liderinin heykelini dikmekten bahsetse.
Parti binalarında posterleri baş tacı edilse.
Örnek olarak Bin Ladin diyelim.
Bay Başkan’lar, böyle bir duruma seyirci kalabilirler mi?
Dahası var… “Biz sırtımızı o terör örgütüne yasladık” diye meydanlarda haykırsa.
Bir diğeri “Terör örgütleri bahsettiğiniz sınırı geçecek, siz de mal mal bakacaksınız” diye meydan okusa… Nasıl olur?
Bu örneği tekrar etmek istedik.
Çok çarpıcı çünkü. Durumun özünü ortaya koyuyor.
*
Yine de adı geçmeyen partinin kapatılması, onların ekmeğine yağ sürmek gibi geliyor bendenize.
Mağduriyet tablosu oluşturmak için çırpınıyorlar.
Mağduriyetleri bile rezilce. Örgütleri gibi, partileri gibi, pırtıları gibi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.