Aradan bir ömür geçmiş ama bugün gibi aklımdadır. Üniversiteye yeni başlamıştık. Bir gün arkadaşlarla isimlerin anlamı üzerinde konuşuyorduk. Aramızda adı Namık olan bir arkadaş vardı. Adının anlamını bilmediğini söyleyince, bir fırsat doğdu. “Na, olumsuzluk ifade eder biliyorsun” diye söze başladım “Yok anlamındadır. İki yoktan ne çıkar demiş ya Nabi, imzasını atarken”. “Evet” dedi. “Mık ise ‘akıl’ anlamına geliyor.” Bir süre öylece bakıştık. Yüzü düştü, üzüldü. Çok uzatmadık tabii. Hemen ardından
Aradan bir ömür geçmiş ama bugün gibi aklımdadır. Üniversiteye yeni başlamıştık. Bir gün arkadaşlarla isimlerin anlamı üzerinde konuşuyorduk. Aramızda adı Namık olan bir arkadaş vardı. Adının anlamını bilmediğini söyleyince, bir fırsat doğdu.
“Na, olumsuzluk ifade eder biliyorsun” diye söze başladım “Yok anlamındadır. İki yoktan ne çıkar demiş ya Nabi, imzasını atarken”.
“Evet” dedi.
“Mık ise ‘akıl’ anlamına geliyor.”
Bir süre öylece bakıştık. Yüzü düştü, üzüldü.
Çok uzatmadık tabii. Hemen ardından sözlerimin şaka olduğunu söyledim. Sözlükte araştırdık ve “Yazıcı, yazar, kâtip” anlamına geldiğini öğrendik.
*
Ülkemizde o ismi taşıyan 6100 civarındaki kişinin hepsinden peşinen özür dilerim ama biri hariç.
Gördük ki benim 45 yıl önce yaptığım o şaka, bazı durumlarda gerçekmiş gibi durabiliyormuş ve çok da yakışıyormuş, cuk diye yerine oturuyormuş.
Nitekim o sesi duyduk, oturdu ve çay gelsin diye bekliyor.
At sahibine göre kişner. Genel Başkan değişince partinin çizgisi de ona göre şekillenir.
Bazen de aradan pırtlayanlar olur. Eskinin kalıntıları…
Henüz unutmadık, hatırımızdadır; “Suriye’de ne işimiz var, Libya’da ne işimiz var?” nakaratlarını defalarca duyduğumuz eski genel başkanın kalıntılarından biri olan vekil, çıktı ve Meclis kürsüsünde Mavi Vatan için “Masal” dedi.
Masal çağından çıkamamış, her gördüğünü ve duyduğunu masal mı sanıyor?
Elbette değil. Koca adam olmuş. Bu yaşta ne işi olur masal çağıyla?
Her kesimden tepki gördüyse de o söz söylenmiş oldu.
Silahtan çıkan kurşun geri döner de ağızdan çıkan söz dönmez.
*
Vatan sınırlarının sadece karada olduğunu düşünüyor herhalde.
Denizlerdeki sınırların varlığını anlayamamış… Mı acaba?
Koca adam olmakla kalmamış, Türkiye’nin Büyükelçisi olarak Vaşinton’da senelerce görev yapmış.
Bilmez mi ülkelerin denizlerdeki hâkimiyetini?
Dil sürçmesi de olamaz. Galiba sürçme kafasının içinde.
Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtuluşu için ülkemizin yaptığı SİHA vb yardımlardan da rahatsız olsa gerek. Bu portrenin ayrılmaz bir parçasıdır çünkü o konudaki itiraz.
*
Seçtiği diğer kelimeler de nefret kokulu, küçümsemeli, eleştirinin ötesinde, hakarete varacak ölçüde.
“Sınır ötesi operasyonlarla yetinmedi. Deniz aşırı maceralara yeltendi.”
Belli ki sınır ötesi operasyonlardan da fena hâlde rahatsız.
Ne biçim lâflar bunlar?
Ne demek yeltenmek?
Sen neye yeltenmektesin?
Maksadın nedir, ana fikrin nedir, baba fikrin ne?
*
Sonrasında “Neyse ki” deyip ekonomik sebeplerle “çabuk yüz geri etti” diye sürdürdü konuşmasını.
Mavi vatandan dönüldü mü? Deniz sınırlarımız iptal mi oldu?
Doğu Akdeniz’deki haklarımızdan, Batı Karadeniz’deki haklarımızdan vaz mı geçildi?
Bu kafayla bir yere varılmaz.
Özgür Bey’in acilen hesap sorması, bir daha yeni çizgiyi sabote etmemesi için hizaya sokması gerekir.
Görüşme heyetinde tekrar yer alırsa, dışarı çıkarılmasını istemek gerekecek kadar seviyesiz.
Yurt dışında yıllarca temsil ettiği Cumhurbaşkanı ile görüşmeye alınmayacak ölçüde sevimsiz.