Azerbaycan ordusu karşısında Ermenistan’ın tutunması imkânsızdı.
Görünen rayon, kılavuz istemez.
Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan’ın ifadesine göre üç günde cephane tükenmiş.
Üç yıl dayanacak cephane olsaydı da sonuç değişmeyecekti.
Azerbaycan’ın üstünlüğü, yalnızca silah gücünden kaynaklanmıyor.
Her şeyden önce ortada bütün dünyanın kabul ettiği bir işgal söz konusu.
İster Kafkasya’da, ister kutuplarda, isterse çölün ortasında olsun, toprak sahibi haklıdır ve otuz yıl da geçse hakkına kavuşur.
*
Cephane üç günde tükeniyor ama savaşacak gücü olmadığını bildiren Genelkurmay Başkanı suçlanıyor.
Cephane üç günde tükeniyor ama içeride “Kazanacağız, kazanıyoruz, kazandık… Zafer bizim” diye açıklamalar yapılıyor.
Cephane üç günde tükeniyor ama kıyıda köşede sakladıkları bombalarla sivil yerleşim yerlerine saldırmaya devam etmekten geri durmadılar.
Yasaklanmış bombaları kullandılar.
Genç yaşlı, çoluk çocuk, kadın erkek demeden öldürdüler.
İlan edilen ateşkes anlaşmalarını da defalarca bozdular.
*
Sonuç, hüsran tabii…
Başka ne olsun?
Macron’un verdiği gazla ancak buraya kadar gelinebilirdi.
Otursunlar, beraberce mum yakıp ağlasınlar.
*
İşgal edilen Karabağ topraklarını terk etmek zorundalar şimdi.
Kış şartlarını ileri sürüp ek süre istediler.
Azerbaycan tarafından o hak tanındı.
Ne var ki terk ettikleri köyleri kasabaları yakıp yıkmaktan vazgeçmediler.
Meğer evleri, ağaçları, ahırları, resmî binaları yakmak içinmiş istedikleri ek süre.
Zerre kadar akıl bulunmadığını da böylece ortaya koymuş oldular.
Verilen zarar hesap edilecek ve tazminat ödemek zorunda kalacaklar.
Bunu bile düşünemeyen bir kafa.
*
Rusya’nın her durumda Ermenistan’ı destekleyeceğini sanıyorlardı.
Terazinin kefelerini görmediler, hangi tarafın ağır basacağını hesap edemediler.
Aynı zamanda Avrupa Birliği’ne yanaşmanın bir bedeli olacaktı.
Putin’in iki taraflı oyuna razı gelmeyeceğini, AB’den medet ummanın karşılığında yüz çevireceğini, ister istemez Ermenistan’ın burnunu sürtmeyi tercih edeceğini bilmeleri gerekirdi.
*
Görmeleri, hesap etmeleri, bilmeleri gereken daha çok şey vardı.
En başta Türkiye’nin açık desteğini hafife almamaları gerekirdi.
Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de yaşananları iyi tahlil etmeliydiler.
Edemediler. Görmediler bile.
Hatalar peş peşe dizilince, bir zincir oluştu.
O zinciri ister ayağına tak, ister bileklerine.
Putin, Paşinyan’ın boynuna takmayı tercih etti.
*
Aliyev’i her fırsatta tekrarladığı gibi Karabağ, Azerbaycan’dır.
Aynı zamanda Nahçıvan’a yol açılıyor.
Oraya öyle bir yol yapalım ki, dünya yol görsün. Gören “Vay…” desin.
*
Aliyev, Nahçıvan’ın statüsü hakkında endişe edenlerin yüreğine su serpti.
“Ben değiştirdim sitatüskoyu” dedi.
Ne güzel söyledi.
O sırada elini de bir güzel sallayıverdi.
Merhum babası Haydar Aliyev bugünleri görseydi, gözlerinden öperdi.
Merhum Elçibey görseydi, koşarak sarılırdı.
İlham Aliyev’e sarılmak için Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı olmak gerekmiyor tabii. Onların yerine şimdi Erdoğan sarılıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.