Lânetli olmak, böyle bir şey demek

04:005/01/2021, Salı
G: 5/01/2021, Salı
Mehmet Şeker

Yunan bakandan kışkırtıcı açıklama…Ermenistan başbakanından hadsiz ifâdeler…Sisi’den küstah açıklama…AB’den Türkiye’ye çirkin sözler…Yunan medyasından skandal ifâdeler…Rumlardan tahrik…Yunan basınında kepâzelik…Fransız cumhurbaşkanından Müslümanlara hakaret…Alman polisinden orantısız şiddet… (Kime olduğunu tahmin edin.)*Bu tür haberlere neredeyse her gün rastlıyoruz.Yunan’ı, Ermeni’si, kemikleşmiş Türkiye düşmanlığını her fırsatta ortaya koymadan, başını yastığa yaklaştırmıyor.Fransız’ı, Alman’ı

Yunan bakandan kışkırtıcı açıklama…

Ermenistan başbakanından hadsiz ifâdeler…

Sisi’den küstah açıklama…

AB’den Türkiye’ye çirkin sözler…

Yunan medyasından skandal ifâdeler…

Rumlardan tahrik…

Yunan basınında kepâzelik…

Fransız cumhurbaşkanından Müslümanlara hakaret…

Alman polisinden orantısız şiddet… (Kime olduğunu tahmin edin.)

*

Bu tür haberlere neredeyse her gün rastlıyoruz.

Yunan’ı, Ermeni’si, kemikleşmiş Türkiye düşmanlığını her fırsatta ortaya koymadan, başını yastığa yaklaştırmıyor.

Fransız’ı, Alman’ı onlardan geri kalmaz.

İngiliz uyanıktır, diğerleri gibi bodoslama dalmaz.

Amerika ise herkesin mâlûmu…

İran fırsat kollar, yerini buldu mu şiiri bahane eder, şarkıyı bahane eder, lâfını söyler.

İmkân bulsa, lâftan öteye geçecek elbette.

Suudi’si, Birleşik Arap’ı öteye çoktan geçti.

Belçika’sı, Danimarka’sı her türlü baskı için kolları sıvamıştır.

Bazen karikatür olur sebep, bazen başka bir şey.

Rusya ve Çin’i anmadık, hatır kalacak.

*

Alıştık artık.

Ne şaşırıyoruz, ne yadırgıyoruz.

Hattâ, bu tür başlıklar bile abartılı geliyor.

Gayet samimi söylüyorum, bu tür davranışlar sıradanlaştı.

Eğer günün birinde başka türlüsüne rastlarsak, değişiklik hissedecek ve haber değeri göreceğiz.

Mevcut hâliyle, kızmak bile gereksiz.

*

İleri geri konuşurlar.

Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, Türkiye’nin topraklarını parçalamış haritalar gösterirler.

Okullarında okuttukları ders kitaplarında yer alır o haritalar.

Hayallerindeki haritalarla yüreklerini serinletir, tatmin olurlar.

Durup dururken efelenirler.

Boylarına bakmaz, poslarını ölçmez, yazılı sözlü saldırırlar.

Bizi bilmez gibi davranmaktan vazgeçmezler bir türlü. .

Savaş çığlıkları atarlar.

Teröristleri destekler, kucak açar, gözlerinden öper, saraylarında ağırlamaktan geri durmazlar.

Yetmez, silâh verir, cephâne gönderirler.

Bize parayla satmadıklarını onlara hibe ederler.

*

Herkes kendine yakıştığı şekilde davranır.

Bir köpeğe havladığı için kızılır mı?

Kirpinin okları var, timsahın dişleri çok keskin, sırtlan çok sinsi diye yakınmak mantıklı mıdır?

Yılan da çok sürüngen arkadaş! Üstelik en az yarısı zehirli.

Akrep de fena diye şikâyet etmek, yakışık alır mı hiç?

Tabiatın kuralı var, düzen öyle kurulmuş.

Milletler arası ilişkilerde, tam anlamıyla orman kanunları geçerli.

Büyük balık, küçüğü yutmak için hazırlık yapar, fırsat doğunca yutar.

Kurt kuzuyu, aslan ceylanı kaç kere yakaladı kim bilir?

Burada karar vermek durumunda olduğumuz konu şudur: Avlanan mı olacağız, avlayan mı?

Kardeş kardeş geçinmek, çizgi filmlerde görülür.

*

Dış ilişkilerin yapısını bilip kabul ettikten sonrası kolay da içerisi karışık.

Biri çıkar, 2021 Türkiye’sinde başörtü ile ilgili lâf eder ve faşist zihniyetini sergiler.

Öbürü, Ayasofya’nın ibâdete açılmasını 2020’nin en büyük felâketi olarak sunar.

Hangisi daha tehlikeli? Hangisi daha zararlı? İçeridekiler mi, dışarıdakiler mi?

Numan Bey ne güzel söyledi: “Vatikan bile böyle tepki göstermedi.”

#Yunanistan
#Ayasofya
#İbadet