Silivri’nin yoğurdu meşhurdu eskiden. Ortasındaki yoğurtçu heykeline rağmen, şimdi hiç kimsenin aklına yoğurt gelmiyor. Varsa yoksa cezaevi, duruşmalar.
15 Temmuz davasında sıra bugünlerde köprüde.
O zamanlar Boğaziçi, bu zamanlardaysa 15 Temmuz Şehitler Köprüsü.
Hâkimler yüksekte, sanıklar aşağıda.
Yan taraflarda avukatlar, şehit yakınları, gaziler, seyirciler ve çok sayıda jandarma.
Köprü, İstanbul’un kilit noktası.
Darbenin başladığı yer.
Tanklar, bir kısmı diz çökmüş bir kısmı ayaktayken ateş eden silahlı askerler, karşılarında büyük bir kalabalık.
Hepimizin gözü önünde kolayca canlanan o meşum sahne.
Darbenin sembolü.
Ortalık toz duman.
Vurulanlar, yere uzanarak korunmaya çalışanlar, kurşunlara hedef olup yaralananları taşıyanlar.
Yaralı taşırken vurulanlar, kanlar içinde taşınırken can teslim edenler.
Yerde şehitlerin kanı, birbirine karışıyor.
*
O can pazarı yaşanan gecede, kurşunlar vızır vızır uçarken, bir yanda vatanını hain darbecilerden korumak için hayatını feda etmeye hazır sivil insanlar…
Öte yandaysa ülke yönetimini darbe ile ele geçirmeye çalışanların görevlendirdiği piyonlar.
Fakat duruşma sırasında sanıkların savunmalarına bakarsanız, hiç kimse ateş etmemiş.
Ateş eden de korkutmak için havaya ateş etmiş.
O şehitler, yaralananlar havada uçuşmaktaydı herhalde o gece.
*
Şehit Erol Olçok’un kardeşi, Abdullah Tayyip’in amcası Cevat Olçok’un yorumu:
“15 Temmuz hain darbe girişimi Şehitler Köprüsü davasında, 24 celsede, 143 sanıktan 142 sanığın savunması alındı ve çapraz sorgulaması yapıldı.
34 Şehit, 266 Gazimiz var.
Sadece 1 er, halka doğru ateş ettiğini söyledi ve kabul etti.
Bu hainler yalan makinesi. Omurgasız ve şerefsiz.”
Durumun özeti.
Ancak kitaba bakarsak, suçu ispatlanana kadar herkes masum.
O halde onlara hain demek de yanlış.
Hele omurgasız, hele şerefsiz demek, külliyen yanlış.
Peki köprüdeki o kadar kurşunu kim sıktı?
Onca insanı kim vurdu?
*
Demek ki kitapta yazanlar tam anlamıyla doğru sayılmaz.
Ortada bir hainlik var, bir şerefsizlik var fakat bunların kim olduğu henüz kesinlik kazanmamış.
Bu haliyle o sözler de ‘ortaya’ söylenmiş oluyor.
Hak eden üstüne alınsın.
Hiçbir sanık alınmıyor tabii.
Hepsi masum!
*
Öyle güzel rol yapıyorlar, öyle ustaca savunuyorlar ki, insanın acıyası geliyor.
Herhalde vurulanlar suçlu!
Ne yaptıysa onlar yaptı.
Kurşunların önüne geçmekle, tankların üstüne yürümekle büyük kabahat işlemişler.
En büyüğünü.
Vatanı savunmak için darbeci askerlerin karşısına çıkmak ne demek?
Otur evinde. Vakti gelince nasılsa kapını çalıp seni alırlar.
*
Çılgınlık demiyorlar mıydı ekranlara çıkıp yorum yapan Fetöcüler?
Sivil halkın sokaklara dökülmesinin ne kadar yanlış olduğunu söylemiyorlar mıydı?
Onları dinlemeyip canından oldular.
Tıpkı Maraş’taki Sütçü İmam gibi, Antep’teki Şahin Bey gibi eli silahlı askerlerin karşısına dikilirsen canından olursun tabii.
Bu zavallı darbecilerin hepsi masum olduğuna göre, bir suçları olmasa gerek.
Savunmalarındaki “Emir aldık, ona uymak zorundaydık. Aksi düşünülemez” açıklamalarına itibar ederek, hepsini salmak lazım.
Salmalı ki bir sonraki darbeyi rahatça yapabilsinler.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.